Uluslararası Barış Heyeti: Türkiye’yi yasalarına uymaya davet ediyoruz
- 12:39 12 Şubat 2019
- Güncel
ANKARA - Uluslararası Barış Heyeti, HDP Genel Merkezi’ne yaptığı ziyarette tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini belirterek, “Türkiye’yi kendi iç yasalarına uymaya davet etmek için buradayız. Türkiye’ye insan haklarına saygı duymasını söylemek için buradayız” dedi.
Eski İzlanda İçişleri ve Adalet Bakanı Ögmundur Jónasson, Britanya Taşımacılık Sendikası TSSA Genel Sekreteri Manuel Cortes, Arjantinli İnsan Hakları aktivisti, ekonomist ve akademisyen Beverly Ann Keene, İngiltereli sendika hukukçusu Paul Scholey, Yazar, filim direktörü ve aktör Maxine Peak, Edinburg Üniversitesinden Connor Hayes, Britanya UNITE Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Tony Burke’den oluşan Uluslararası Barış Heyeti üyeleri Ankara’da bulunan HDP Genel Merkezi’ni ziyaret ederek HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile görüştü. Tecrit ve açlık grevi konularını incelemek için Türkiye’de bulunan heyet üyeleri ile Pervin Buldan görüşme sonrası ortak bir açıklama yaptı.
İlk olarak konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, heyetin partilerine yönelik yaptıkları ziyaretin önemli olduğunu ifade ederek, “Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması yönünde parti olarak yürüttüğümüz yoğun bir mücadele ve çalışma var. Bu çerçevede heyet Sayın Öcalan’ın durumu ile ilgili, tecrit ile ilgili son gelişmelere ilişkin görüşlerimizi almak üzere burada” dedi.
‘Tecrit sadece Türkiye’nin meselesi değildir’
Pervin, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride dikkat çekerek şunları dile getirdi: “Sayın Öcalan üzerinde çok yoğun ve katı bir şekilde uygulanan tecridin Avrupa ülkelerinin gündeminde olmasını önemsediğimizi belirtmek istiyoruz. Bizler tecridin kalkması için bir mücadele veriyoruz, çünkü tecridi bir insanlık ve insan hakları meselesi olarak görüyoruz. Sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüştürülmemesi şeklindeki mutlak tecridin uzun süredir devam etmesinden kaynaklı sorunu sadece bizim değil Türkiye ve Avrupa ülkelerinin de meselesi haline getirmek gibi bir sorumluluğumuz var.”
‘ Barış sürecindeki olumlu havayı ifade ettik’
Çözüm sürecinde yaşananları heyet ile paylaştıklarını belirten Pervin, “Bugünkü heyete Sayın Öcalan uzun yıllardır ağırlaştırılmış bir tecrit ile karşı karşıya olduğunu ifade ettik. Özellikle 2013-2015 yılları arasındaki görüşmelerin ne kadar önemli olduğunu, o dönem Sayın Öcalan ile yapılan görüşmelerin asla göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ettim. Ancak 2015 yılından sonra adaya gidiş gelişlerin kesilmesinin, barış ve müzakere sürecinin bitirilmesinin, Sayın Öcalan’ın aile ve avukat görüşlerinin engellenmesinin bugün Türkiye’de nasıl bir hava oluşturduğunu ifade etmeye çalıştık” diye konuştu.
‘Tecride karşı bedenlerini açlığa yatırdılar’
Tecridin son bulması için 97 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’den söz ettiklerini belirten Pervin, sadece Leyla’nın değil aynı zamanda cezaevlerindeki tutsaklarında açlık grevinde olduklarını heyete aktardıklarını söyledi. Pervin, “Özellikle Leyla Güven arkadaşımızın bugün 97’nci gününde açlık grevinde olduğu, bir milletvekilinin bu meseleden dolayı bedenini açlık grevine yatırdığı ve yine Leyla Güven ile sınırlı kalmayan hem seçilmiş hem de tutuklu arkadaşlarımızın bedenini açlık grevine yatırdığı bir dönemde, Hewler, Galler ve birçok yerde arkadaşlarımızın bu konu ile ilgili olarak uzun süredir açlık grevinde olduklarını ifade ettik” dedi.
