
Menemen Cezaevi önünden aileler: Tecrit bir an önce kaldırılmalı
- 16:17 17 Nisan 2019
- Güncel
İZMİR - Menemen Cezaevi önünde basın açıklaması ve oturma eylemi yapan aileler, tutsakların taleplerinin kabul edilmesini isteyerek, bir an önce tecridin kaldırılması gerektiğini söyledi.
EGE Tutuklu Aileleri ve Yakınları İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden (EGE TUHAYDER) aileler, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması talebiyle cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için Menemen Cezaevi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, ailelerin yanı sıra İzmir Barış Anneleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyeleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcileri ve HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni katıldı.
Cezaevine 4 kilometre mesafe kala durdurulan aileler ve heyet, oturma eylemi yaptı. Daha sonra aradaki mesafeyi yürüyerek cezaevine ulaşan aileler ve heyet adına açıklamayı, Ege TUHAY-Der Eşbaşkanı Selma Altan yaptı. 8 Kasım’da açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eyleminin yayılarak bütün cezaevlerinde sürdürüldüğüne dikkat çeken Selma, ayrıca 7’si tutsak 8 kişinin tecride karşı yaşamını sonlandırdığını hatırlattı. Selma, “Bin 500’e yakın tutsak yaşamın kıyısına gelmiştir, taleplerinin korunmaması cezaevlerinde yaşam hakkının korunması devletin korumasındadır. Açlık grevine neden olan İmralı’da Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecrit uygulamasına son vermek te devletin sorumluluğudur” dedi.
‘Türkiye uluslararası hukuka uymalıdır’
Selma devletin imzaladığı anlaşmalara uymaya mecbur olduğunun altını çizerek, tutsak aileleri ve yaşamdan yana tavır alan insanların tecridin kaldırılmasını ve devletin de yaşamdan yana tavır almasını beklediklerini vurguladı. Selma, daha fazla geç olmadan tecridin kaldırılması ve açlık grevlerine son verilmesi gerektiğini vurguladı.
Ardından konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Diyarbakır’da açlık grevi eylemlerine ilişkin yapılmak istenen açıklamaya yönelik polis saldırısında HDP Diyarbakır milletvekilleri Remziye Tosun ve Musa Farisoğulları’nın yaralanmasına neden olan polislere tepki gösterdi. Murat, İmralı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüşme talebinin kabul edilmesi gerekliliği üzerinde durdu.
‘Susmak hoşlarına mı gidiyor?’
Ardından söz alan Bandırma 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde kalan ve 1 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan Nezir Gümüş’ün annesi Hanife Gümüş, “Devlet neden bu kadar sessiz. Gözünü kulağını neden kapattı. Neden biz annelerin çığlığını duymuyoruz? Biz bağırıyoruz. Biz Kürt’üz. Kürt olduğumuz için neden bu kadar kötü davranılıyoruz? Kürt olduğumuz için mi bu kadar eziliyoruz? Allah bizi Kürt yaratmış. Dilimiz budur. Artık hükümet adım atsın. Artık yeter bu zulüm daha nereye kadar. Yeter yeter yeter diyoruz. Susmak onların hoşuna mı gidiyor. Tecridi neden kaldırmıyorlar. Biz konuşacağız. Onların gözlerine sokacağız” diye konuştu.
‘Nerede kardeşlik, nerede eşitlik’
Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ve açlık grevinde bulunanlara refakatçilik yapan Mehmet Mencik’in annesi Filiz Mencik ise, “Artık evde yemek pişiremiyoruz. Onlar aç biz nasıl yiyebiliriz. Oğlum refakatçilik yapıyor. O da yemek yiyemiyor. Her görüşe gittiğimizde hepsi zayıflamış. Bizim çocuklarımız hırsızlık yapmamış, tecavüz işlememiş. Başımız dik. Tecavüzcülere bu kadar ceza verilmiyor. Onlar kendi onurları ve inandıkları mücadele için girdi. Daha ne kadar sessiz kalacaklar. Biz bu ülkenin insanlarıyız. Kardeşiz diyorsunuz madem nerede kardeşlik nerede eşitlik. Bu tecride son verin” dedi.