‘Ben bir anneyim bir mezarı hak etmiyor muyum?’
- 13:10 9 Şubat 2019
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri 724’üncü haftasında Batman’da kaybedilen Mehmet Şirin Maltu’nun akıbetini sorulurken, sağlık sorunları nedeniyle eyleme katılamayan annesi Sabriye Maltu, “24 yıldır oğlumdan bir haber alabilme umuduyla yaşıyorum. Ben bir anneyim, başında dua okuyacağım bir mezarı hak etmiyor muyum? Son nefesime kadar oğlumu aramaktan vazgeçmeyeceğim” dedi.
Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemin 724'üncü haftasında da Galatasaray Meydanı'nda buluşmak üzere İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Ancak Cumartesi Anneleri’nin eylemi öncesi İHD’nin bulunduğu sokak polisler tarafından ablukaya alındı. Sokağa giren çıkan yurttaşlar aramadan geçirildi. Cumartesi Anneleri, üzerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyerek, kayıpların fotoğraflarını taşıdı. Batman’da 24 yıl önce kaybedilen Mehmet Şirin Maltu’nun akıbetinin sorulduğu eylemde bu hafta açıklamayı Cumartesi İnsanları’ndan Maside Ocak okudu.
Maside, konuşmasına, Anayasanın ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin güvencesinde olan barışçıl etkinliklerinin keyfi ve hukuka aykırı bir biçimde engellenmesinin 25. haftasında olduklarını belirterek başladı.
‘Kafasına çuval geçirilerek darp edildi’
Ardından Mehmet’in hikayesini anlatan Maside, şunları dile getirdi: “On yedi yaşındaki Mehmet Şirin Maltu Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı on beş hanelik Zediya Mezrası’nda yaşıyordu. 31 Ocak 1995 gecesi aralarında asker, özel tim ve köy korucularının da bulunduğu güvenlik güçleri, panzerler eşliğinde Maltu ailesinin evine baskın yaptı. Kimlik kontrolü yapan askerler Mehmet Şirin Maltu’yu dışarı çıkardılar. Sabah 04.00’e kadar köydeki bütün evlerden, açık alanda işkence gören Mehmet Şirin Maltu’nun çığlıkları duyuldu. Ardından Mehmet Şirin'i alıp götürdüler. Ertesi gün saat 12.00 civarı dört araç eşliğinde Şirin’i elleri ve ayakları bağlı, kafasına çuval geçirilmiş halde köye geri getirdiler. Açık alanda askerler tarafından saatlerce darp edildi. Askerler işkence sonucu ayakta duramaz hale gelen Mehmet Şirin Maltu’yu taşıyarak araca bindirip götürdüler.”
‘Başvurular sonuçsuz kaldı’
Ailenin baskına katılan Bekirhan ve Kozluk Jandarma Karakolu’na başvurduğunu ancak onlara çocuklarının gözaltında olmadığının söylendiğini kaydeden Maside, aynı tarihlerde Batman Komando Taburu’nda gözaltında tutulan bir kişinin serbest bırakılınca aileye, Mehmet Şirin’i taburda gördüğünü ve altı gün boyunca beraber gözaltında tutulduklarını anlattığını belirtti. Maside, “Savcılığa başvuran aileye soruşturma başlatmak için aile dışından iki şahit göstermesi istendi, ama olaya tanık olanlar ağır baskı ortamında şahitlik yapamadı. Başvuruları sonuçsuz kalan aile Mehmet Şirin Maltu’dan bir daha haber alamadı” diye konuştu.
‘Basın açıklamalarımız ihbar niteliği taşımaktadır’
Anayasaya ve uluslararası hukuka göre herkesin hukuk güvenliği hakkının olduğunu ifade eden Maside, “Hiç kimse yargı makamlarına başvurmanın sonuçsuz kalacağı korku ve endişesi ile yaşamaya mahkûm edilemez. Bizim 724 haftadır detaylı bilgilerini verdiğimiz gözaltında kayıp vakalarını anlatan basın açıklamalarımız teknik anlamda birer ihbar niteliği taşımaktadır. Bu ihbarlarımızı hukuki çerçeveye oturtmak savcıların görevidir” dedi.
Maside, sağlık sorunları sebebiyle açıklamaya katılamayan Mehmet Şirin annesi Sabriye Maltu’nun mektubunu okudu.
Sabriye’nin mektubunda şu ifadelere yer verildi:
“Ben Sabriye Maltu. 31 Ocak 1995'te gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Maltu'nun annesiyim. Sağlık sorunlarımdan dolayı bugün aranızda olamadım. Mehmet Şirin 4 çocuğumun en küçüğüydü. Eşimi geçirdiği kazada kaybettikten 3 ay sonra kucağıma almıştım oğlumu. Babasız büyüttüğüm oğlumu askerler alıp götürdüğünde 17 yaşındaydı. Evimize baskın yaptıklarında geceydi. Askerler gecenin soğuğunda sabaha kadar benim ve komşularımın gözü önünde oğlumu dövdüler. Sonra Mehmet Şirin'i alıp götürdüler. Öğlene doğru askerler oğlumu getirdiklerinde bırakacaklar sandım ama yine oğlumu gözlerimizin önünde dövüp alıp götürdüler. Arkalarından Bekirhan Karakolu'na gittiğimde Mehmet Şirin'i gözaltına alan başçavuş, oğlumun orada olmadığını söyledi. Gittiğim her yerde bana aynı cevap verildi. 24 yıldır oğlumdan bir haber alabilme umuduyla yaşıyorum. Ben anneyim; başında dua okuyacağım bir mezarı hak etmiyor muyum? 24 yıldır bir mezar istiyorum. Mehmet Şirin'i alıp götürenlerin cezalandırılmalarını istiyorum.
Yaşlıyım ve hastayım. Son nefesime kadar oğlumu aramaktan vazgeçmeyeceğim. Oğlum için, kayıplarımız için bir araya gelen herkesi kucaklıyorum.”