Van Demokrasi Platformu: Cezaevlerinde yaşananlardan hükümet sorumludur

  • 14:26 22 Nisan 2019
  • Güncel
VAN - Van Demokrasi Platformu, tecride karşı devam eden açlık grevlerinde gelinen aşamaya dikkat çekerek bir an önce adım atılması çağrısında bulundu. Platform yaptığı açıklamayla cezaevlerinde yaşanacaklardan hükümetin sorumlu olduğunu belirtti.
 
Van'da faaliyet yürüten 26 sivil toplum örgütünün ve siyasi partinin oluşturduğu Van Demokrasi Platformu, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sonlandırılması talebiyle devam eden açlık grevlerine, cezaevlerinde 8 tutsağın yaşamını sonlandırmasına ve Gebze cezaevi önünde polis tarafından darp edilen Barış Anneleri ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirildi. Van Türk Tabipler Birliği (TTB) şubesinde yapılan açıklamayı TTB kurul üyesi Aziz Demir okudu.
 
'Açlık grevi eylemleri kritik eşiği aştı'
 
Ülke genelinde onlarca cezaevinde sayıları binleri aşan tutuklu ve hükümlünün sürdürdüğü süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemlerinin kritik eşiği aştığını kaydeden Aziz Demir " Geçen her anın bizleri biraz daha ölümlere ve telafisi imkansız süreçlere yaklaştırdığının bilincindeyiz. Bu durumun derin kaygısını yaşıyor ve bundan büyük bir endişe duyuyoruz. Hele insani ve tümüyle barışçıl olan ve büyük toplum kesimlerince de makul görülen talepler adına bedenlerini ölüme yatıran siyasi tutukluların dört duvar arasından yükselen çığlıklarına toplum olarak sessiz kalmamız beklenemez.  Bu çığlığa kulak vermenin de en insani sorumluluğumuz olduğunu hatırlatmak istiyoruz" dedi.
 
'Açlık grevlerine duyarsız kalanlar sorumludur'
 
Cezaevinde yaşamını yitiren tutuklulara değinen Aziz "Cezaevlerinde 8 mahpus yaşamına son vererek taleplerinin karşılanmasını istemişlerdir.  Bizler bu ölümlerden duyduğumuz kaygıyı paylaşırken, başlı başına bir işkence olan tecrit uygulamasının tüm hapishanelerden tamamıyla kaldırılması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Açlık grevi sürecinde yaşanacak ve mahpusların yaşam hakkını ortadan kaldıracak ya da sağlıklarında kalıcı hasar bırakacak her türlü olaydan; İmralı hapishanesinde hukuku uygulamayan, hukuku uygularken ayrımcılık yapan, açlık grevlerine duyarsız kalan başta hükümet olmak üzere tüm yetkililer ve uluslararası kuruluşlar sorumlu olacaktır" diye kaydetti.
 
'Gebze cezaevi önünde gerçekleştirilen saldırı kabul edilemez'
 
Gebze cezaevi önünde darp edilen tutsak yakınlarını hatırlatan Aziz Demir, "Kendi çocuklarının seslerini duyurmak isteyen anneler de her gün cezaevleri önünde çocuklarının çığlıklarına ses vermek için oturmaktadırlar. 19.04.2019 Cuma günü Kocaeli iline bağlı Gebze M tipi kadın tutukluların bulunduğu cezaevinin önünde oturmak isteyen barış annelerine son yılların cezasızlık politikasından güç almış olan güvenlik görevlileri; saygısızca, ahlak sınırlarını aşan bir şekilde sokak ortasında annelere işkence uygulamışlardır. Bu ve buna benzer insanlık dışı uygulamalar ülkenin birçok yerin de yapılan oturma eylemlerinde kendini göstermiştir. Yapılan bu saldırıları kabullenmek mümkün değildir" diye belirtti.
 
Cezaevinde tutsaklara verilmesi gereken vitaminlerin verilmediğini kaydeden Aziz "Kamuoyuna da yansıyan bazı cezaevlerinde açlık grevi eylemcileri için hayati önemde olan B1-vitamini, tuz ve şekerli suyun cezaevi idarelerince engellenmesinden vazgeçilmeli, yine eylemcilere uygulanan baskı, tehdit, zorlama, hücrede izolasyon gibi insan onuru ile bağdaşmayan idari uygulamalara derhal son verilmelidir" çağrısında bulundu.
 
'Bir an önce adım atılmalı'
 
Son olarak tecridin kırılması için yetkililerin adım atması için çağrıda bulunan Aziz "Siyasi iktidarı; başta Sayın Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlıklarının tehlikeye girmemesi ve yaşamlarının yitirilmemesi için yasalarda belirtilen hakların İmralı cezaevinde de uygulamaya ve sorumluluğunun bilinci içinde sorunun çözümü adına bir an önce adım atmaya davet ediyoruz" dedi.