
Ankara Üniversitesi öğrencileri: Mekansal ve zihinsel olarak eril tahakküm altındayız
- 12:58 8 Nisan 2019
- Güncel
ANKARA - Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Hasan Bilgili'nin yanında çalışan veteriner hekimi darp ettikten sonra cinsel saldırıya maruz bırakmasına tepki gösteren fakülte öğrencileri "Üniversite yaşamı hem mekansal hem fikirsel olarak eril bir tahakküm altında şekillenmektedir. Tecavüzcü hoca istemiyoruz" diyerek yürüyüş gerçekleştirdi.
Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Hasan Bilgili'nin yanında çalışan veterineri darp ettikten sonra cinsel saldırıda bulunmasının ardından çok sayıda fakülte öğrencisi, fakültelerinde taciz ve tecavüz olaylarının örtbas edilmesine karşı "Tacizci tecavüzcü hoca istemiyoruz" diyerek kampüsten Dışkapı Metro İstasyonu'na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca çok sayıda polis ve çevik kuvvet ekibi de fakülte önünde bekletildi.
"Tacizci tecavüzcü hoca istemiyoruz" pankartı arkasında bir araya gelen çok sayıda öğrenci yürüyüş boyunca sık sık "Tecavüzcü hoca istemiyoruz", "Cinsiyetçi eğitim istemiyoruz" ve "Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz" sloganları attı. Ardından fakültenin önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı Veterinerlik Fakültesi öğrencisi İlknaz Yalçın okudu.
'Soruşturma geçirenlerin ismini açıklayın'
Prof. Dr. Hasan Bilgili'nin hastanede çalışan kadın veteriner hekimi darp edip tecavüz ettiğini hatırlatan İlknaz, "İşbirlikçisi Uzm. Vet Hekim Serkan Durmaz ise suça ortak olup, kadın arkadaşımızı tehdit etmiştir. Daha önce de fakültemizde Hasan Bilgili kendi öğrencilerini taciz edip yeterli kanıt bulunamadığı gerekçesiyle kişi ve kişiler tarafından üstü kapatılmıştır. Daha önce fakültemizde taciz soruşturması geçiren hocaların isimlerinin açıklanmasını istiyoruz ki kendimizi güvenli hissedelim" dedi.
'Hem mekansal hem zihinsel olarak eril tahakküm altındayız'
Kadınların gün geçtikçe erkek şiddeti ile birlikte taciz ve tecavüze daha fazla maruz bırakıldığını vurgulayan İlknaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversitede akademisyenlerin sözlü ve fiziki tacizleri, not vermemek, dersten bırakmak gibi çeşitli olaylar yaşanmaktadır. Üniversite yaşamı hem mekansal hem fikirsel olarak eril bir tahakküm altında şekillenmektedir. Bu durum YÖK'ün Toplumsal Cinsiyet yönetmeliğinin kaldırılması ile de desteklenerek, üniversite içerisindeki erkek şiddetinin, tecavüzün, tacizin önü açılmaktadır. Üniversitelerin bilim üretmesi gerekirken, bugün gericiliğin yalıtkan ve üretken bir mevzisi konumundadır. Eğitim, mevcut düzenin en büyük silahı haline gelmiştir."
'A.Ü tüm yüzsüzlüğü ile bu sorunu kurumsallaştırmıştır'
İlkokul sıralarından, üniversitelere kadar gerici ve cinsiyetçi eğitimle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken İlknaz, insan emeğinin sömürüsüne dayanan bu düzende kadınların çifte sömürüye maruz kaldığını söyledi. İlknaz, "Üniversiteler ise bu tablonun destekleyicisi konumundadır. Özellikle Ankara Üniversitesi, tüm yüzsüzlüğüyle bu sorunu kurumsallaştırmıştır. Her geçen gün yeni bir olayla karşı karşıya kalmaktayız. Fakülte içinde başka hocalara da daha önce savcılık tarafından soruşturma açılmış ancak takipsizlik kararı verilerek olayların üstü kapatılmıştır. Okul yönetimi ve nice öğretim görevlisi ise göz yummaktadır, sessiz kalmaktadır. Bizler burdan duyuruyoruz, sessiz kalmak şuça ortak olmaktır" ifadelerini kullandı.
'Sesimize ses, gücümüze güç olmanızı istiyoruz'
"Veteriner Fakültesi'nde bugüne kadar akademik personeller hakkında kaç soruşturma dosyası açılmıştır ve soruşturma sonunda hangi cezalar verilmiştir? Bu konuda açıklama bekliyoruz" diyen İlknaz, hız kesmez bir biçimde karanlığa sürüklendiklerini ifade ederek, "Eğitim daha da gericileşmekte, kadın cinayetleri artmakta, taciz-tecavüz olağanlaşmış bir duruma sürüklenmektedir. Bizler üniversite öğrencileri olarak bu duruma son deme zamanının geldiğini düşünüyoruz. Eşit, güvenli bir üniversite istiyoruz! Sessizliğin içinde boğulmayacağız! Tecavüze uğrarken bağırmadığı gerekçesiyle haksız bulunan Sinem ve tecavüz edilip, öldürülen Şule Çet gibi tüm kadınlarımızın çığlığı olacağız. Sizlerden de sesimize ses, gücümüze güç olmanızı istiyoruz" diye konuştu.
Açıklamanın ardından öğrenciler eylemlerini sonlandırdı.