'Gültan ve Sebahat'in ceza alması siyasi bir karardır'

  • 09:26 2 Şubat 2019
  • Güncel
DIYARBAKIR - Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in dün görülen duruşmada ceza almalarına ilişkin değerlendirme yapan siyasetçi kadınlar, kararın siyasi bir karar olduğunun altını çizerek, "AKP yargısının kadın ve Kürt düşmanı politikaları Sebahat ve Gültan davasında bir kez daha kendisini göstermiştir" dedi.
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile aynı yılın Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandığı davanın 12’nci duruşması Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti Gültan'a propaganda ve üyelikten toplamda 14 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti Sebahat içinde propaganda ve üyelik iddiasıyla toplamda 15 yıl hapis cezası verdi. Verilen cezaları siyasetçi kadınlar değerlendirdi.
 
'Yargı AKP tarafından teslim alınmıştır'
 
DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, Eş Genel Başkanlarına ve kentin belediye eşbaşkanına verilen cezaların hukuksuzluğun göstergesi olduğunun altını çizdi. Halide, "Demokratik siyaset yapan Kürt kadın siyasetçilerin yargılanma biçimi, haksız, hukuksuz, alelacele geçmişteki DGM mahkemelerini aşan bir şekilde yapılmıştır. Bu yüzden yargının AKP Hükümeti tarafından teslim alındığı bu davayla bir kez daha kanıtlanmıştır. Kasım 2016 tarihinden beri tutsak alınan Sayın Sebahat Tuncel 19 gündür açlık grevinde ve mahkemeye katılması bir yana savunma yapmasının koşulları uygun değilken, savunması kendisinden alınmadan hukuksuzca ağır cezalara çarptırılmıştır. Demokratik siyaseti savunmasız ve terörize etmenin aracı haline gelen bir yargı mekanizması devreye konulmuştur" diye kaydetti.
 
'Bu dava kadın mücadelesine yönelik savaşın tarafıdır'
 
Sahte tanıklar, hiç olmayan tanıklar ile Türkiye’de yeni adalet rejiminin AKP iktidarı tarafından sahtelik üzerinden kurumsallaştığını belirten Halide, dün görülen duruşma aracılığıyla bu durumun bir kez daha teşhir edildiğini belirtti. Halide, “Ekim 2016 yılından itibaren tutuklu bulunan Gültan Kışanak, duruşmaya ilk defa katılarak kendisini savunmuş, demokratik siyasetin suç olmadığını beyan etmiştir. Ama başından beri yargı mekanizması temel insan haklarına ve savunma hakkına karşı bir savaş halinde olduğu için, haksız bir şekilde Gültan Kışanak’a 14 yıl ceza vermiştir. Bu dava demokratik siyasete ve kadın özgürlük mücadelesine yönelik bir savaşın tarafı durumundadır. Verilen mesaj nettir, 'Kürt Siyaseti ve kadın odaklı siyaset hedefimizdir'. AKP hükümetinin yargı mekaniği adalet ve insan haklarına darbe vurarak Türkiye’deki halkları, kadınları, muhalif her bir kesime net mesaj vermektedir" diye konuştu.
 
'AKP kadınların siyasetinden korkuyor'
 
Kürt özgürlük mücadelesinde demokratik siyaset yapanların yerinin cezaevi ve sürgün olduğunu vurgulayan Halide, Belediyelerin, TBMM’nin ya da siyasi partilerin ‘Kürt siyasetinin yeri değildir' noktasına getirilmek istendiğinin altını çizdi. Gültan’ın belediye eşbaşkanıyken tutuklandığını ve yerine kayyım atandığını vurgulayan Halide, “Sabahat başkan partimizin belediyelerine ait kayyım atamalarına karşı siyaset yaparken tutuklandı. Her ikisi de geçmiş dönem Kürt siyasetinin milletvekilleriydi. Tutuklanma gerekçeleri barış, adalet, özgürlük, eşitlik alanında mücadele etmeleri ve bu temel değerleri savunmalarıdır. AKP yargısının kadın ve Kürt düşmanı politikaları Sabahat ve Gültan davasında bir kez daha kendisini göstermiştir. AKP’nin faşist rejimi kadınların ve Kürtlerin demokratik siyasetinden korktuğunu bir kez daha ortaya koymuştur" diye kaydetti.
 
