
Açlık grevindeki tutsak: Biz elimizden geleni yapıyoruz siz de birlik olun
- 09:06 9 Nisan 2019
- Güncel
Rengin Azizoğlu
DİYARBAKIR - Tecridin kaldırılması talebiyle 40 gündür açlık grevinde olan Muharrem Güneş’in çocukluk arkadaşı Demet Onat, "Cezaevindeki arkadaşlar halk için direniyorlar. Bu süreçte hepimiz birlik olmalıyız” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018 tarihinden bu yana sürdürdüğü açlık grevi eylemi 153’üncü gününde. Aynı taleple çeşitli cezaevlerinde tutsaklar eylemine devam ederken, 1 Mart itibariyle açlık grevlerin bütün cezaevlerine yayılmasıyla grevde olan tutsak sayısı 7 bine ulaştı. 1 Mart’ta açlık grevine başlayan tutsaklardan Muharrem Güneş de, Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevi’nde eylemini sürdürüyor.
2010 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde gözaltına alınan Muharrem Güneş, hakkında açılan bir dava kapsamında 13 yıl 6 ay ceza verildi ve 9 yıldır cezaevinde tutuluyor.
'Diyar'ın şarkılarını çok seviyordu'
Eyleminin 40’ıncı gününde olan Muharrem'in kardeşi Aslı Güneş, abisinin 10 yaşında iken tutuklandığını ve onu tanıma fırsatının olmadığını belirtti. Abisinin en çok güler yüzünü hatırladığını kaydeden Aslı, "Abim pozitif, güler yüzlü, güzel sözler söyleyen anlayışlı biridir. Eve gelir gelmez hep bana sarılırdı. Her akşam şarkı söyler, saz çalardı. Diyar’ın şarkılarını çok seviyordu. İlk bağlamaya onun şarkılarıyla başladı. Hala evde onun dinlediği sanatçıların kasetleri var. Onunla mektuplar aracılığıyla konuşuyoruz. Bana sürekli kendimi geliştirmemi, kitap okumam gerektiğini söylüyor. Açlık grevine girdiğinde çok üzüldüm ama biliyorum onların ellerinden de bu geliyor bunu yapıyorlar. Umarım kötü sonuçlar çıkmaz. Onu dört gözle bekliyorum" dedi.
'Her şeye bir çare bulur, yapamam demezdi'
Demet Onat ise çocukluk arkadaşı Muharrem'le devamlı mektuplaştıklarını ifade ederek, Muharrem’in cezaevinden onlara moral verdiğini aktardı. Muharrem'in yolladığı mektuplarda sürekli çocukluk anılarından bahsettiğini belirten Aslı, "Onun dayısının evinde üzümler vardı. Gidip almamıza izin vermiyorlardı. O 'Ben gider alırım' dedi. Damdan eve girmeye çalışırken derin bir kuyuya düşmüştü. Görmeselerdi kimseye sesini duyuramazdı. Tüm yaşadıklarına güzel tarafından bakmasını, gülmesini bilirdi. Başına ne gelirse gelsin doğru bildiğini yapardı. Tütün işi yapıyorduk eskiden, beraber çalışıyorduk. İşe ara verdiğimizde bize hep şarkılar söylerdi yorgunluğumuzu unuturduk. Yemekleri kendisi yapıyordu. En çok tirşîk yapardı. Bıçak yoksa elleriyle yapardı. Her şeye bir çare bulurdu. 'Bu olmaz, yapamam' demezdi" diyerek Muharrem ile geçen anılarını anlattı.
'Açlık grevine girdiğine şaşırmadım'
Muharrem'in açlık grevine girdiğini duyduğunda hiç şaşırmadığını dile getiren Demet, "Ülkesini halkını seven, bağlı biriydi. Fedakardı. Bize oradan hala mektupla bile bir şeyler katmaya çalışıyor. Kürtçeye çok önem veriyordu. Bizim irademizi korumamızı sahip çıkmamızı istiyordu. Kadınlar olarak okumamız kendimizi geliştirmemiz gerektiğini söylüyor. ‘Kadınlarla bir şeyler değişebilir. Kendinizi ve toplumu siz geliştireceksiniz. Halka öncülük edin. Beraber kitaplar okuyun tartışın. Kitapları konuşun bilgilendirin birbirinizi’ diyor" ifadelerini kullandı.
'Hepimiz birlik olmalıyız'
Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemini sahiplendiklerini vurgulayan Demet, Muharrem’in arkasında olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: "Cezaevindeki arkadaşlar halk için, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için direniyorlar. Cezaevlerinden cenazeler çıkmaya başladı. Biz de burada tutsak yakınları olarak korkuyoruz. Cezaevindeki arkadaşlarımız zaten zor durumda bu süreç daha da onları zorluyor. Bu süreçte hepimiz birlik olmalıyız. Gençlerin daha dirençli olması, ayakta durması lazım. Cezaevindeki genç arkadaşlar fedai eylem yapıyor. Bunun yerine direnişlerine devam etsinler. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Daha güzel bir hayat için onların yaşamasını, mücadelelerine devam etmelerini istiyoruz."
‘Etkinliklerde saz çalar, şarkı söylerdi’
Baba Gıyasettin Güneş ise, Muharrem'in daha ortaokuldayken belli bir bilince sahip olduğunu söyleyerek, fedakar bir şekilde parti çalışmalarında yer aldığını söyledi. Gıyasettin, "Ortaokulu bitirdikten sonra devam etmek istemedi. Ona bir saz almamı istedi. Kültür sanat etkinliklerine başladı. Partinin ne etkinliği olsa orada saz çalar şarkı söylerdi. Bir etkinlikte çaldığı bir şarkı yüzünden dava açıldı. Davadan beraat ettikten bir ay sonra tekrar alındı. Verimli biri olduğu için devlet hazmedemedi. Birkaç saatte apar topar cezaevine yolladılar" dedi.
'Başarana kadar direnmeye mecburuz'
Açlık grevine başladığını telefonla duyduklarını anlatan Gıyasettin, "O başladığında yanındaki arkadaşların açlık grevi 80'inci günü aşıyordu. Bana açlık grevine girdiğini söylediğinde ona 'Arkadaşlarından daha değerli değilsin. Onlardan bir farkın yok. Hayırlısı olsun' dedim. Cezaevindeki tüm arkadaşlar ve Sayın Öcalan tecrit altında. Bizim de bu direnişe sonuna kadar desteğimiz var. Hem onun hem de tüm arkadaşların taleplerini sahipleniyoruz. Başarana kadar direnmeye mecburuz" diye konuştu.
'Bu zulmü kıracağız'
Geçen ay Muharrem'in görüşüne gittiğini dile getiren Gıyasettin, "Yanına gittiğimde açlık grevinde olmasına rağmen bize hep gülümsedi ve moral verdi. 'Biz içeride elimizden ne geliyorsa yapıyoruz siz de dışarıda bir arada olun ve çalışın. Sizin oradaki başarınız bizim direnişimize destek olacaktır. Siz orada başardığınızda biz burada rahat olacağız. Gönlümüz de aklımızda rahatlayacak' dedi. Ailesi olarak biz de cezaevindeki direnişin başarıyla sonuçlanacağına inanıyoruz. Tecridin kırılması Kürt halkının üzerindeki tecridin kırılmasıdır. Bu zulmü kıracağız" dedi.