Mor Çatı: Kadınların yoksulluğa düşmelerinin önü kesilmelidir

  • 16:09 8 Nisan 2019
  • Güncel
İSTANBUL - Nafaka hakkının kısıtlanması ve kaldırılması gündemine ilişkin açıklama yapan Mor Çatı, nafaka hakkına dokunulmaması çağrısı yaparak, “Nafaka konusunda yapılması gereken; toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önleyen ve telafi eden çalışmalar yapmaktır. Kadınların ve çocukların yoksulluğa düşmelerinin önü kesilmelidir” dedi.
 
Türkiye’de 2016 yılında “Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu”nun kurulmasıyla birlikte nafaka hakkının kaldırılması ve sınırlandırılması gündemde. Nafaka hakkına dönük devam eden tartışmalarına ilişkin yazılı açıklama yapan Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, kadınların nafaka hakkına neden dokunulmaması gerektiğini dile getirdi. Son zamanlarda nafaka hakkı üzerine yapılan tartışmaların yanlış ya da eksik bilgiler içerdiği ifade edilirken, yürütülen tartışmaların kadınlardan yana bir bakış açısından tamamen uzak olduğu vurgulandı.
 
‘Kadınlar en çok evlilik içinde şiddet görüyor’
 
Erkek şiddetine maruz bırakılan kadınların şiddetten uzaklaşabilmelerinin önünde pek çok engel bulunduğuna tanıklık ettikleri belirtilen açıklamada, “2018 faaliyet raporumuzda da paylaştığımız üzere kadınlar en çok evlilik içinde ve kocalarından şiddet görüyorlar. Kadınların şiddetten uzaklaşmakta zorlanmasının nedenlerinden biri de ekonomik engeller. TÜİK 2018 verilerine göre kadınların işgücüne katılım oranları yüzde 34,2, istihdam oranı ise yüzde 29,4’tür. Bu oranların erkekler için nasıl olduğuna bakmak fiili eşitsizliği ortaya çıkarıyor: işgücü katılım oranı yüzde 72,7, istihdam oranı ise yüzde 65.7. İşgücüne dahil olmayan 15 yaş üstü kadın nüfus yaklaşık 20 milyon. Bu kadınların 11 milyonu iş gücüne dâhil olmamasının nedenini ev işleri ile açıklıyor. Kadınları ev işleri ve çocuk, yaşlı ve hasta bakımından sorumlu olarak gören yaygın toplumsal kanaatler nedeniyle bu işler hane halkı tarafından eşit paylaşılmıyor” denildi.
 
‘Nafaka ekonomik gücü düşük erkeklere de bağlanabiliyor’
 
Nafaka sadece kadınlara değil ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabildiği hatırlatılan açıklamada, şunlara değinildi: “Uygulamada genellikle nafaka alan tarafın kadın olmasının nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde aranmalıdır. Kadınların erkeklerle eşit eğitim ve istihdam olanaklarına ve eşit maaşa erişiminin olmaması onları ekonomik olarak dezavantajlı kılmaktadır. Bu sebeple nafaka hakkından genellikle kadınlar yararlanmaktadır. Fakat tarafların malî durumlarının değişmesi hâllerde nafaka miktarının artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Buna ek olarak, kadının iş bulması, yoksulluk durumunun ortadan kalkması durumunda ya da yeniden evlenmesi ile nafaka kaldırılabilir.”
 
‘Yapılması gereken toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önlemek’
 
Açıklamada, kadınların deneyimlerinden elde ettikleri bilgilere göre nafakanın çoğunlukla 300 TL yoksulluk nafakası olduğuna dikkat çekilerek, “Nafaka miktarı standart olmayıp hâkim tarafından belirlendiğinden kadınları yoksulluktan kurtaracak ya da çocukların bakımını karşılayacak nafakalar bağlanmamaktadır. Türkiye’de açlık sınırının 2.029 TL olduğu düşünüldüğünde kadınların çalışmak yerine ömür boyu nafaka almayı tercih ettiği ya da kadınların nafaka alabilmek için 1 hafta evli kalıp boşandığı gibi argümanlar akıl dışı kalıyor. İçinde yaşadığımız toplumsal koşulları şekillendiren kadın erkek eşitsizliği kadınları pek çok açıdan güçsüzleştirmektedir. Nafaka konusunda yapılması gereken; toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önleyen ve telafi eden çalışmalar yapmaktır. Devlet politikalarının kadınların istihdama katılımı, sosyal desteklere erişimi, eğitimden eşit bir şekilde yararlanmaları, kreşlerin yaygınlaştırılması ve iş saatleriyle uyumlu hale getirilmesi yönünde düzenlenmesi sorunun esas kaynağını gören çözümler olacaktır. Bunun yanı sıra kadınların nafaka konusunda karşılaştıkları sorunlar üzerine çalışmalar yapılmalı ve mağduriyetleri telafi edilmelidir. Nafaka süresi ve kusur konusunda mevcut yasa değiştirilmemelidir. Hukuki süreçler sonunda nafaka yükümlülüğünün yerine getirilmesine ilişkin güçlükler tespit edilmeli ve buna ilişkin çözümler üretilmelidir. Nafaka alamayan kadınların mağduriyetlerini giderici ara formüller bulunmalı, kadınların ve çocukların yoksulluğa düşmelerinin önü kesilmelidir” şeklinde ifade edildi.