Tara Husên: Güney Kürdistan'da kadın devriminin zamanı gelmiştir

  • 12:03 24 Nisan 2019
  • Güncel
Rûken Goman 
 
SÜLEYMANİYE - Tevgera Azadi  Sözcüsü Tara Husên, Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi ve ekonomik krizi değerlendirdi. Tara, Federe Kürdistan'da doğru ve demokratik bir siyasetin yürütülmesi gerektiğinin altını çizerken, bölgede kadın devrimi zamanının geldiğini söyledi. 
 
Irak'ta bulunan Federe Kürdistan Bölgesi'ne 2014 yılında siyasi parti olarak resmi başvuruda bulunan ancak şimdiye kadar başvurusuna yanıt verilmeyen Tevgera Azadî (Kürdistan Özgür Toplum Hareketi), 2017 yılında Irak Anayasası Siyasi Partiler Kanunu'na göre siyasi parti olarak tescil edildi ve kongresini gerçekleştirdi.  Tevgera Azadi, ilk defa Irak'daki parlamento seçimlerine 2018'in Mayıs ayında Yeni Nesil Hareketi (Nifşê Nû) ve Halkın Demokrasi Cephesi ile kurduğu ittifakla Yeni Nesil listesinde aday göstererek girdi.  Tevgera Azadi'nin yer aldığı Yeni Nesil Koalisyonu, Kürdistan Bölgesi'nin 4'üncü grubu olurken Meclis'e de 2'si Hewlêr (Erbil), 2'si Süleymaniye'den 4 temsilci gönderdi ve bunların 2'si kadındı. Tevgera Azadi'nin Süleymaniye adayı Yusra Receb seçimleri kazanarak Irak Parlamentosu'na giren isimlerden biri oldu. 
 
Tevgera Azadi, Irak Parlamentosu'na girmeye hak kazansa da Federe Kürdistan Bölgesi'nde Kürdistan Demokrat Parti'nin (KDP) asayişi tarafından büroları defalarca mühürlenerek kapatıldı. Muhalif Kürt siyasetçilere göre KDP, AKP'nin Kürdistan Bölgesi'ndeki misyonunu sürdürüyor. Kürdistan Bölgesi'nde ekonomik ve siyasi kriz bir türlü çözüme kavuşmazken, bölgede yaşanan krizi Tevgera Azadi Sözcüsü  Tara Husên ile konuştuk.  
 
'Amacımız Güney Kürdistan'daki tüm kadınları örgütlemek'
 
Konuşmasının başında siyasete nasıl katıldığını anlatan Tara, şunları belirtti: "Kürdistan Bölgesi'nde yaşayan bir kadın olarak, 2008 yılında siyasi çalışmalara katıldım.  Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi/Partîya Çareseriya Demokratik a Kurdistan (PÇDK) de çalışmalarımı yürüttüm. 2011 yılında yapılan 5'inci kongrede Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildim. Tevgera Azadi kurulduktan sonra Genel Partis Sözcüsü olarak seçildim. Görevimi bugüne kadar sürdürüyorum. Kürdistan Özgür Kadın Örgütü'nün (RJAK) örgütlemesinde de yer alıyorum. Siyasi çalışmalarımız ağır olsa da Güney Kürdistan'daki kadınların örgütlenmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Amacımız tüm Güney Kürdistan'daki kadınları örgütlemek." 
 
'Kürdistan Bölgesi'ndeki parlamento ve siyaset halkın iradesini temsil etmiyor'
 
Konuşmasının devamında Kürdistan Bölgesi'ndeki ekonomik krize dikkat çeken Tara, "Güney Kürdistan'ın tamamında siyasi kriz yaşanıyor ve bu ciddi boyutlara da evrilmiş durumda. 1992 yılının başından bu yana KDP ve YNK baskıcı politikaları ile ortaya çıktı ve halkın iradesine değil kendilerine göre bir siyaset yürüttüler. Bugüne kadar bir çok seçim yapıldı bölgede, fakat hiçbir milletvekili halkın iradesini temsil edemedi. İki partinin de içinde yer aldığı bir hükümet kuruldu ama halen de kriz sürüyor. Krizden önceden bugüne kadar Başkan'ın hiçbir vasfı kalmadı. Çünkü diktatör bir aile siyaseti yürütüyor ve halkın tamamı da bu durumdan şikayetçi. Eğer halkın iradesini esas alan bir siyaset ortaya konulmazsa bu siyaset boşa çıkacaktır" ifadelerini kullandı.   
 
'Yürütülen siyaset ekonomik krizi derinleştirdi'
 
Tara, yaşanan bu krizin nedeninin yanlış yol ve siyaset olduğuna işaret ederek, çözümsüzlüğe bu politikaların neden olduğunu ve çözüm için de bir adımın atılmadığını söyledi. Bu siyasi krizin bir çok nedeni olduğuna dikkat çeken Tara, "Bu nedenlerden biri de işgalci örgütler arasındaki anlaşmazlık. Kendi çıkarları üzerine soruna yaklaşıyorlar ve her daim aralarında bir anlaşmazlık var. Bizler bu yüzden bu zorlukları çekiyoruz. Çünkü bu, ne halkın yararınadır ne de hizmetinedir. Tartışmaları ve sorunları sadece elde edecekleri bir koltuk üzerinedir. Bir diğer konu da yaşanan ekonomik kriz. Güney Hükümeti ile Irak Hükümeti arasında demokratik bir siyaset yürütülmüyor. Doğru bir siyaset yürütülmediği için de ekonomik kriz daha da derinleşiyor. Ekonomi üzerine çelişkiler var ve bunlar henüz çözülmüş değil" dedi.   
 
