Sebahat ve Gültan’a verilen cezaya tepki: Bu karar hukuki değil siyasidir

  • 12:07 2 Şubat 2019
  • Güncel
HABER MERKEZİ – HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’e verilen hapis cezalarına tepki göstererek, “Bu karar hukuki değil, siyasidir. Bu karar bizim açımızdan da vicdanlarda da yok hükmündedir” dedi. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile aynı yılın Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandığı davanın 12’nci duruşması dün Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti Gültan'a propaganda ve üyelikten toplamda 14 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti Sebahat içinde propaganda ve üyelik iddiasıyla toplamda 15 yıl hapis cezası verdi.  
 
Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Sebahat ve Gültan’a verilen cezaya ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan Sebahat ve Gültan’ın yargılanmalarının hukuksuzluklar ve usulsüzlüklerle dolu olduğunun belirtildiği açıklamada, “Bu karar hukuki değil siyasidir, karar Saray’ın emri ile verilmiştir. Bu nedenle de verilen karar bizim açımızdan da vicdanlarda da yok hükmündedir” diye belirtildi. 
 
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 
 
“Dün bu soruşturmayı başlatan ve iktidar tarafından ‘darbeci’ olmakla itham edilen, ‘yargıda komplo kurmakla’ suçlanan Cemaat ile var olan iktidarın Kürtlere yaklaşımı arasında herhangi bir fark olmadığı bu yargılama ile bir kez daha açığa çıkmıştır. Cemaat yargısının Kürtlere ve demokratik siyasete karşı başlattığı kumpaslar, iktidar yargısı tarafından aynen sürdürülmektedir. 
 
İktidarın güdümünde olduğunu kanıtlayan yerel mahkeme bu kararla Tuncel ve Kışanak şahsında demokratik siyaseti cezalandırmıştır. Adına yargılama denilen bu garabet başından beri böyle kurgulanmış ve kurgulandığı gibi sonuçlandırılmıştır. 
 
‘AKP kendisinden farklı düşünen herkesi hedef almıştır’
 
Bu zihniyet 100 yıllık Kürt inkarının dayandığı asayişçi, intikamcı uygulamaların devamıdır. Bu uygulamalar sadece Kürtlerle sınırlı kalmayarak bütün demokrasi güçlerini, farklı düşünen herkesi, tüm demokratik muhalefeti tehdit etmektedir. Cemaat’in Kürt siyasetine ve halkına karşı başlattığı saldırılar nasıl sadece Kürtlerle sınırlı kalmadı ve Türkiye’ye yönelik bir darbeye dönüştüyse, AKP de 20 Temmuz OHAL darbesiyle kendisinden farklı düşünen herkesi hedef almıştır. 
 
‘KCK operasyonları’ hukuksuzluğun sürdürülmesidir’
 
31 Mart yerel seçim arifesinde verilen bu karar aynı zamanda bir siyasi mühendislik içermektedir. 31 Mart’ta tarihe karışacak olan kayyım zihniyeti bu kararla meşrulaştırılmaya, halk iradesinin gasp edilmesi haklılaştırılmaya çalışılmaktadır. Gültan Kışanak şahsında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetleri, Sebahat Tuncel şahsında ise belediyecilikte çok önemli ve evrensel özellikler taşıyan gelişmelere imza atan Demokratik Bölgeler Partisi’nin faaliyetleri cezalandırılmaktadır. Karar bu açıdan 2009 seçimlerinden hemen sonra Cemaat ile AKP’nin ortaklaşa başlattığı ve adına ‘KCK operasyonları’ dedikleri hukuksuzluğun da sürdürülmesidir. 
 
‘Mücadelemizi asla engelleyemez’
 
Ağır bedellerle demokrasi mücadelesi veren bizim için kesilen bu cezalar onur nişanesidir. Bu darbeci zihniyet bizleri, faaliyetlerimizi, kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesini cezalandırabilir, ama dünyada hayranlık uyandıran mücadelemizi asla engelleyemez. 
 
Bu iktidar cezalandırdıkça Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Selahattin Demirtaş örneğinde görüldüğü gibi, bizler büyüyeceğiz. Bu kararları alanlar ise, dün Kışanak’a Diyarbakır zindanında işkence edenler ve 2 Mart 1994 darbesinin mimarları gibi utançla anılacaklardır.”