Açlık grevindeki tutsaklar hücrelere alındı, mektuplara el konuldu

  • 09:07 23 Nisan 2019
  • Güncel
ŞIRNAK - Açlık grevlerinin ardından baskı ve hak ihlallerinin arttığı Bayburt M Tipi Cezaevi’nde eylemdeki çoğu tutsağın hücrelere konulduğu ve mektuplarına el konulduğu öğrenildi. Duruma tepki gösteren tutsak yakını Aynur Durak, "Bu zulüm son bulsun artık. Onlar vazgeçmeyecek biz de onların sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle bölge ve Türkiye cezaevlerinde başlayan açlık grevi eylemleri devam ediyor. 1 Mart’tan sonra onlarca tutsağın süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine girdiği Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde, idarenin baskıları da arttı. Sürekli hücre ve keyfi disiplin cezaları ile gündeme gelen cezaevinde, grevde olan tutsaklara gelen mektup ve eşyaların verilmediği, Ocak ayından bu yana grevde olan 6 tutsağın ise son 2 aydır hücrede tutulduğu öğrenildi. 
 
Cezaevinde tutulan kardeşi Nudem Durak'ın son telefon konuşmasında grevde olan onlarca tutsağın hücrelere alındığını ifade ettiğini belirten Aynur Durak, "Kardeşim en son aradığında zaten telefon kapatılmıştı. Biz 2 yıldır onu göremiyoruz, açık görüşlerine gidemiyoruz. Her gitmeye çalıştığımızda ona bir ceza veriliyor. En son aradığında da artık nefes alamaz durama geldiklerini söyledi. Grevde olan tutsakların tek bir bahanede hücrelere atıldığını aktardı. 1 Mart’tan bu yana grevdeler morali çok iyiydi ama onlardan önce greve başlayan tutsakların sağlık durumlarının kötüye gittiğini söyledi. Greve başladıkları günden bu yana kendilerine gelen tek bir eşyanın dahi verilmediğini belirtti. Ellerinde olan mektuplarda onlardan alınıyormuş" diye konuştu. 
 
‘Onlar içerde biz dışarıda birlikte direneceğiz’
 
Yapılan baskıların bir an önce son bulması ve tecridin kaldırılması gerektiğini ifade eden Aynur, şöyle dedi: "Bu zulme son versinler artık. Çocuklarımız gün geçtikçe eriyor. 2 yıldır kardeşimi göremiyorum. Telefonda anlatıyor ‘durumumuz iyi’ diyor ama 50 günü geçti grevleri. Bundan önce de üzerlerindeki baskı çoktu şimdi de çok. Hepsine ya iletişim ya görüş ya da hücre cezası veriyorlar. Cezaevlerine yönelik baskılar son bulsun. Tecrit kalksın bu hepimizin isteği. Orada olan bütün çocuklar bizim çocuklarımız hepimiz onların sesi olmak zorundayız. Emine Erdoğan'ın çocukları yok mu? Hepsinin çocuğu var ama mesele Kürtler olunca herkes böyle sessiz kalıyor. Biz sessiz kalmayacağız, bir çözüm bulunana kadar biz de ayakta olacağız.  Onlar orda biz de burada birlikte direneceğiz."