
Açlık grevinde olan Fatma: Alanlardan yükselen her ses moral oluyor
- 09:06 23 Nisan 2019
- Güncel
İSTANBUL - Bayburt M Tipi Cezaevi’nde 109 gündür açlık grevinde olan Fatma Yıldırım, dışarıdan sesler yükseldikçe tecridin daha erken kırılacağını belirterek, “Barış isteyen halkımızdan böyle bir beklentimiz var. Alanlardan yükselen her sesten moral alıyoruz” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 167’nci gününde sürüyor. Leyla’nın eylemi devam ederken, bölge ve Türkiye cezaevlerinde 1 Mart itibariyle 7 bin tutsak bedenini açlığa yatırdı. Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulun Fatma Yıldırım da, 5 Ocak’tan bu yana açlık grevinde. Fatma, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde eyleme ses verme çağrısında bulundu.
‘Her yerde Leyla Güven’in başlattığı eylemin yankıları var’
Leyla Güven ve Nasır Yağız şahsında eylemin yüksek bir düzeye ulaştığını belirten Fatma, “Bu eylem sadece Kürt halkını ilgilendirmiyor. Ezilen ve mücadele veren bütün hakları ilgilendiren bir eylem. Barış isteyen ve insan haklarını savunan herkesin bu sese kulak verip taleplerimizi dile getirmesi gerekiyor. Biz bugün Saraların, Hayrilerin ve Kemallerin ruhuyla yaşıyoruz. Bütün cezaevleri, özgür alanlar ve ülke dışında olan her yerde, Leyla Güven’in başlattığı eylemin yankıları var” dedi.
‘Alanlardan çıkacak ses tecridi daha erken kıracaktır'
Eylemin giderek büyüyeceğini vurgulayan Fatma, “Kesinlikle tecrit kırılmadığı sürece eylemimizi bırakmayacağız. Biz bu tecridin kırılacağına da inanıyoruz. Moral ve motivasyonumuz ilk günkü gibi yüksek. Bugün aslında her alanda direnişin sesinin yükselmesi gerekiyor. Direnişin sesi asıl bugün çıkmalıdır. Bugün alanlara çıkılacak gündür. Direnişi haykırma günüdür. Alanlardan çıkacak ses tecridi daha erken kıracaktır. Biz buna inanıyoruz. Barış isteyen halkımızdan böyle bir beklentimiz var. Alanlardan yükselen her sesten moral alıyoruz. Büyük coşku ile karşılıyoruz” diye belirtti.
‘Çok zayıflamıştı, tanıyamadım’
Anne Huziyet Yıldırım, kızının 2 yıl Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldığını, bir yıl 3 aydır da Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde olduğunu söyledi. Fatma ile en son 28 Mart’ta görüşebildiğini kaydeden Huziyet, görüşte yaşadıklarını anlatırken duygulu anlar yaşadı. Görüş sırasında kızını tanıyamadığını vurgulayan Huziyet şunları dile getirdi: “Görüş sırasında neredeyse 15 gardiyan etrafımızda duruyordu. Ben bir yıl 3 aydır kızımı görmemiştim. Gardiyanlar yüzünden doğru düzgün göremedim. Doğru düzgün konuşamadık. Zaten 3 aile aynı anda görüşebiliyorduk. Çok zayıflamıştı. Elleri buz gibiydi. Ellerine dokunmama izin vermedi. Ben üzülmeyeyim diye kardeşiyle daha çok konuştu. Daha sonra telefonla aradığında bana ‘Anne seninle konuşamadım içimde kaldı’ dedi. Geçtiğimiz hafta aradığında Leyla Güven’i sordu. Durumunun iyi olmadığını söyledi. Bende ona ‘Hayır kızım çok şükür morali yerinde’ dedim.”
‘Biz annelerin yüreği paramparça oldu’
Yalnızca barış istediklerini ve artık cenazelerin olmamasını dilediklerini belirten Huziyet, “Kızımla en son görüştüğümde bana ‘Daha fazla bir şey yapamıyoruz. Ne yapılacaksa sizler yapabilirsiniz. Sesinizi çıkarın. Sesinizi duyalım. Sesiniz bize güç versin’ dedi. Talepleri insani ve haklıdır. Tecrit insanlık suçudur. Bizim tek talebimiz tecridin kaldırılması, barışın yolunun açılmasıdır. Bu kadar zor mu? Adalet Bakanlığı’na, CPT’ye ve insan hakları kuruluşlarına sesleniyoruz; Gözlerini, kulaklarını açsınlar. Bizi dinlesinler, görsünler. Biz annelerin yüreği paramparça oldu. Yüreğimiz iki parçaya bölündü. Biri evde biri zindanlarda. İnsanın yüreğinden bir parça koparsa evinde durabilir mi?” diye sordu.
Açlık grevleri başladığından bu yana yaşadıklarını anlatan Huziyet, “Gecemiz gündüzümüz bir oldu. Ne uyuyabiliyorum ne çocuklarıma bir yemek yapabiliyorum ne yemek yiyebiliyorum. Açlık grevlerinde ne oldu ne bitti diye gece gündüz televizyon izliyorum. Çocuklarımız olmadıktan sonra bizim yaşamımız var mı? Yok tabi ki. 109 gündür o kadar zorlanıyorum ki sanki dünyada değilim” diye konuştu.
‘Annelerin yüreği aç’
Gebze Cezaevi önünde ve Mardin’in Kızıltepe ilçesinde annelere yönelik polis saldırısını da kınayan Huziyet, “Annelerin yürekleri aç yerlerinde oturabilirler mi? Yerlerinde oturup izleyici kalamazlar. Ben de onlar gibiyim. Yüreğim yanıyor” dedi.