Halide son olarak, "Bu davayla belki şu an Sebahat ve Gültan cezaevinde ama AKP’nin faşist rejimi de kendisinin bitme noktasına geldiğini daha net itiraf etmiştir. Kadın mücadelesinin ve Kürt siyasetinin tutsak alınamayacağı, Türkiye’de demokratik siyaset yapan herkesin temel mücadelesi haline gelmiştir. Bu yüzden AKP faşizminin yargısına karşı Sebahat ve Gültan için her türlü hukuki ve demokratik mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi, bu davanın burada bitmediğini vurgulamak isteriz" diye vurguladı.
 
 'Kadınların gücünden korkuyorlar'
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, yargının siyasi kararlar aldığının altını çizdi. Semra, "Mahkeme başkanı Sebahat ve Gültan' ı yargılamadı, Gültan mahkeme heyetini ve başkanını yargıladı. Sebahat Tuncel duruşmaya katılmadı ama Gültan arkadaşımız tarihi bir ders verdi. Hazırlanan dosya başkalarının eliyle hazırlanmış bir dosyaydı. Sebahat arkadaşımız duruşmaya katılamadı ve savunma veremedi. Buna rağmen ceza verildi. İktidar kendi gibi düşünmeyen herkes için cezayı cebinde hazır tutuyor. Gerçeklik payı olmayan, hukuka aykırı bu sistemleri bir gün onları da yargılayacak. Kendi yasalarıyla yargılanacaklar. Gerçek adalet onlara da lazım olacak fakat kendi kazdıkları kuyuya düşecekler. Bu aynı zamanda kadın iradesine dönük nefretlerini de ortaya koydu. Kadınların gücünden ve iradesinden korkuyorlar. Bu kararı kınıyorum ve böyle bir yargının hiçbir hükmünün olmadığını belirtmek istiyorum" diye belirtti.
 
 'Yargılanmadı, yargıladı'
 
DBP Parti Meclisi (PM) üyesi Seher Tümer, mahkemenin iki yılı aşkın süredir devam ettiğini belirterek, Gültan’ın ilk defa mahkemeye katılıp savunma yaptığını söyledi. 12 duruşma görülmesine rağmen 16 hakimin değiştiğine dikkat çeken Seher, “Sebahat Tuncel mahkemeye hiç çıkarılmadan ceza verildi. Bizler hukukçu değiliz ama bulunduğumuz yerden baktığımızda bile bu durumun hukuka uygun olmadığını görebiliyoruz. Normal koşullarda böyle bir yargılama yapılamaz böyle bir karar verilemez. Bugün Gültan Kışanak tarihi bir savunma yaptı. Aslında yargılanmadı, yargıladı ve bütün savunması boyunca hukuki bir durumun olmadığını tamamen siyasi bir yargılama olduğunu da vurguladı. Muhatabın da siyasi iktidar olduğunu savunmasından anlamak mümkündü. Özcesi 'beni yargılayan siz değilsiniz' diyordu. Nitekim karar da ona göre verildi. Sebahat Tuncel'in mahkemeye gelip savunma yapması için istenen süreyi vermemeleri bile kararın belli olduğunu geri kalan her şeyin teferruat olduğunu gösteriyordu" ifadelerini kullandı.
 
Seher şunları kaydetti: "Gültan Kışanak'ın yerine kayyım atamak için oluşturulmuş bir dosyaydı ve bugün yeniden seçim sürecindeyiz ve biz kadınlar kayyım politikaları karşısında çok daha güçlü bir seçim çalışması yürüterek kayyımlardan belediyeleri geri alacağız. Bu bizim başta Gültan olmak üzere bütün arkadaşlarımıza borcumuzdur. Gültan’ın bir sözü vardır 'Biz kariyerimizi sizin saltanatınızı yıkarak yapacağız' diye, o sözün arkasındayız."