
'Tecrit kırıldığında tüm Türkiye halkları barışa erecek'
- 09:16 9 Şubat 2019
- Güncel
İSTANBUL - İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle süren açlık grevlerinin daha çok sahiplenilmesi gerektiğini belirten kadınlar, "Sayın Öcalan avukatlarıyla görüştüğünde, yasal haklarından yararlandığında demokratik siyaset alanında başka bir yol açılabilir. Bu tecrit kırıldığında tüm Türkiye halkları barışa erecek" dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, eyleminin 94'üncü gününde. Leyla'nın ardından çeşitli cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri de devam ediyor.
Tecridin kaldırılmasının tüm Türkiye için olumlu bir adım olacağına vurgu yapan İstanbul’daki kadınlar, Leyla ve tutsakların taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi ve halkın da eylemleri daha çok sahiplenmesi gerektiği çağrısında bulundu.
'Bu halk korkmuyor'
Tecridin gerçekten ne anlama geldiğinin iyi anlaşılması gerektiğini belirten Dilek Başaran, tüm Türkiye halklarının üzerinde bir tecrit uygulandığını dile getirdi. Dilek, "Yüz yıllardır görüyoruz aslında tüm devrimlerin öncüsü bir kadındır. Bizim kadınlarımız da Kürt özgürlük hareketinde bir öncüdür. Leyla'nın başlattığı açlık grevi tüm dünyada ses buldu. Biz de yaşam alanlarımızın her birinde bu sesi çoğaltma yolundayız. Bunu başaracağız. Çok bedel ödedik, çok bedel ödeyeceğiz. Ancak bu halk korkmuyor. Her gün yapılan gözaltılar, tutuklamalar bizi yalnızca öfkelendiriyor. Bizi ayakta tutan da bu öfkedir. Bu öfkeyle mutlaka kazanacağız" dedi.
'Tecrit kalktığında tüm dengelerin değişeceğini biliyorlar’
Ortadoğu'daki tüm dengelerin Abdullah Öcalan'ın bir cümlesiyle, bir beyanıyla değişebileceğini ve Türkiye'deki siyasete yön verebileceği vurgusu yapan Dilek, "Bunu Saray da tüm siyasi partiler de biliyor. Zaten bundan korkuyorlar. Biliyorlar ki Sayın Öcalan avukatlarıyla görüştüğünde, yasal haklarından yararlandığında bu dengeler değişebilir. Demokratik siyaset alanında başka bir yol açılabilir. Bu tecrit kırıldığında tüm Türkiye halkları barışa erecek. Biz bu süreci yaşadık. Barış sürecinde gördük ki ölmeden barış içerisinde de yaşanılabiliyormuş. Sonrasında gördük ki Taybet Ana bir hafta sokakta kaldı. Buzdolabında çocuklar bekletildi, Ekin Wan'ın bedeni teşhir edildi. Hacı Lokman Birlik katledildi ve bir iple bağlanarak sürüklendi. İnsanlık dışı her şeyi görmüş olduk" diye konuştu.
'Tecrit hepimizin üzerinde'
Açlık grevlerini mücadeledeki son çağrı olarak gördüğünü kaydeden Ela Hasanoğlu da, tutsakların kendi bedenlerini ortaya koyarak bu direnişi sürdürdüklerini ifade etti. Ela, "Bu tecrit Abdullah Öcalan şahsında hepimizin üzerinde uygulanıyor. Bu memlekette çözülecek bir mesele varsa başlangıç noktası burası. Tecridin kalkmasıyla barış ortamına adım atılacağını düşünüyorum. Bunun mümkün kılınabileceğine ve halkların üzerindeki bu umudun tekrar yeşereceğine inanıyorum. Halklarımız her yönden sıkıştırılmış ve sindirilmiş. Ben bunun geçici bir durum olduğunu bir ufak kıvılcımla tekrar halkların hakları için mücadele ortamına döneceklerini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'Sayın Öcalan bizi uyandırdı, biz uyumayalım'
Huri Doğan ise, Abdullah Öcalan'ın Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinde çok büyük bir yerinin olduğunu belirterek, bu yüzden tecridin tüm kadınlara uygulandığını kaydetti. Huri, şöyle dedi: "Leyla Güven'in eylemini kalpten destekliyorum, selamlıyorum. Başarılı olmasını istiyorum. Sayın Öcalan için kadınlar olarak bir şey yapmamız gerekiyordu. Kanımızın son damlasına kadar bu mücadeleyi bırakmayacağız. Bu tecridi bir kez daha kınıyorum. Tüm Kürt halkına çağrımdır; Sayın Öcalan bizi uyandırdı, biz uyumayalım."