Tecride karşı yaşamını sonlandıran Medya’nın yayınlanmamış mektubu

  • 09:06 22 Nisan 2019
  • Güncel
Rojda Aydın
 
MARDİN - Mardin E Tipi Cezaevi’nde 25 Mart’ta tecride karşı yaşamına son veren Medya Çınar’ın yazdığı son mektubuna ulaşıldı. Medya, kendisi gibi cezaevinde olan kuzenine hitaben yazdığı mektupta, “Bu direniş başarıya ulaşmıştır. Zafer her zaman direnenlerin olmuş ve yine direnenlerin olacaktır” ifadelerine yer verdi. 
 
Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Medya Çınar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı 25 Mart günü yaşamına son verdi. Nusaybin Davası’ndan tutsak bulunan Medya’nın, 28 yıldır tutsak olan ve şuan İzmir Menemen Kapalı Cezaevi’nde bulunan kuzeni Ahmet Başboğa’ya hitaben 18 Mart’ta kaleme aldığı mektubuna ulaşıldı. Medya, mektubun ilk sayfasına yapraklı ağaç dallarının arkasında yanan Newroz ateşini çizerken, resmin sağ üst köşesine de 21 Mart 2019 notunu düştü. Resmin sol üst ve sağ alt köşesinde ise, yeşil ve kırmızı dallar resmedildi. 
 
Medya’nın yaşamına son vermeden 1 hafta önce kaleme aldığı mektup şu şekilde: 
 
“Mardin topraklarının kutsal ve güzel anlam dolu tüm güzellikleri ile merhaba diyor, seni ve orada bulunan bütün değerli yoldaşları selamlıyorum. Sevgilerimi gönderiyorum ve umut ediyorum ki yaşamın her anlamıyla iyi, sağlıklı ve moralli olmanı-olmanızı yürekten diliyorum. Mardin’de olma sevinci ve heyecanı ile bu nameyi yoldaşıma yazmak istedim. Keşke sende bu topraklarda olmuş olsaydın. Havasını soluya bilseydin. Çok daha mutlu olurdum. Ama güzel olana az kalmış. Sende bu topraklara yine ayak basacaksın ve o zaman hem havasını hem de güzelliğini görüp uzun uzadıya yürüyeceksin. İşte bu beni çok mutlu ediyor. 
 
‘Bu kentin havasını solumak güç veriyor’
 
Ben kısa bir süre Mardin’den ayrıldım ama o kadar özleniyor ki bu topraklar. Birde sen onca yıl ayrı kalmışsın. İnsanın toprağına bağlı kalması, o topraklara anlam yüklemesi bence çok güzel bir duygu… Mardin zindanında olsam da Mardin topraklarında olduğumu bilmek, havasını solmak inanılmaz bir sevinç, heyecan ve güç veriyor bana. Ve hayallerim de, birçok şey olduğu gibi Mardin topraklarına bir gün dönme ve beraber şehri, köyü, dağı, taşı, bahçeleri, su kaynaklarında yolculuk etmemiz yer alıyor. Bir kez daha gösterdi ki beni ne kadar güçlendirdiğini. İşte bundan dolayı insanın hedefi, hayalleri büyük olmalı. Büyük olduğu oranda gerçekleşmesi de o kadar erken olur. Çünkü bunları yaşayıp gördüm ve bunlar bana zindanda tecrübe oldu. Bu tecrübe hayatta her şeyden çok, hiçbir şeyi istemediğim kadar istediğim bir gün sizlerle yoldaş olmaktı ve geçte olsa oldu. Onun için bir gün hayalimde olan bütün güzellikleri yaşayacağım. Hakikatimiz, başarı onun oldu ve onun olacak. Neyse bir başladım seni sormayı neredeyse unutacaktım. ‘Belê welle usa ye’ Can yoldaşım nasılsın, iyi misin? Dilerim yaşamın her açısından iyi ve sağlıklısındır. Her hangi bir sağlık ve sıkıntın yoktur…
 
‘Zafer direnenlerin olacak’
 