'Güney Kürdistan'daki krizde Türkiye büyük bir rol alıyor'
 
Kürdistan Bölgesi'ndeki krizin ana etkeninin Türkiye olduğunun altını çizen Tara, şöyle devam etti: "İşgalci devletler örneğin Türkiye gibi bunların Güney Kürdistan'daki kriz ile birebir bağlantıları var. Türkiye ile ilişkiye giren kurumlar kendi başlarına bir karar veremiyor. Onların tek başlarına iradeleri yok. Hegeminik güçler Kürtlerin hiçbir yerde kazanım sahibi olmasını istemiyor. Bu yüzdendir 'Eğer Kürtlerin Afrika bir çadıları dahi olsa ona karşı geleceğiz' diyorlar. Şimdi bu sömürgeci ve işgalci güçler ekonomi, savunma, eğitim ve diplomasi alanlarında toplumu etkilemeye çalışıyorlar. Kürtlere karşı dürüst bir siyaset de yürütülmüyor."
 
'Kadın bir reklam aracı olarak kullanılıyor'
 
Tara, devamında Kürdistan Bölgesi'ndeki sistemde kadının rolüne değindi. Bölgede kadının siyasi ve toplumdaki haklarından tamamıyla yararlanamadığını söyleyen Tara, "Güney Kürdistan'da her gün kadınlar katlediliyor. Kuşkusuz bir toplumda her gün kadınlar katlediliyor, yakılıyor ve fail yakalanmıyor yada bilinmiyor ve cezasız kalıyorsa bu büyük bir utançtır. Bu bölgedeki siyaseti de ortaya koyuyor. Kadının yer almadığı ve öncü olmadığı bir siyaset yok olmaya mahkumdur. Sadece reklam amacıyla kadını ön plana çıkarıyorlar. Fakat önemli karar aşamalarında kadının iradesi tanınmıyor. Siyasi ve diplomasi alanlarında kadınlar yok. Baskıcı bir siyasetin bir çözüm olmayacağını savunuyoruz. Kadının hakikatinin olmadığı yerde demokrasi olmaz" ifadelerinde bulundu. 
 
'Demokratik Ulus çerçevesinde bir sisteme ihtiyaç var'
 
Kürdistan Bölgesi'nde yeni bir sisteme gidilmesi gerektiğini vurgulayan Tara, buna alternatif olarak da PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Demokratik Ulus paradigmasına işaret etti. Tara, konuya ilişkin şunları ifade etti: "Eş bir yaşamın Demokratik Ulus çerçevesinde inşa edilmesi gerekiyor. Tevgera Azadi bu zorlu siyaset şartlarında bunun demokratik yollarla yürütülmesi için çalışıyor. Halkımız da partimize desteklerini sunuyor. Güney Kürdistan'da sadece Kürt halkı yok bir çok ulustan halkımız var. Fakat şuanki sistem onların iradesini esas almıyor. Kerkük'te halklar bir arada yaşıyor fakat şuanki hakim olan sistem ile halklar birbirine düşürülmeye çalışılıyor. Buna alternatif olarak demokratik bir sistem şart. Tebgera Azadi olarak defalarca projelerimizi sunduk. Rojava'daki demokratik ulus modelinden örnekler verdik. Eşitlik, barış ve demokrasinin hakim olacağı bu modele ilişkin verdiğimiz projelerimiz henüz kabul edilmiş değil." 
 
'Ulusal Birlik Kongresi bir an önce yapılmalı'
 
Rojava Devrimi'nde Kürdistan Bölgesi halkının da katkısı olduğunu söyleyen Tara, "Güney Kürdistan aslında çok büyük bir role sahip. Güney Kürdistan'dan kadın ve gençler Rojava'daki savaşa katıldı ve burada da şehit düştüler. Aslında onlar bizlere çok büyük bir mesaj vardi. İşgalcilere karşı bir mesajdı bu. Ulusal kongrenin gerekliliğine işaret ettiler. Eğer biz kalıcı bir kazanım elde etmek istiyorsak bütün Kürtlerin katılacağı Ulusal Birlik Kongresi'nin yapılması gerekiyor" dedi. 
 
'Güney'deki kadınlar için devrim zamanı'
 
Tara son olarak da Kürdistan Bölgesi'ndeki kadınlara köleliği kabul etmemeleri çağrısı yaparak şunları vurguladı: "Kadınlar devrim yapmalı. Kadınlar her alanın belirleyicisidir. Özgürlük çizgisi, demokratik yasalar, kazanım ve hakları için kadınların direnişine ihtiyaç var. Güney'deki başkaldırı kadınlar sayesinde olacak. Tıpkı Kobanê'de Kürt kadınlarının yaptığı gibi. Efrîn'de olduğu gibi. Rojava'daki devrim Güney'deki kadınların heyecan ve umudunu yükseltti.  Güney Kürdistan'da bir kadın devriminin zamanı gelmiştir. Vakit devrim vaktidir. Dört parçada kadınların el ele vermesi ve tecrübelerini birbiri ile paylaşması gerekiyor. Kadınların birliği sağlandığında demokratik bir sitem ve topluma da öncülük edip inşa edileceğine inanıyoruz."