KESK’in düzenlediği ‘Ortadoğu Barış Konferansı’ başladı

  • 12:57 13 Nisan 2019
  • Güncel
İSTANBUL - KESK’in düzenlediği “Ortadoğu Barış Konferansı” başladı. 2 gün sürecek konferansta Ortadoğu’da çözüm ve barışın nasıl sağlanabileceği tartışmaları yürütülecek.
 
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu’nun (KESK) düzenlediği 2’nci Ortadoğu Barış Konferansı, Bakırköy’de bulunan Tarık Akan Kültür Sanat Merkezi’nde başladı. 2 gün sürecek konferansın açılışı başta Ankara Katliamı olmak üzere barış mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile yapıldı.
 
Saygı duruşunun ardından konferansın açılış konuşmasını KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik yaptı. Mehmet, Ortadoğu ve Türkiye’de otoriterleşme ve iktidar gücünün tek merkezde toplanmak istendiğini söyleyerek, ”Demokrasinin sağlanamamasının birçok nedeni vardır. Bunun en önemli nedeni ise elbette tekçi rejimleri besleyen sömürgeci emperyalist yabancı güçlerdir. Bu yüzden bölgedeki tüm yabancı güçlerin işgal ettikleri topraklardan çıkmaları ve bölgenin dengeleriyle oynamamaları karar gücünün bölge hakları ve emekçiler olduğunu söylemek istiyoruz” dedi.
 
'Ortadoğu'daki gelişmeler komşu ülkeleri de derin etkiliyor'
 
Suriye, İran ve Irak’ta yaşanan bir gelişmenin komşu ülkeleri de yakından ve derinden etkilediğini belirten Mehmet, “Rojava’da yaşanan gelişmeler, Türkiye, İran, Irak’ı yakından etkilediğini gördük. Emperyalist güçlerin çıkar kavgaları bölgeyi daha da karmaşıklaştırmaktadır. Çözümü daha zorlaştırmaktadır. Türkiye’nin ekonomik krizinin en büyük nedeni Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Türkiye açısından kökenleri tarihi derinliklere uzanan son 100 yılda daha da derinleşen isyanlar biçiminde kendisini dışa vuran Kürt sorununun nedenleri ve sonuçları itibariyle biz emekçileri de yakından ilgilendirmektedir” ifadelerini kullandı.
 
 'Bölgemizde haritalar hakların iradesi üzerine kurulmuyor'
 
Konferansın 1’inci oturumu “Ortadoğunun Tarihsel Arka Planı ve Değişen Dengeler” başlığı ile başladı. 1’inci oturumun moderatörlüğünü Ortadoğu Uzmanı Hamide Yiğit yaptı. İlk oturumda konuşan Lübnanlı analist Enis Nakkaş 1.Dünya Savaşı Ortadoğu’daki sistemin nasıl devam ettiğini anlattı. Enis, “Avrupa’da imparatorluklar çöktüğünde yerine başka bir şey ortaya çıkabiliyor. Örneğin ulus devletler ortaya çıktı. Ancak bizim bölgemizde haritalar hakların iradesi üzerine kurulmuyor. Sömürgeler oturuyor sınırlar çiziyor, yönetim şekillerine karar veriliyor. Neye göre karar veriyorlar, aşiretlere, dinlere göre çiziliyor, karar veriliyor” diye kaydetti.
 
ABD’nin artık Irak’ta kalamadığı için bölgeye yeni savaşlar gerektiğini kaydeden Enis şunları söyledi: “O zaman ne yapalım dediler. Halkları birbirine düşürelim onlar savaşsınlar biz izleyelim dediler. Mezhep çatışmaları, Şii-Sünni çatışmaları, Kürt-Türk çatışmasını ortaya koydular. ‘Arap Baharı’ diye bir isim koydular. Böyle bir şey de yoktu. ‘Arap Baharı’ adı altındaki olumsuzlukları hepimiz görüyoruz. Irak’ta Suriye’de olup bitenlerden çatışmanın kolayca yönetilemeyeceğini anladı. Bu kez ne yaptılar bir takım terörist gruplardan medet umdular. Zaten bu grupları kendileri yaratmıştı.”
 
