
Açlık Grevi Takip Platformu: Eylemcilerin talepleri karşılanmalı
- 15:31 11 Şubat 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Açlık Grevi Takip Platformu, açıkladığı raporla beraber, olası kayıpların yaşanmadan önce talepler konusunda derhal harekete geçilmesi uyarısında bulundu.
Açlık Grevi Takip Platformu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle başlatılan açlık grevlerine ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen açıklamaya platform üyeleri katıldı.
‘Eylemcilerin talepleri karşılanmalı’
Açıklamada konuşan Gulan Çağın Kaleli, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eyleminin 96’ıncı gününe ulaştığına dikkat çekerek, söz konusu eylemin farklı cezaevlerinde yüzlerce tutsak tarafından sürdürüldüğünü hatırlattı. Leyla’nın talebinin haklı ve meşru olduğunu belirten Gulan, açlık grevlerinin sonlanması için siyasal iktidar ve yetkili kurumlarca eylemcilerin taleplerini yerine getirmediğini ve tecridi kaldırmaya yönelik herhangi bir adım atılmadığını söyledi. Gulan, açlık grevindeki eylemcilerin taleplerinin derhal karşılanması gerektiğini vurguladı.
‘Olası kayıpların önüne geçilmeli’
Leyla’nın ve ilk grupta bulunan açlık grevindeki tutsakların sağlık durumların kritik aşamaya yaklaştığını dile getiren Gulan, olası kayıplara ilişkin uyarıda bulundu. Gulan, “Bilindiği gibi uzun süreli açlığın insan vücudundaki tüm sistemler üzerinde olumsuz etkileri mevcuttur. Uzamış açlıkla birlikte bağışıklık sisteminin zayıfladığı, açlık grevi yapan eylemcilerinin enfeksiyonlara yatkın hale gel(ebil)dikleri, çoklu organ yetmezliği geliştikten sonra ölümlerin yaşanabildiği geçmiş acı deneyimler bize göstermiştir. Açlık grevi eyleminin uzaması ile birlikte eylemcilerde ciddi kilo kaybı, bitkinlik, yorgunluk, yürümekte güçlük, görme bozuklukları, tansiyon düşüklüğü, baş, eklem ve kas ağrıları, bulantı-kusma, uykusuzluk, ses ve gürültüye karşı aşırı hassasiyetin gelişebildiği bilinmektedir. Yine Sürecin uzaması ile birlikte sıvı ve tuz alımından sonra kusmaların başlaması ve sıvı alamamaya bağlı sağlık açısından yıkıcı bir takım sonuçların ortaya çıkması olasılık dâhilindedir” dedi.
‘Tutsakların yaşam hakları devlet sorumluluğundadır’
Cezaevlerindeki tutsakların yaşam ve sağlık haklarının devlet sorumluluğunda olduğunun altını çizen Gulan, cezaevi yönetimlerinin tutsakların ihtiyaçlarını karşılamasının zorunlu olduğunu kaydetti. Gulan devamında şunları dile getirdi: “Tüm açlık grevi eylemcilerinin yaşamının devam etmesi için en az 5 büyük su bardağı su/sıvı, 2 çay kaşığı (2 gr) tuz, 5 yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ile 500 mg B1 vitamini içeren kompleks B vitamini preparatları sağlanmalıdır. Alınması gereken bu maddelerin kısıtlanması durumunda geçmiş yıllardaki açlık grevlerinde yaşandığı gibi kalıcı bir takım hasarların oluşmasına ya da ölümle sonuçlanabilecek ağır sonuçların yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle açlık grevi yapanların sağlık çalışanları tarafından düzenli takip edilmesi, ihtiyaçları olan su, tuz, şeker ve B vitamininin sağlanması, kendilerine bakamayacak duruma geldiklerinde refakatçilerinin olması, tecrit altında tutulmamaları, zor kullanmaktan kaçınılması gibi konular ek sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını engelleyecektir. Açlık grevlerinde ‘sıvı, B grubu vitamin, tuz, şeker ve karbonat’ alımı yaşamsal olduğu kadar, eylem sonlandıktan sonra kalıcı beyin hasarlarının önlenmesi açısından da kritik önemdedir.”
