
‘Tahir Elçi raporunda işaret edilen failler derhal yargılansın’
- 13:39 9 Şubat 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - İHD ve Kayıp yakınları 522’ncisi gerçekleştirdikleri eylemde, Tahir Elçi katliamına ilişkin kamuoyu ile paylaşılan rapora dikkat çekerek, raporda işaret edilen faillerin derhal yargı önüne çıkarılmasını talep etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 522’ncisini gerçekleştirdi. İHD Diyarbakır il binasında düzenlenen kayıp yakınları eyleminde, kayıplarının fotoğraflarını taşırken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın ve insan hakları aktivistleri de eyleme destek verdi.
‘Gerçekleri yasaklayarak örtemeyeceksiniz!’
Eylemde konuşan İHD Şube Sekreteri Yüksel Aslan Acer, eylemlerinin Diyarbakır Valiliği’nce yasaklanan ve dışarıda gerçekleştirilmesine izin verilmediğini anımsatarak, ülkede insan hakları ihlallerinin devam ettirildiğine dikkat çekti. Gerçeklerin yasaklanarak örtülemeyeceğini vurgulayan Yüksel, “Yasaklasanız da, üstünü örtmeye çalışsanız da gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır” diyerek eylemlerinin yargı önüne çıkarılıncaya dek devam edeceğini kaydetti.
‘Rapor dikkate alınmalı, failler yargılanmalı’
Tahir Elçi katliamı faillerine ilişkin kamuoyuna açıklanan raporu anımsatarak konuşmasına devam eden Yüksel, katliamın sonuçları açısından raporun çarpıcı olduğunu vurguladı. Tahir Elçi katliamının gözaltı sırasında değil, alenen göz önünde yaşanan bir katliam olduğuna dikkat çeken Yüksel, buna rağmen katliama ilişkin olumlu diyebilecek tek bir adımın dahi atılmadığına dikkat çekti. Açıklanan raporla devletin gerçeklerin nasıl gizlenilmeye çalışıldığının kamuoyunca görüldüğünün altını çizen Yüksel, Tahir Elçi katliamının kamuoyu ile paylaşılan raporunun dikkate alınarak, faillerinin yargı önüne çıkarılmasını talep etti.
‘Açıklanan rapor Türkiye adaletinin ayıbıdır’
Söz konusu raporun ayrıca uluslararası merkezlerce yapılmasının Türkiye adaletinin ayıbı olduğunu dile getiren Yüksel, adalete olan inançların tükendiğini ifade etti. Yüksel şöyle devam etti: “Söz konusu raporun buradaki adalete saraylarınca yapılması gereken, uluslararası merkezlerce yapılması Türkiye adaletini gözler önüne sermeye yetiyor. Tahir Elçi’nin katledildiği ortamdaki tüm silahlı kişilerin şüpheli olarak yargı önüne çıkarılması gerekirken, çıkarılmadı. Devlet tarafından Tahir Elçi katliamının diğer politik katliamlar gibi faili meçhul bir cinayet olarak dosyalara kapatılmaya çalışıldı. Ama bizler insan hakları savunucuları olarak, Tahir Elçi diğer katliamlar gibi kapatılmasına ve faillerin cezasızlıkla ödüllendirilmesine mücadele etmeye devam ettik.”
Karşılığında 30 Milyon para istenen Ramazan nerede?
İHD Şube Yöneticisi Adnan Örhan ise, 1991 yılının Mayıs ayında Diyarbakır’da kaçırılarak kaybedilen Ramazan Kaya’nın hikayesini anlattı. Ramazan’ın kayıp hikayesi şöyle: “Çiftçilikle uğraşan Ramazan Kaya traktörüyle Diyarbakır’a giderken Rokolo Köy Korucularından 4 kişi tarafından kaçırılıp Silahla omzundan yaralanır, bu olaya Lice İlçesine giden bir minibüsteki yolcular tanık olurlar. Olay Mermer Jandarma Karakoluna yakın mesafede bir noktada gerçekleşir. Görgü tanıklarının aileye haber vermesi üzerine aile Ramazanı kaçıran korucuların köyünde arama yapılması için savcılığa başvurur. Savcılıktan alınan izinle aile arabayla köye gitmek ister ancak Mermer karakol komutanı ailenin arabadan inmesine bile izin vermez. Ramazan’ın ablası Hüsna Kaya’nın anlatımına göre; ‘Karakol komutanı yanımıza geldi, araçtan inmemize izin vermedi. Olayı sadece korucu başına sordu, korucu başı da böyle bir kişi kaçırılmadı dedi ve bizi geri çevirdiler.’
O köyde yaşayan biri aynı gün kardeşimin köyde köy korucularına ait bir evde elleri ayakları bağlı tutulduğunu ve evde arama yapılmış olsaydı bulunulacağını söyledi. Daha sonrada yaptığımız tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Olaydan bir süre sonra korucu başı ve bir yüzbaşı evimize gelerek bizden 30 Milyon para istediler. Bu para karşılığında Ramazan’ı bulacaklarını söylediler, parayı temin ettik kendilerine haber verdik ancak oradan da bir sonuç çıkmadı. Askerler ve korucuların ailemize baskılarının artmasından dolayı Mersin’e göç ettik. Tüm arayışlarımıza rağmen kardeşim Ramazan’dan bir daha haber alamadık.”
Açıklama kayıplar adına yapılan oturma eyleminin ardından sona erdi.