
Ankara Kadın Platformu: İstismarı aklamanıza izin vermeyeceğiz, buradayız
- 19:46 25 Nisan 2019
- Güncel
ANKARA - İstanbul’da 5 yaşındaki çocuğun cinsel istismara maruz bırakılmasına tepki gösteren Ankara Kadın Platformu, “İstismarcıları aklama derdine düşenlerin karşısında biz kadınlar varız, buradayız” dedi.
Ankara Kadın Platformu, İstanbul’da 5 yaşında bir çocuğun cinsel istismara maruz bırakılması ve artan taciz ve tecavüze dikkat çekmek amacıyla Sakarya Caddesi’nde eylem gerçekleştirdi. Eyleme çok sayıda kadının yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de katıldı. “Çocuk İstismarına Ses Çıkar” pankartı arkasında bir araya gelen yüzlerce kadın, “Bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundasın”, Tacize, tecavüze, isyan”, “Ak’lama yargıla, faili tutukla”, “Ensar rejimini yıkacağız” ve “ Ben susmayacağım sen utanacaksın” dövizleri taşıdı. Kadınlar eylem boyunca sık sık, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Jin jiyan Azadi”, “Çocuk susar sen susma”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” ve “Failleri değil, mağdurları koru” sloganları attı.
‘Olayın hemen ardından yayın yasağı getirildi’
Ardından basın açıklamasına geçildi. Açıklamayı platform adına Nur Aytemür okudu. Çocuğun evinin önünden kaçırılarak karakola bir dakika uzak bir bölgede cinsel istismara maruz bırakıldığını hatırlatan Nur, infial yaratan olayın ortaya çıkmasıyla birlikte Kanarya halkının sokaklar döküldüğünü ifade etti. İstismara maruz bırakılan çocuğun Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde tedavi altına alındıktan sonra bugün taburcu edildiğini aktaran Nur, “Olayın hemen ardından konu ile ilgili yayın yasağı da getirildi. Bu türden gizlilik kararlarının, çocuğun üstün yararına kullanılmasından daha çok kamuoyu tepkisini azaltmak, basının takibini zorlaştırmak, faillerin yargılanıp yargılanmadığını, yargı sürecinin nasıl geçtiğini kamuoyunun bilmesini önlemek, yalnızca faillerin değil devletin sorumluluğu olduğu gerçeğinin üstünü örtmek için kullanıldığını da pek çok örnekten ne yazık ki biliyoruz” diye konuştu.
'Biz varız'
Çocuğun cinsel istismara maruz bırakılmasının münferit bir vaka olmadığına dikkat çeken Nur, şöyle konuştu: “Her güne bir taciz, istismar, tecavüz ya da şiddet haberi ile uyanıyoruz. Artık bu haberler canımıza tak etti. Yetkililer ise failleri cezalandırmak yerine bu duruma tepki gösteren kadınları baskılamayı tercih ediyor. Bugün Taksim’de konu ile ilgili oturma eylemi yapan kadının gözaltına alınması bunun en yakın örneği. Biliyoruz ki tacizciler, tecavüzcüler, istismarcılar cesareti AKP'nin çocuk ve kadın düşmanı politikalarından alıyor. 9 yaşında çocuk evlenebilir diyen Diyanet, Ensarcıları koruyan devlet, çocukların evlilik yaşını tartışan hükümet ve erkek adalet yaşananların asıl sorumlusudur. Erken evlilik adı altında istismarcıları aklama derdine düşenlerin karşısında biz kadınlar varız, buradayız. “
‘Son 10 yılda çocuk istismarı yüzde 700 arttı’
Son 10 yılda çocuk istismarının yüzde 700 arttığını ve her 4 tecavüz davasından birinin çocuklara ilişkin olduğunu vurgulayan Nur, yargı organlarının taciz ve tecavüz failleri ile şiddet uygulayan erkeklere karşın etkin ve adil bir soruşturma yürütmediğini ve faillerin adeta cezasızlıkla korunduğunu vurguladı. Nur, “Türkiye’de kadınların yüzde 26’sı 18 yaşından önce evlendiriliyor, yüzde 10’u ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına alıyor. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğruyor. Cinsel istismarın çocuklar üzerinde bilişsel, duygusal, fiziksel ve sosyal açıdan çeşitli etkileri bulunmaktadır. Çocuğun üstün yararı ile gelişme hakkını yok sayan ‘evlilik affı’ adı altında anılan aslında ‘çocuk istismarı yasa tasarısı’ olan tasarıdan acilen vazgeçilmelidir! Hiçbir çocuk bir yetişkin ile zoraki cinsel ilişkiye zorlanamaz! Çocuk istismarı meşrulaştırılıp, süreklileştirilemez! Cinsel istismarda cebir şiddet ve rıza tartışması yapılamaz! Burada çocuğun rızası değil bir yetişkinin istismarı vardır. İstismarcıları koruyan değil, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı, güvenli bir ortamda büyüme hakkı gibi yükümlülüklerini yerine getiren düzenlemeler hayata geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.
