Züleyha Gülüm: Kadınlar konuşacak ki tecrit sussun

  • 09:06 13 Şubat 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - HDP’li Züleyha Gülüm, tüm Türkiye'nin kuşatıldığını ve tecrit altına alındığını belirterek, açlık grevlerinin yarınların kurtarılması adına yapıldığını belirtti. Tecridin kaldırılmasının bir gereklilikten öte bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Züleyha, özellikle kadınlara "Kadınlar konuşacak ki tecrit sussun" çağrısı yaptı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 98'inci gününe girerken, farklı cezaevlerinde 291 tutsağın eylemi de sürüyor. Açlık grevinde bulunanlarla dayanışma amacıyla DTK binasında başlatılan nöbet eylemine katılan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, açlık grevi eylemlerinin yarınların kurtarılması adına önemli olduğunu vurguladı.
 
'Eylemin talebi bireysel değil toplumsaldır'
 
HDP'nin Leyla Güven’e destek vermek amacıyla Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı "Barış Nöbeti" eylemini anımsatan Züleyha, destek eylemlerinin HDP tarafından sahiplenilmeye devam edeceğini söyledi. 
 
Yarının barış ve huzur ortamının yaratımı için açlık grevi eylemine destek verilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Züleyha, açlık grevi eylemcilerinin bireysel değil, toplumsal talepler için eyleme başladıklarını dile getirdi.
 
‘Barış olmadığı sürece özgürlükler ve haklar mümkün değil’
 
Açlık grevi eylemcilerin önemli ve bir o kadar da zor bir görevin sürdürücüleri olduklarını belirten Züleyha, "Leyla Güven ve cezaevlerindeki tüm arkadaşlarımız ve eylemlerini dışarıda sürdüren arkadaşlarımız bu ülkede barışın önünün açılması için bir açlık grevindeler. Çünkü barış olmadığı sürece diğer özgürlüklerin ve hakların önünün açılması da maalesef mümkün değil. Bu nedenle açlık grevi eylemcilerin taleplerini sahiplenmek gerek çünkü onlar savaşa değil insanlığa ve topluma yatırım yapılsın istiyorlar" diye konuştu.
 
'AKP’nin beka sorunu var’
 
AKP iktidarının savaş ve halkları kutuplaştıran politikalardan beslendiğini vurgulayan Züleyha, bu politikaların ise AKP'nin “beka”  sorunu adı altında meşrulaştırdığını kaydetti. AKP politikalarına karşı tüm kesimlerin birlik olmasının elzem olduğuna dikkat çeken Züleyha, ancak tüm kesimlerin birlik olmasıyla Kürt sorunun demokratik çözümünün oluşturulacağını dile getirdi. Özgürlüklerden ve demokrasiden bahsedebilmenin tek yolunun iktidara "Kazanımlarımızı vermeyeceğiz" demek olduğunu vurgulayan Züleyha, bu sayede güçlü ve toplumsallaşan barışı tesis edileceğini söyledi.
 
'Türkiye toplumu cendereye alınmış durumda'
 
Tecridin İmralı sınırlarını aştığını ve tüm ülkeyi cendere içine aldığını dile getiren Züleyha,  ülkede artık herhangi bir konuda muhalefet yapabilmenin imkansızlaştırıldığını dile getirdi. Züleyha, şöyle devam etti: "Bir siyasi partiye üye olmanıza dahi gerek kalmadan suçlu ilan edilebiliyor insan. 'Ülkede zam var' demek bile cezaevine girmenize yeterli bir neden oluyor artık. Yani AKP-MHP çizgisinde düşünmüyorsanız, bunu dile getirmeniz halinde anında cezaevleri ile karşı karşıya olduğumuz bir kaos yaşıyoruz. Gezi direnişi şimdilerde suçlama konusu haline getirilmiş durumda. Gezi direnişi ve Berkin Elvan'ın cenazesine katılanlar gözaltına alınıyor, cezaevlerine gönderiliyor. Yani bir bütünen Türkiye toplumu kuşatılmış ve tecrit altına alınmış durumda." 
 
'Tecrit varsa hukuktan bahsedilemez'
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını söyleyen Züleyha, tecridin olduğu yerde hukuktan bahsedilemeyeceğini kaydetti. Tecrit koşullarının ne uluslararası sözleşmelerde ne de ülke içi hukukta kabul edilmediğini dile getiren Züleyha, bu hukuksuzluğun devletler tarafından keyfiyete tabi tutulduğunu belirtti. Tecridin derhal sonlandırılmasını isteyen Züleyha, tecridin sonlandırılmasının gereklilikten öte zorunluluk olduğunu vurguladı.
 
'Kadınlar konuşacak ki tecrit sussun'
 
Militarizmin kendisini kadına yönelik şiddet, savaş ve her türlü baskıyla arttırdığını ifade eden Züleyha, bu nedenle tecrit ve savaş politikalarının sonlandırılması için kadınların daha fazla konuşması ve ses çıkarması gerektiğine vurgu yaptı. "Kadınlar konuşacak ki tecrit sussun" diyen Züleyha, şöyle devam etti: "Bu ülkede OHAL öncesi başlayan ve OHAL ile artan kadına yönelik baskılama söz konusu. AKP'nin kaç çocuk doğuracağımızdan, ne giyineceğimize, nasıl konuşacağımıza varan müdahaleleri artarak devam etmektedir. İktidarın kadın üzerinden geliştirdiği baskı ve militarizm politikaların en açık göstergesi de elbette ki kadın kazanımlarına olan saldırılarıdır. Kadın kurumları kapatılmış ve çok sayıda kadın siyasi tutuklanmıştır. Biz kadınlar bu süreçlerin birebir şahitleriyiz. Bu nedenle Leyla Güven şahsında başlayan açlık grevleri kadın kazanımları açısından da çok önemli bir noktada yer alıyor. Bu nedenle her kadının kendisini Leyla Güven'in sesinin taşıyıcısı olarak görüp, eylemi sahiplenmesi gerekir."