‘Ulusal ve uluslararası hukuk duyarlı olmalı’
Hükümet ve Adalet Bakanlığı’nın açlık grevi eylemlerinin tehlikeli bir noktaya evirilmeden bir an önce harekete geçmesi çağrısında bulunan Gulan, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derhal sonlandırılması gerektiğini vurguladı. İmralı Cezaevi’nde ağır hak ihlallerinin yaşandığını söyleyen Gulan, tüm suç duyurularına rağmen tecrit koşullarının ağırlaştırılarak devam ettiğini ifade etti. Gulan, “Mahpusların açlık grevi eylemi konusunda siyasal iktidarın ölümler yaşanmadan barışçıl yollarla gerekli tedbirleri alması ve talepleri değerlendirmek üzere harekete geçmesi gerekmektedir. Soruna temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılması ve taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulması için biran önce Adalet Bakanlığı’nı, ulusal ve uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarını duyarlı olmalıdır” diye konuştu.
‘Leyla Güven’in sağlık durumu kaygı verici’
Ardından konuşan Diyarbakır Tabipler Odası Eşbaşkanı Mehmet Şerif Demir, Leyla’nın sağlık durumu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Leyla Güven’in devam eden açlık grevi eyleminde günlük yaşamsal ihtiyaçlarını tek başına gidermekte zorlandığını söyleyebiliriz. Hareket kabiliyetinde azalma, desteksiz yürümede zorlanma, konuşma sırasında olan yorgunluk oldukça dikkat çekiciydi. Temel olarak alınması gereken sıvı miktarını zorlansa da aldığı ifade edilebilir. B1 vitamininin yeterli dozda alındığı söylenebilir. İhtiyaç duyulan bazı mineralleri aldığı, sıvı içindeki glikoz-tuz-karbonat ile ortalama olarak karşılandığı söylenebilir. Beslenmemeye bağlı mide-bağırsak sisteminde yoğun şikâyetleri bulunmaktaydı. Özellikle gün içinde yaşadığı karın kramplarının tedirgin edici düzeyde olduğu görüldü. Zihinsel olarak erken yorulma, yeni bilgilerin unutulması daha önceki ziyarete göre belirgin bir şikâyet olarak kendini göstermişti. Işıktan rahatsız olma, geçmeyen baş ağrıları, bulanık görme şikâyetlerinin son 1 haftadır şiddetlenmiş olması kaygı verici nitelikteydi. Leyle Güven’in günlük kan basıncı, ateş, nabız ölçümlerinde tansiyon değerlerinin düşük izlediği tespit edildi.”
‘Cezaevlerinde ciddi hak ihlalleri yaşanıyor’
Farklı Cezaevlerinde yüzlerce tutsağın sürdürdüğü açlık grevi eylemine de dikkat çeken Mehmet, cezaevlerindeki tutsakların maruz bırakıldıkları hakkında ise şu bilgileri paylaştı:
“*Diyarbakır E Tipi Cezaevi:16 Aralık 2018 tarihinde greve başlayan 3 kadın mahpusa yönelik olarak ilk önce idare tarafından kendilerine disiplin soruşturması açılmıştır. Açlık grevinin 58.gününe gelmiş olmasına rağmen halen daha kendilerine karbonat verilmemiştir.
*Diyarbakır D Tipi Cezaevi: Bu hapishanede 16 Aralıkta greve başlayan 5 kişi bulunmaktadır. Açlık grevi eylemini başlattıkları gün idare tarafından kendilerine disiplin soruşturması açılmış ve bazı sosyal etkinliklerden men cezası almışlardır. Greve giren mahpuslar aynı odaya alınmış ve yanlarında bir refakatçi bulunmaktadır. Revire çıkmadıkları için sağlık kontrolleri düzenli olarak yapılmamaktadır. Greve giren bazı mahpusların diş eti kanamaları ve ağız içi yaraları oluşmuştur. Kilo ve tansiyon takipleri sağlık personeli tarafından yapılmaktadır. 8 ile 11,5 kilo arası kilo kayıpları mevcuttur.
*Diyarbakır 1 Nolu T Tipi: 26 Aralık 2018 Tarihi itibarı ile 5 kişi süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlamıştır. Kilo ve tansiyon ölçümleri düzenli olarak yapılmakta ancak sağlık takibi düzensiz bir şekilde takip edilmektedir. Hükümlü olmaları nedeniyle kendileri görüşme sağlayamadığımız için odalarında bulunan diğer mahpuslar ile görüşme yapılmıştır.
*Şanlıurfa 1 ve 2 No’lu T Tipi Kapalı C.İ.K: 5 Ocak 2019 tarihinde 2 nolu T Tipi’nde 6 mahpus süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. 1 nolu T Tipi kapalı cezaevinde ise 6 Ocak 2019 tarihinde 5 mahpus süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. Mahpuslara B1 vitaminlerinin verildiği; ancak bu vitaminleri yeterli olmadığı, revirde kalıcı hekim olmaması nedeniyle 2 ya da 3 günlük sürelerle hekim kontrolü yapıldığı, kontrolü yapan hekimlerin farklı olması nedeniyle gerekli ilgiyi göstermedikleri ifade edilmiştir.
