Hülya Alökmen Uyanık: Gördüklerimiz kayyımların intikam politikası

  • 09:03 23 Nisan 2019
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - Kayyımların belediyelerde bilinçli bir tahribat yarattığını belirten Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, “Bu tahribat bugünden yarına hemen değişecek ve iyileştirilecek bir tahribat değil. Sabırlı olacağız ve önce tespit edeceğiz sonra tek tek her şeyi değiştirip, düzelteceğiz. Şuana kadar gördüklerimiz kayyımların intikam politikasıdır” dedi. 
 
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Adnan Selçuk Mızraklı ve Hülya Alökmen Uyanık, kayyım döneminden kalan hasar tespiti için kolları sıvadı. Özellikle kalemlerdeki yolsuzlukları tek tek araştıran eşbaşkanlar, araştırmanın sonucunu ise hazırlayacakları raporla Diyarbakır halkı ile paylaşacak. 
 
Kayyımın kendisi için özel olarak yaptırdığı ve 2 milyona mal olan makam odası gündem olurken, Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün talan edilerek harabeye çevrilmiş durumu da gündem başlıkları arasında yer aldı. Eşbaşkan Hülya Alökmen Uyanık, kayyımın belediyede yarattığı tahribata ilişkin konuştu. 
 
'Belediyeler özel mülkiyet haline getirildi’
 
Kayyım atamalarının özel bir politika olduğunu vurgulayan Hülya, kayyımların “talan politikası” ile belediyelere yerleştirildiğinin altını çizdi. Kayyımların öncelikli hedefinin kazanımları yok etme üzerinden geliştiğini dile getiren Hülya, seçimden sonra belediyelerde karşılaştıkları manzaranın ise bunu kanıtlar nitelikte olduğunu söyledi. Bugüne kadar bin bir emekle var edilen tüm kazanımların kayyımların eliyle bertaraf edildiğini dile getiren Hülya, bu belediyelerin özel mülkiyet haline getirildiğini aktardı. 
 
Hülya, "Belediye binaları çevresine bırakılan beton ve demir bariyerler, polis kulübeleri ile halkı belediyelerden uzaklaştırdılar. Belediyeleri, halkın belediyeleri olmaktan uzaklaştıran bir politika yürütülmüş, kişiye endeksli çalışılmış" dedi. 
 
'Kayyımın kraliyet odası’
 
Mazbatalarını alır almaz resmi olarak çalışmalarına başladıklarını belirten Hülya, ilk karşılaştıkları manzaranın “kayyımın kraliyet odası” olduğunu vurguladı. Hülya, "Kayyım kendisi için başkan odası değil, kalıcı kraliyet odası hazırlamış. Biz elbette bu odayı kullanmayacağız. Bu oda belediyeyi halktan koparan bir odadır. Bunun belediyecilikle yerel yönetimle hiçbir ilgisi yoktur. Diğer yandan Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün ve bazı odaların harabeye çevrildiğini de gördük. Bu harabe de şatafat da bilinçli yapılmış şeylerdi. Örneğin; belediyenin Kültür ve Turizm Müdürlüğü, hemen yan tarafta direkt yanı başında ama kendi odasına harcadığı milyonların yüzde 5'ini dahi orayı iyileştirmek için kullanmamış. Odalarda kapı ve pencereler kırık, sergi odası çöplüğe dönmüş, cep sineması, tiyatro salonu ve kulis odası talan edilmiş ve belediye personellerinin bize söylediğine göre, bu odaların birçoğunu polisler kullanıyormuş" diyerek, bu iddiaları araştıracaklarını söyledi. 
 
'21-B maddesi suiistimal edilmiş'
 
Hülya, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 21-B maddesinin suiistimal edildiğini belirterek, "Doğal affet, yangın ve benzeri acil durumlarda şirketlere verdiğin ihale ile affet yerlerini inşa ettirirsin. Fakat kayyım bu ibareyi kendi odasını yenilemek için kullanmış. Bir belediye başkanı kendi odasını yaptırmak için bu maddeyi kullanamaz ama kayyım kullanmış. Bu madde suiistimal edilmiş ve bu açıkça ortadadır. Buna ilişkin de raporlarımızı hazırlayacağız ve halkımızla paylaşacağız" ifadelerini kullandı. 
 