Bu arada Leyla Güven yoldaşımız şahsında başlatılmış açlık grevi eylemi yayılarak bugün 7 bine ulaşmıştır. Bu anlamlı ve kutsal eylemi selamlıyorum. Bu tarihi eylem, tarih sayfalarında yeni bir sayfa olarak yer edindi. Bu direniş başarıya ulaşmıştır. Zafer her zaman direnenlerin olmuş ve yine direnenlerin olacaktır. Zafere olan inancımız o kadar büyüktür ki binlerce insan bedenini açlığa yatırmıştır. Ve tarihte olduğu gibi zafer direnenin olacak. İşte bizim felsefe tek yürek, tek ses, tek inanç, tek bağlılık ve gerçek aşk. Yine kendini her koşul altında dünyaya göstermiş oldu. Bir kez daha bütün yoldaşların eylemini saygıyla selamlıyorum. Tabi bir birey olarak bu eylemin içinde yer almamak beni çok üzüyor. Ama ne yaptıysam arkadaşlar izin vermediler. Hasta olan arkadaşların greve girmelerine izin vermediler. Dilerim sende girmemişsindir. 
 
Zindanda eski olduğun için birçok rahatsızlığın vardır. Umarım sende buradaki erkek arkadaşlar gibi yapmamışsındır. De ki neden; çünkü hastalığı ağır olan yaralı ve gazi olan arkadaşlar bile greve girmişler. Ve bu da beni üzdü. Dosyada yaralı olan bazı arkadaşların yaraları hala iyileşmemiş ve durumları kritik olmasına rağmen böyle bir şey yapmışlar. Onların greve girdiğini öğrenince ‘bende gireceğim’ dediğimde arkadaşlar ‘O onların eksikliği. Sen de aynı eksikliğe giriyorsun’ dediler. Ondan dolayı greve girmedim…
 
28 Mart’ta görülen mahkemeye dair…
 
Can yoldaşım en son Mardin’e gelmeden önce sana yazmıştım. Fotoğrafla yollamıştım, umarım eline ulaşmıştır… Bizim mahkemeyi sorarsan valla öyle saçma bir mahkeme görmedim. 25 Şubat’ta mahkememiz vardı. Sayımız çok olduğundan dolayı 5 gün verdiler. Her seferinde yine 5 gün sürecekti. Pazartesi bizi sabah götüreceklerine öğleden sonra götürdüler. Bütün arkadaşları getirmişlerdi. Selamlaştık, konuşuyorduk. İkincide hakim geldi, isimleri sordu. Birkaç arkadaş cevap verdi. Bir arkadaş da ‘Neden aileleri içeri almıyorsunuz. Onlar gelsin öyle ifade vereceğiz’ deyince ‘yer yok, sizde görüyorsunuz’ dediler ve ara verildi. Geri geldiğinde ayakta ‘dosyayı ayırıyoruz’ deyip bundan sonra tek tek yargılanacağımızı söyleyince sesler yükseldi. Bütün arkadaşlar olarak slogan attık ve bizi mahkemeden çıkardılar. Hepimiz tek yargılanacakmışız. Bizde bu tutumdan dolayı savunma yapmayacağız. Mahkemem 28 Mart’tadır. Büyük ihtimalle mütalaa okunur. Diğerinde cezayı verecekler. 
 
‘Dilerim bu bahar bu topraklarda barış olur’
 
Bahar gününüzü kutluyorum. Dilerim bu Newroz ateşinin ruhu ile sıcağı sıcağına güzel haberler alırız ve barış bu topraklarda olur… Arkadaşların durumu nasıl? Grevde olan arkadaşların durumu nasıl? Çok çok selam ve sevgilerimi ilet. Burada olan arkadaşlarda iyiler. Sana ve sizlere çok selamları var. Değerli yoldaşım burada namenin sonuna geldim. Ailene de çok selamlarımı ilet. Onlarında Newrozu’nu kutluyorum. Sende kendine ve sağlığına iyi çok çok iyi bak. Bir dahakine görüşmek dileğiyle...
 
‘Bilge’ ve yoldaşlarımızla Mardin topraklarında görüşmek umuduyla. Selam ve sevgilerimle.”
 
Yarın: Medya’nın yaşamını sonlandırmadan 1 gün önce günlüğüne düştüğü not.