Adalet Bakanlığı’na mektup gönderdik’
Ardından konuşan Eski İzlanda İçişleri ve Adalet bakanı Ögmandur Jonasson, Arjantin, İzlanda Amerika ve İngiltere’den gelen bir grup olduklarını belirtti. Ögmandur, “Hepimizin endişesi ortak. Bu da Türkiye’deki kötüye giden insan haklarıdır. Aynı zamanda bir ortak noktamız da adaletin sağlanması için kararlılığımızdır. Türk Adalet Bakanı’na bir mektup gönderdik ve ondan görüşme talebinde bulunduk. Bu mektupta kendisine şunu ifade ettik; ‘Abdullah Öcalan’ın uzun süredir ailesi ve avukatları ile görüşme yaptırılmadığının farkındayız dedik. Sizden bize onu tutulduğu İmralı'da ziyaret edebilmemiz için gerekli koşulları sağlamanızı rica ediyoruz’ diye mektup gönderdik” dedi.
‘Kararlığımız ve adanmışlığımız barışın sağlanması’
Türkiye’deki herkesin ortak noktasının barışın sağlanması olduğunu söyleyen Ögmandur, “Bazılarımız sendikalardan, STK’lardan siyaset alanından gelen insanlar olabiliriz ama kararlılığımız adanmışlığımız tektir bu da barışın sağlanmasıdır. Tamamen iyi amaçlarla burada bulunduğumuzu söylemek istiyorum. Ben İzlanda eski Adalet Bakanı ve Avrupa Konseyi üyesiyim. Türkiye Adalet Bakanı’na yazdığımız mektuba halen cevap bekliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamenterler Meclisi’nin açıkladığı bir karar vardı ve burada bizim söylediklerimizle hemen hemen benzer şeyler söylediler” ifadelerinde bulundu.
‘Açlık grevindekiler ilham verici’
Avrupa’da açlık grevinde olanları ziyaret ettiklerini söyleyen Ögmandur, “Biz açlık grevinde olanların durumu konusunda endişeliyiz. Geçtiğimiz günlerde Avrupa’da açlık grevinde olan 14 kişiyi ziyaret ettik. Hem depresif hem ilham verici bir ziyaretti. Onların böylesi bir kararlılıkta olması ilham vericiydi. Ama insanların seslerini duyurmak için böylesi girişimlerde bulunması aynı zamanda depresifti” sözlerini kullandı.
‘Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit derhal kaldırılmalıdır’
Arjantinli insan hakları aktivisti, ekonomist ve akademisyen Beverly Ann Keene, dayanışmak için burada olduklarını söyledi. Beverly, “Hem Kürt halkıyla buradaki muhalefetle bir dayanışma içerisinde olmak hem de Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını talep etmek. Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması aslında hayati bir önemdedir. Bu tecridin kesinlikle kalkması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘İnsan haklarına uygun tavır takınmalı’
Kürtlerin hakları, kadınların hakları, ekolojik haklar ve çocukların haklarının tecrit ile bağlantılı olduğuna dikkat çelen Beverly, “Latin Amerika’daki deneyimlerde de bu tip şeyler görüldü. Oradaki ortak şey şuydu, insanlar güçlerini birleştirdi. Şu anda Türkiye’de olması gereken de bu insan hakları ihlallerine karşı herkesin güçlerini birleştirmesidir. Çünkü kim olursa olsun cezaevindeki böylesi korkunç bir uygulamaya izin verilmemesi gerekiyor, bu kabul edilmemeli insan haklarına uygun bir tavır takınılmalıdır. Açlık grevcilerinin taleplerine derhal kulak verilmelidir. Onların talebi temel insan haklarına saygı duyulmasıdır” ifadelerinde bulundu.
‘Türkiye’ye insan haklarına saygı duymasını söylemek için buradayız’
Britanya Taşımacılık Sendikası TSSA Genel sekreteri Manuel Cortes ise İngiltere’deki diğer sendikaları temsilen burada olduklarını kaydetti. Manuel, “Destek için buradayız. Türkiye ile dayanışma ve destek için buradayız. Türkiye’yi kendi iç yasalarına uymaya davet etmek için buradayız. Türkiye’ye insan haklarına saygı duymasını söylemek için buradayız. Umarım Türkiye Adalet Bakanı bizimle görüşmeyi kabul eder ve böylesi bir hukuksuzluğu neden uyguladığını anlatabilir” dedi.