‘Gördüklerimiz kayyımların intikam politikasıdır’
 
Tiyatro salonunun harabeye çevrilmesini eleştiren Hülya, "Tiyatro salonunu yapmak için insanların nasıl bir emek verdiğini biliyorum, nasıl ilmek ilmek çalıştıklarını biliyorum ve kayyımın bıraktığı şey aslında bu emeğin talan edilmesidir. Biz o salonlarda binlerce panel, konferans gerçekleştirdik, toplantılar yaptık, şenlikler, şölenler düzenledik. Evet, yeni bir kongre merkezi yapılmış olabilir ama hiçbir şey o salonun o hale gelmesini açıklayamaz. Bir kere tarih olarak bile olsa korunması ve halka açık tutulması gerekirdi. Sadece talan mantığı, sadece intikamcı yaklaşım söz konusu olmuş. Biz kentteki diğer belediyeleri de gezeceğiz, oralara da bakacağız ama şuana kadar gördüklerimiz kayyımların intikam politikasıdır" diye konuştu.
 
'Adalet önünde hesap verdirteceğiz'
 
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin alt yapısı geniş bir belediye olduğunu ifade eden Hülya, belediyenin birden fazla birimi ve müdürlüğü olduğunu kaydetti. Bu nedenle büyük bir araştırma ve inceleme yürütmeleri gerektiğini vurgulayan Hülya, şöyle devam etti: "Tam olarak 'şu kadar harcanmış, şu kadar açık var' deme şansımız yok. Tüm birimlerimizi, müdürlüklerimizi gezmeye, raporları kontrol etmeye devam edeceğiz. Bunun için bir komisyon da oluşturduk. Bu komisyon ile beraber kalem kalem neler yapılıp, edildiğini halkımızla paylaşacağız. Tüm belediyelerimizde seçimden sonrası için de özel bir çalışma yürütülmüş. Yani 'HDP'liler gelince rahat çalışmasın' diyerek özel bir talan çalışması yürüttüklerini açıkça görüyoruz. Büyük borçlanmalar, taşınmazların devredilmesi, fazladan personel alımlarının hepsi bilinçli bir çaba gibi görünüyor. Eğer bir usulsüzlük varsa, haksız ve hukuksuzluk varsa ortaya çıkaracağız ve adalet önünde hesap verdirteceğiz." 
 
‘Alo Şiddet Hattı'nı biran önce aktifleştireceğiz’
 
Kadın Politikaları Daire Başkanlığı'nın isminin değiştirildiğini belirten Hülya, "İsminin değiştirilmesinin yanı sıra yeni bir başkan getirilmiş. Henüz kim olduğunu bilmiyoruz, izne ayrılmış. Geldiğinde kendisiyle görüşeceğiz ve şimdiye kadar neler yapıldığını öğreneceğiz. Buna özel bir zaman da ayıracağız. Öte yandan görünen o ki Alo Şiddet Hattı kapanmış ama sığınma evleri duruyor. Alo Şiddet Hattı'nı ilk fırsatta yeniden aktifleştireceğiz. Kadın bakış açımıza uymayan, kadını aileye mahkum eden çalışmalar yürütülmüş, bunların bazılarını gördük ama daha derin bir araştırma yapacağız ve tespitleri kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
 
'Bu kent de belediyeler de bizim'
 
3 yıllık bir tahribatın söz konusu olduğunu vurgulayan Hülya, “Bu tahribat bugünden yarına hemen değişecek ve iyileştirilecek bir tahribat değil. Sabırlı olacağız ve önce tespit edeceğiz sonra tek tek her şeyi değiştirip, düzelteceğiz. Bu kentte kadınlar için biran önce yapmamız gereken çalışmalar var ve ivedilikle aslında önce bunlara yoğunlaşacağız ve tabi ki kentin genel ihtiyaçlarına. Halkımıza sözümüz var, beraber yöneteceğiz ve her şeyi açık bir şekilde halkımızla paylaşacağız. Halkımızdan kopuk bir belediyecilik anlayışını benimsemekten uzak duracağız. Bu kent de bizim, belediyeler de bizimdir” diye belirtti.