‘Her yerde sokağa çıkacağız, artık kimse önümüzde duramaz’
- 13:28 22 Nisan 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Kritik aşamaya ulaşan açlık grevleri ve tutsak yakınlarına yönelik gerçekleşen polis şiddetine karşı 78’liler Derneği’nde yapılan açıklamada konuşan tutsak annesi Remziye Alan, “Artık kimse bizi durduramaz, artık kimse önümüzde duramaz" diyerek tepkisini dile getirdi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlatmış olduğu açlık grevi eylemi 166'ncı gününde. 78'liler Derneği Diyarbakır Şubesi, çok sayıda kurumun imza attığı ortak açıklamayı okuyarak, açlık grevlerine ve tutsak yakınlarına yönelik polis şiddetine dikkat çekti.
'Kritik eşikteler'
78'liler Derneği Diyarbakır Şubesi Başkanı Gani Alkan, Leyla öncülüğünde başlayan süresiz dönüşümsüz açlık grevinin, 16 Aralık 2018 tarihinden itibaren 50 den fazla cezaevinde yüzlerce tutsağın katılımıyla yayıldığının altını çizdi. 1 Mart’la birlikte binlerce tutsağın eyleme katılımıyla kitlesel bir açlık grevine dönüştüğünü aktaran Gani, “Bir mevsimi geride bırakan açlık grevleri büyüklüğü ve sonuçları açısından toplum olarak altından kalkamayacağımız bir insani kriz aşamasına varmıştır. Açlık grevleri izleme heyetlerinin ve bağımsız hukukçuların takipleri sonucu ortaya çıkan veriler birçok mahpusun ileri derecede görme, işitme, tansiyon, dengesizlik, unutkanlık, yüksek ateş sorunu yaşadığını, sıvı almada zorlandığını ve yaşamlarının kritik bir eşikte olduğunu göstermektedir. Geçmiş deneyimler, açlık grevlerinde ölüm riskinin sadece gün sayısıyla ilişkili olmadığını da göstermektedir" dedi.
'Cezaevlerinin açlık grevlerini takip etme kapasitesi yoktur'
Açlık grevi eyleminde olan çok sayıda tutsağın hasta tutsak olduğunu, çoğunun ise yıllardır cezaevinde olduğunu belirten Gani, bu nedenle durumun daha fazla kritikleştiğini söyledi. Uzun süre cezaevinde olan ve hasta tutsak olanlar için açlık grevinin daha da zorlayıcı olduğunu ifade eden Gani, bu sürecin her an ölümle sonuçlanma ihtimalini barındırdığına dikkat çekti. Gani, “Açlık grevini sürdüren mahpusların sağlığının geldiği kritik aşama, tıp etiği ilkeleri ve mahpus haklarına dair kurallar cezaevlerinin bir an önce kapılarını bağımsız sağlık heyetlerine açması gerektiğini göstermektedir. Çünkü cezaevlerindeki mevcut sağlık birimleri ne sağlık personeli sayısı açısından ne de cezaevi revirlerinin olanakları açısından açlık grevindeki binlerce mahpusu takip etme kapasitesine sahip bulunmamaktadır" diye ifade etti.
'Saldırıların karşısında duracağız'
Gani konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yasaların eşit uygulanmasını sağlamak ve cezaevlerinde tutulmakta olan mahpusların yaşam hakkını korumak devletin görevidir. Hukuki bir talep ile başlanılmış olan açlık grevlerinin çözüme kavuşturulması iktidar açısından hiç de zor değildir. Bunun için yeni bir yasal düzenlemeye dahi ihtiyaç yoktur. Anayasa ve yasaların eşit uygulanması tek başına yeterlidir. Bununla birlikte, hiçbir şeyin yaşamdan daha kutsal olmadığını düşünen bizler, açlık grevlerinin olası ölüm ve geri dönüşü olmayan sakatlıklar yaşanmadan önce sona erdirilmesi için gerekli insani duyarlılığın gösterilmesini ve demokratik yollarla çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Diğer yandan İstanbul ve Kızıltepe'de annelere yapılan saldırıyı tüm halkımız gözleriyle görmüştür. Bu saldırıları da asla kabul etmiyoruz ve karşısında duracağımızı söylüyoruz."
'Kimse artık bizi durduramaz'
Ardından konuşan tutsak annesi Remziye Alan, toplumun ve hükümetin sessizliğine tepki gösterdi. Çocuklarının üzerindeki tecridi asla kabul etmeyeceklerini vurgulayan Remziye, "Biz taleplerinin arkasında duracağız, meydanlara, sokaklara çıkacağız. CPT neden sessiz kalıyor, Avrupa neden sessiz kalıyor. Bu topraklar kana ve acıya artık doydu. Biz anneler barış istiyoruz diye yerlerde sürükleniyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp balkondan konuşma yapıyor Kürt kardeşlerini selamlıyor. Böyle mi selamlıyor Kürtleri? Ölümü, baskıyı mı bize reva görüyor? Bu hükümet, bu adalet nerede, neden herkes sessiz? Biz susmayacağız, biz çıkacağız alanlara. Biz her yerde çocuklarımıza sahip çıkacağız. Herkes bunu böyle bilsin. Biz bir şey yapmak istediğimizde gittiğimiz kurumlarda 'hükümet seçimlerden sonra ses verecek' diyerek bizi durdular ama artık kimse bizi durduramaz, artık kimse önümüzde duramaz" diye konuştu.
Açıklama, yapılan konuşmaların ardından sona erdi.