Elazığ Kampüs Ceza İnfaz kurumunda bulunan 1 Nolu ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanelerinde gruplar halinde toplam 12 mahpus greve girmiştir.
*1 nolu Yüksek Güvenlikli C.İ.K: 16 Aralık 2018 tarihinde 3 mahpus, 5 Ocak 2019 tarihinde 3 mahpus olmak üzere 1 Noluda toplamda 6 mahpus greve başlamıştır. Cezaevi idaresinin yine ilk olarak yaptığı şey haklarında disiplin soruşturması yürütmek olmuştur. Kendilerine bazı sosyal etkinliklerden men cezası verilmiştir. Greve başladıktan 20 gün sonra greve giren üç mahpus aynı odada bir araya getirilmiştir. 7 gün süreyle başka suç gruplarının olduğu koridora götürülmüşlerdir. Greve giren mahpuslar 3 kişilik odada kalmakta ve yanlarında refakatçi bulunmamaktadır. Greve başladıktan uzun bir süre temel iaşe ihtiyaçları (Tuz, Şeker vb.) giderilmemiş ya da düzensiz giderilmiştir. Tuz, şeker dışında sadece limon verilmiş, talep ettikleri ek sıvılar verilmemiştir. 16 Aralıkta Greve giren mahpusların B vitamini talepleri 25.günden sonra yerine getirilmiş o da düzensiz olarak verilmeye başlanmıştır. Ancak son 15-20 gündür (08.02.2019 tarihi itibarıyla) vitamin ve bazı ek sıvı madde talepleri düzenli olarak karşılanmaya başlanmıştır.
*2 Nolu Yüksek Güvenlikli C.İ.K: Bu hapishanede 26 Aralık 2018 tarihinde 3 mahpus greve başlamıştır. Daha sonra 16 Aralık 2018 tarihinde Patnos L tipinde 5 mahpusla birlikte greve başlayan bir mahpus buraya getirilmiştir. Greve başlayan mahpuslardan iki kişi bir odada bir kişi de tekli hücrede tutulmuştur. Daha sonra Patnos’tan sevk olarak getirilen mahpus da tek kişilik hücrede ayrı tutulmuştur. Gerek Platform olarak bizim girişimlerimiz gerekse de mahpusların özel avukatlarının girişimleri sonrası grevdeki mahpuslardan üç kişi aynı odaya alınmıştır. Ancak idare zaman zaman yine grevdeki mahpuslardan bazılarını tek kişilik hücrelere almış ve grevi bırakmaları yönünde baskılar yapmıştır. 26 Aralıkta greve başlayan Ahmet TEKİN adlı mahpus 05.02.2019 tarihine kadar tek kişilik hücrede tek başına tutulmuş ve 05.02. 2019 tarihinde greve başlayan Mahsum Ceylan ile aynı odaya konulmuştur. 04.02.2019 tarihinde greve başlayan Reşit Teymur ise tek kişilik hücrede tek tutulmaktadır. Mahpusların yanına halen daha refakatçi verilmemiştir. Kurum doktoru mahpuslara ‘durumunuz kritikleşmeyene kadar refakatçi izni vermem’ demek suretiyle refakatçi taleplerini reddetmektedir. Grevde olan mahpusların iaşeleri tam olarak verilmemiş ve ek sıvı madde talepleri yerine getirilmemiştir. Uzun süre sadece tuz, şeker ve limon verilmiştir. Kilo ve tansiyon kontrolleri düzensiz yapılmıştır. 20.günden sonra kendilerine B1 vitamini verilmiştir. Mahpusların 10 ila 12,5 kilo arası kilo kayıpları vardır.
*Malatya E Tipi C.İ.K: 4 mahpusun 5 Ocak 2019 tarihinden bu yana açlık grevinde olduğu; tuz ve şeker aldıkları, vitamin almadıkları, açlık grevinden kaynaklanan sağlık sorunlarının oluşmaya başladığı, uyku düzensizliğinin başladığı belirtilmiştir.
*Şırnak T tipi C.İ.K: Şırnak T tipinde 16 Ocak 2019 tarihinde 3 kişilik bir grup ve 31 Ocak 2019 tarihinde yine 3 kişilik bir grup olmak üzere toplamda 6 mahpus açlık grevi eylemini sürdürmekte. Mahpuslar ile yapılan görüşmelerde düzenli kilo ve tansiyon takiplerinin yapıldığı aktarılmıştır.”
Açıklama, okunan raporun ardından sona erdi.