'Çatışma dönemi büyük ölçüde sona erdi'
 
Ardından konuşan Lübnanlı Gazeteci Yazar Hediye Levent şunları dile getirdi: “Suriye’de yoğun bir çatışma sürecinden sonra şu anda bir istikrar döneminin başladığı yorumları var. Çatışmaların sona erdiği doğru. Büyük ölçüde sona erdi. Birçok yerde yeniden günlük hayatın yoluna girmesi insanların işlerine dönmesi söz konusu. Bir takım toparlanma sürecine giriyor. Peki söylendiği gibi istikrar var mı? ABD’ye, Rusya’ya, Türkiye’ye göre istikrar ayrı şekilde yorumlanıyor. Hatta halklar için istikrar ayrı. Suriye içinde yapılan değerlendirme de Arap ayaklanmasında olduğu gibi Suriye’deki ayaklanma da oldukça kanlı, nesiller boyunca etkileyecek boyutta olan bir ayaklanmadan sonra toparlanmanın çok zor olacağı tartışmaları devam ediyor. Ayaklanma çatışma dönemi büyük ölçüde sona erdi. Suriye şimdi 2011 yılında kalma birçok sorunla yüzleşmeye gidecek. Peki Suriye bunlarla yüzleşmeye hazır mı? Açıkçası Suriye bu sorunlarla yüzleşmeye henüz hazır değil.” 
 
'Ortadoğu ve dünya arasındaki makas açılmaya başladı'
 
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel ise Ortadoğu’da barışa çok ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şunlara dikkat çekti: “Ortadoğu’yu tek bir kavramla tanımlayın derseniz, tek bir kavram var o da kriz. Oldukça derinleşen bir krizdir. Bölgedeki temel sorun hayatın kendisidir. Arap Baharı öncesinde Ortadoğu daha iyi bir durumda değildi. Ortadoğu ve dünya arasındaki makas açılmaya başladı. Ortadoğu siyaseti 1945’ten yana dış müdahaleye hiçbir bu kadar açık hale gelmemişti. Ortadoğu bir deneme tahtasına dönüştü. Suriye Amerika stratejisi açısından çok düşük maliyetle Iraklaştırıldı. Suriye içe doğru patladı. Suriye’yi kimler vuruyor? Rejim, Rusya, Hizbullah, İsrail, Amerika, Türkiye, İŞİD vuruyor. Bölge şiddetin her türlüsünü gördü. Stratejik krizin yanında ideolojik krizde var. Bana sorarsanız ideolojik kriz çok daha önemli. İdeoloji olmayınca siyasi hareketler belli bir program taşıyamıyor. Bir şey yıkıyorsunuz yerine başka bir şey koyamıyorsunuz. Ondan sonra kaosa dönüşüyor.”
 
 Konferans 2’ci oturumu “Filistin Sorunu ve Barış” başlığıyla devam edecek. Moderatörlüğünü Ortadoğu Uzmanı Araştırmacı Yazar Faik Bulut, konuşmacılar ise Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Merkez Komite üyesi Leyla Khalid, Filistinli aktivist Yazar Wadi Abuhani, Filistinli Yazar ve siyasi analist Mprvan Abdülal, Filistinli insan hakları aktivisti Mahmut Ebu Rahman olacak. 
 
3’üncü oturumu ise “Kürt Sorunu ve Barış” başlığı altında sürecek olan konferansın bu bölümünde moderatörlüğü İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türk Doğan gerçekleştirecek. Bu oturumda ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Prof. Dr. Mithat Sancar, Yazar Ferda Koç, Yazar Yüksel Genç ve Gazeteci Yusuf Karataş konuşmacı olarak yer alacak. 
 
Konferans yarın “Ortadoğu Savaş Kıskacında Kadın ve Barış”, “Ortadoğu’da Emek Barışın Örgütlenmesi ve Somut Öneriler” başlıkları altında devam edecek.