‘Adalet sisteminden hesap soruyoruz’
Bugün Tarsus’ta, 12 yaşındaki çocuğu istismara maruz bırakan cami imamının yargılandığı davanın duruşmasının görüldüğünü söyleyen Nur, “Bizler çocuk istismarına, tacize, tecavüze karşı tüm kadınları mağdurlar ile dayanışmaya ve bu olayların peşini bırakmamaya çağırıyoruz. Tarsus’taki davada sanık tutuksuz yargılanmaktadır. Tutuksuz yargılama kararı karşısında ailenin duruşmada tepki göstermesi üzerine, Mahkeme Başkanı aileyle alay eder gibi ‘Beraat kararı bile çıksa suçsuz olduğunu göstermez’ sözlerini sarf edebilmiştir. İşletilmeyen ve istismar suçunu görmezden gelen adalet sisteminden hesap soruyoruz; tüm taleplere ve delillere rağmen sanık neden hala tutuklu yargılanmamaktadır? “ diye konuştu.
‘Adil olmayan yargı sistemi cezasızlığa neden oluyor’
Cinsel saldırı ve istismar suçlarının soruşturma, kovuşturma ve cezalandırma aşamalarında en özensiz yürütülen, çocukların ve kadınların adli süreçlerde ikincil haksızlıklara tekrar tekrar maruz kaldıkları bir suç tipi haline gelmiş durumda olduğuna dikkat çeken Nur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cinsel suçlar çoğunlukla yargı aşamasına gelmeden ört bas ediliyor. Şikayet edildiğinde polis, savcı, mahkeme şikayetleri ciddiye almıyor, başvuruda bulunan kadına ve çocuğa ön yargılı bir bakış sergileniyor, delil toplanmıyor ya da faili tutuklama tedbiri uygulanmıyor. Adil olmayan yargı sistemi, cezasızlık, iyi hal indirimleri yeni cinsel suçlara teşvik edici bir döngüye sebep oluyor. Bu örneklerden biliyoruz ki cinsel şiddetle mücadelede ceza yaklaşımının kendisi bu toplumsal sorunu çözmüyor. Buradan devlete sesleniyoruz; yükümlülüklerinizi derhal yerine getirin! Failleri değil, mağdurları koruyun! İstismarı aklamayın, önleyin. Cinsel şiddete karşı kadınları ve çocukları gözeten, cinsiyet eşitliğini temel alan politikalar üretin.”
‘Kadınların özgür olduğu sokaklar istiyoruz’
Kadınların özgür olduğu sokaklar, okullar ve işyerleri istediklerini vurgulayan Nur, 16 yıldır AKP tarafından topluma ilmek ilmek işlenen uygulamaların ve söylemlerin sona ermesini istediklerini belirtti. Nur, “Tacizcileri, tecavüzcüleri, istismarcıları aklayanların, koruyanların yakasından elimizi çekmeyeceğimizi buradan tekrar ediyoruz. Gerçek adalet sağlanana kadar, sanıklar gereken cezayı alana kadar ve cinsiyet eşitliği sağlayana kadar bu davaların da, erkek yargının da, erkek egemen sistemin de peşinde olacağız” diye konuştu.
Nur, son olarak Tarsus'ta çocuğa istismarda bulunan imamın ceza aldığını belirterek bunun kadınların mücadelesi ile gerçekleştiğinin altını çizdi.
Açıklamanın sonunda, 17 Mayıs’ta Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Şule Çet davasına katılım çağrısı yapıldı.
Eylem, alkış ve zılgıtlarla son buldu.