Nesrin Nas: HDP stratejisiyle demokrasi güçlerini yan yana getirdi

  • 09:01 10 Nisan 2019
  • Siyaset
Melike Aydın
 
İZMİR - İttifaksız girdiği halde AKP-MHP bloğuna kaybettirenin HDP olduğunu belirten Nesrin Nas, “Toplum kendi gücüne inandı ancak bundan sonra hiçbirimizin işi kolay değil. AKP-MHP bloğu yenilginin faturasını teşkilatlarından öte kaybettiren güç olarak HDP’ye kesecek korkarım. Bu yüzden HDP, demokrasi güçlerini yanında tutmaya devam etmeli” dedi. 
 
Anavatan Partisi (ANAP) eski Genel Başkanı ve 21. Dönem Milletvekili Nesrin Nas, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde izlediği stratejiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Seçim sonuçlarını belirleyen HDP’nin otoriter rejim karşısında Türkiye’de demokrasinin kapısını aralık tutabildiğini belirten Nesrin, bütün demokrasi güçlerinin engelleri bahane etmeden yan yana durabilmesini sağladığını söyledi.
 
İttifaksız girdiği seçimde AKP-MHP bloğuna kaybettiren parti olarak iktidarın daha sert saldırılarına maruz kalacağını da ifade eden Nesrin, HDP’nin demokrasi güçlerini yanında tutmaya devam etmesi gerektiğini kaydetti.
 
‘HDP stratejisiyle demokrasi mücadelesinin kapısını aralık tuttu’
 
Türkiye siyasetini en iyi bilen parti olarak HDP’nin genel manzarayı ve Türkiye’nin gittiği yönü çok iyi okuduğunu dile getiren Nesrin, önceliğin tüm Türkiye’de bir demokrasi mücadelesi vermek olduğunu ve aralarındaki engelleri bahane etmeden yan yana durulması gerektiğini net olarak gördüğünü söyledi. Nesrin, “Çünkü şunu çok iyi görüyor; genel olarak dünyada otoriter rejimlerin, faşizmin yenilmesi için bir şey çok önemlidir. Karşısındaki grupların yan yana durabilmesi ve elinizdeki mevcut kurumlara sahip çıkılması. Türkiye’de elimizdeki kurumlardan Anayasamız kalmadı, yasalar kalmadı. Elimizde kalan iki tane kurumdur. Bir tanesi siyasi partiler, diğeri de seçim kurulu. Yani sandık. Şimdi bu iki son kalan kuruma sahip çıkmak, sadık kalmak demek demokrasi mücadelesine giden yolda, o yüzünüze kapanacak kapıyı aralık tutmak demektir” diye konuştu. 
 
‘Seçim sonuçlarında hayati bir etken oldu’
 
HDP’nin yan yana durduğu bazı merkezlerde duruşuna, bakışına ve görüşüne aykırı adaylarla ciddi bir risk aldığını belirten Nesrin, herhangi bir ittifak yapmadan seçim politikası ile özellikle büyük kentlerin iktidar karşıtı bir siyasi partiye geçmesinde payının tartışılmasız, son derece önemli ve hayati olduğunun altını çizdi. 
 
‘Toplum kendi gücüne inandı’
 
AKP iktidarının kimseyi dinlemeyen, kendi büyüsüne kapılmış, bilgi ve aklı dışlayan, irrasyonalite ile hayallerini topluma kabul ettirmeye çalışan bir iktidar olduğunu ifade eden Nesrin, bu iktidar karşısında toplumun hem yönünü hem de geleceğini kaybetme noktasına doğru hızla savrulmakta olduğunu söyledi. Seçim sonuçlarıyla bunu önleyebilecek bir zeminin oluştuğunu dile getiren Nesrin, “Henüz önlenmiş değil. Bu ister istemez toplumu rahatlattı. Özellikle Ankara ve İstanbul gibi 25 yıldır aynı yönetimin egemenliği altında ister istemez muhalif kesimlere ne yapsak kazanamayız duygusunu pekiştiren öğrenilmiş çaresizlik dediğimiz o duyguya hapseden uzun bir süreç geçti. Bu duygu büyük ölçüde aşılmıştır. Demek ki temel önceliklerde birleşince yan yana durdukça en yenilmez dediğimiz güçler bile yenilebiliyor. Toplum kendi gücüne inandı” dedi.
 
‘Devletle en önemli sözleşme sandık sözleşmesi’
 
Türkiye toplumunun temel sözleşmesinin Anayasa olmadığını kaydeden Nesrin, toplumun Anayasal hakların temel hak ve görevleri “olağandışı durumlarda olağandışı şeyler yapılabilir” gibi kabulleniş içinde devletle bir sözleşmesi olduğunu belirtti. En önemli sözleşmenin sandık sözleşmesi olduğunun ortaya çıktığını ifade eden Nesrin, şöyle dedi: “Her zaman tabi sandık size iyi yönetimi garantilemez ama sandık izlediğiniz zaman beğenmediğiniz yönetimleri değiştirebileceğinizi garanti ediyor. Toplum sandığa sahip çıkıyor. Çünkü devletle yaptığı en önemsenen sözleşme o. Son seçimde katılım yüzde 85’e çıktı. Batı toplumlarında sandığa katılım düşük örneği verilir, evet onların devletle başka sözleşme imkanları var ama bizim yok. Sorun bu.” 
 
‘Yenilginin faturasını HDP’ye kesmeye kalkacaklar’
 
Bu seçimin en önemli iki sonucundan birinin HDP’nin Türkiye’de belirleyici bir aktör olduğunun ortaya çıkması olduğunu söyleyen Nesrin, kendini yok sayanlara “beni yok sayamazsınız” mesajı verdiğini belirtti. Nesrin, ikinci sonuç olarak ise HDP’nin demokrasi konusundaki kararlı duruşu olduğunu dile getirerek, “Bundan sonra hiçbirimizin işi kolay değil. Merkezi iktidarda mevcut AKP-MHP koalisyonunun bulunduğunu düşünürseniz korkarım bunun faturasını HDP’ye kesmeye kalkacaklardır. O nedenle HDP’yi diğer partilerden daha zor günler bekliyor ama bu demokrasi mücadelesinde HDP bütün demokrasi güçlerini kendi yanında durmaya davet etmeye ısrarla ve inatla devam etmelidir. Bu korku tünelinden aydınlık günlere çıkabilir. Kriminalize etmeyi daha fazla yapacaktır. Diğer yandan kendi teşkilatlarından öte kaybettiren güç olarak HDP’ye korkarım kesilecek fatura” diye konuştu.