Vekiller yürüyüşünü tamamladı: Bize düşen her alanı mücadele alanına dönüştürmektir

  • 14:37 15 Şubat 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - “100’üncü günde Leyla’ya, tecridi kırmaya” şiarıyla gerçekleştirilen yürüyüşte yapılan açıklamada konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, "Bizlere bugün düşen en büyük görev ise tecridin kırılması için yaşamın her alanını bir mücadele alanına dönüştürmek ve açlık grevlerini en üst düzeyde sahiplenmek olmalıdır. Bu karanlık tablo ve bu ağır faşizm koşulları ancak bizlerin örgütlü mücadelesiyle parçalanacaktır” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), açlık grevinin 100’üncü gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve cezaevlerindeki 300’ü aşkın tutsağa destek vermek amacıyla 15 ilden Diyarbakır’a "100’üncü gününde Leyla'ya, tecridi kırmaya" sloganıyla başlattığı yürüyüş devam ediyor. Hakkari, Van, Kars, Iğdır, Bitlis, Ağrı, Muş, Şırnak, Mardin, Siirt, Batman, Dersim, Bingöl, Antep ve Urfa’dan yürüyüşe katılan milletvekilleri, geldikleri Diyarbakır’da polis engelliyle karşılaştı.  
 
HDP’li milletvekillerinin bir kısmı, tüm engellemelere rağmen Leyla’nın Bağlar Bağcılar Mahallesi Aram Tigran Caddesi üzerinde bulunan evine 500 metre mesafede bekliyor. Kayapınar’da özel bir hastanenin önünde bekleyen HDP’li vekillerin ise araçlarına kadar yürümelerine izin verilmiyor. Polis amirinin, vekillerin yürümemesi için çekici ile araçları vekillerin yanına getireceğini ifade etmesi dikkat çekti. 
 
Leyla'nın evine 500 metrede polis çemberine alınan vekiller açıklama yapmak istedi. Basının uzaklaştırıldığı açıklama polislere yapılıyor havası yarattı. Yaşananlara tepki gösteren vekiller, açıklamayı basına yapacaklarının altını çizdi. Duruma tepki gösteren gazetecilerin ve vekillerin arasına 2 bariyer konuldu. Bunun üzerine basın tepki koyarak çekim yapmayacağına vurgu yaptı.
 
Tepkiler ardından bariyerlerin kaldırılmasıyla açıklama gerçekleştirildi. Açıklamanın Türkçesini HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir yaptı. Dilan, komplonun derinleşerek devam ettiğine değinerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barışçıl yaklaşımları sayesinde boşa çıkarıldığını belirtti. 
 
Dilan şunları kaydetti: 
 
“Tecrit dediğimiz olgu sadece Sayın Öcalan’a uygulanan bir durum olmaktan çıkıp özellikle 2015 yılında barış ve müzakere süreci sonlandırıldıktan sonra bütün topluma uygulanan bir iktidar pratiğine dönüşmüştür. Çünkü bu ülkede savaş ve çatışmayı sürekli büyüten iktidar şunu iyi bilmektedir: Konuşan bir Öcalan çözümün ve barışın yolunu açan bir Öcalan’dır! Susturulan bir Öcalan, derinleşen bir çözümsüzlüktür, savaş, eşitsizlik ve yükselen faşizmdir!
 
‘Tecridin kaldırılması demek ülkede çözümün gündemleşmesi demek'
 
Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması demek ülkede çözümün ve barışın tekrar gündemleşmesi demektir. Tecrit uygulamasının bitirilmesi, dolayısıyla demokratik bir çözümün önünün açılması için Leyla Güven yoldaşımızın başlattığı açlık grevi, dalga dalga yayılarak onlarca cezaevinde, Hewlêr, Galler ve Strazbourg’ta yüzlerce açlık grevi direnişçisi yoldaşımızın katılımıyla devam etmektedir. Bizlere bugün düşen en büyük görev ise tecridin kırılması için yaşamın her alanını bir mücadele alanına dönüştürmek ve açlık grevlerini en üst düzeyde sahiplenmek olmalıdır. Bu karanlık tablo ve bu ağır faşizm koşulları ancak bizlerin örgütlü mücadelesiyle parçalanacaktır.
 
‘Açlık grevleri ve seçimler eşgüdüm içinde ilerleyecek' 
 
Tarih bizlere göstermiştir ki; kendi ülkesini faşizm koşullarında yönetip dış politikasını çatışma ve savaşa endekslemiş hiçbir iktidarın ömrü uzun değildir. Ardında daha büyük yıkımları bırakmaması için yaşamın her alanının demokratik bir direniş mevzisine dönüştürmek en büyük tarihsel görevlerimizden biridir. Ülkeyi boydan boya bir cehenneme çeviren AKP-MHP iktidar bloğunun geriletilmesi için tarihsel bir eşik olan yerel seçim çalışmaları açlık grevleri etkinlikleri ile belli bir eşgüdüm içinde ilerleyecektir. 
 
Unutulmamalıdır ki tecrit kırılmadan bu ülkenin nefes alması mümkün değildir. Kazananlar kendi bekaları için ülkeyi çatışmaya, yoksulluğa ve eşitsizliğe mahkûm edenler değil demokrasi ve barış yolunda bir adım geri atmayan ve inatla direnen halklarımız olacaktır.”
 
Açıklama “Biji berxwedana zindanan”, “Biji berxwedana Leyla’ye”, “Leyla Güven onurumuzdur” sloganları eşliğinde sona erdi.