'Kadın mücadelesine engel olamayacaklar'

  • 09:02 29 Ocak 2019
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - DTK Delegeler Eş Sözcüsü Zelal Bilgin, kayyımlar aracılığı ile kadın kurumlarının, kazanımlarının gasp edildiğini belirterek, " En zor şartlarda dahi kadın mücadelesinin önünde engel olamamışlardır, olamayacaklardır. Alternatifler var, yoksa yaratırız ve bu direnişi her şekilde yükseltiriz" dedi. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) bünyesinde hizmet veren 102 belediyeye 2016 yılında atanan kayyımların ardından kadın kurumları kapatılarak kadın, gençlik ve kültür çalışmaları durduruldu. Çalışmaları durdurmakla yetinmeyen kayyımlar, cinsiyetçi reklamlar ve afişlerle de sık sık gündeme geldi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Delegeler Eş Sözcüsü Zelal Bilgin, kayyımların bölgedeki politikalarını ve kadın çalışmalarını eleştirerek, değerlendirmelerde bulundu. 
 
'İstihdam yolunu açıyorduk'
 
Daha önce tüm kadın kurumları ile aktif çalışmalar yürütme şansı elde ettiğini söyleyen Zelal, kadın kurumlarının yalnızca şiddete uğrayan kadınlara destek vermediğini, bunun yanında birçok alanda çalışma yürüttüklerini belirtti. Eğitim, kültür, istihdam alanlarında da çalışmalarının olduğunu dile getiren Zelal, "Ekonomik kazanç elde etme konusunda yol gösteren bir konumdaydık. Kadınlar için istihdam yolunu açan kurumlardık. Bu kurumlar içerisinde, şiddete maruz kalmış kadınları sahiplenirken, devletin prototipi küçük ailelerin içerisinde kadınların neden şiddete uğradıkları gerçekliğini kadınlara öğreterek, kadınları sahiplenen bir pozisyondaydık" diye ifade etti. 
 
'Kadınlar toplumsal cinsiyet bilincine kavuşuyordu'
 
Yaşamış olduğu coğrafyanın, savaş koşullarının, iktidarların ve erkek egemen zihniyetin şiddetin yaşanmasında etkili olduğunu vurgulayan Zelal, buna dair de kadınları bilgilendirdiklerini ve yaşama dahil ettiklerini söyledi. Kurumlarının kapatılmasındaki en büyük nedenlerden birinin de buna dayandığını kaydeden Zelal, "Çünkü erkeklerin salt evdeki şiddetini değil tarihsel geçmişi, kökeni ile birlikte mevcut iktidarların bundaki etkisini öğreten, buna karşı bilinç kazandıran, toplumsal cinsiyet bilinci ile beraber yaşama farklı bir boyuttan katan noktadaydık. Şuna çok iyi inanıyoruz ki, kadınlar güçlenip, toplum içerisinde farklı bir statü sahibi oldular. Yetiştirdikleri çocukları da toplumsal cinsiyet bilinci ve bunun tarihle bağını net bir biçimde kurarak yetiştirdikleri zaman toplum daha net bir şekilde şekillenecek" ifadelerine yer verdi. 
 
'Kazanımlar hedef alındı'
 
Kadın kurumlarının kapatılmasının nedenini "Kadınların bilinçlenmesi, güçlenmesi, statüye sahip olması, kendi iradelerine sahip çıkmaları, ekonomik güce sahip olmaları erkek ve devlet zihniyetini rahatsız etti" şeklinde değerlendiren Zelal, kadınların gücünden korkan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyledi. İktidarın önce eşbaşkanlık sistemine kayyım atadığını, daha sonra da kurumları kapatarak kazanımları hedef aldığını dile getiren Zelal, böylece kadınların kamusal alandan uzaklaştırılarak özel alana mahkum edilmek istendiğini belirtti. Zelal, "İktidar kadının bedenini tamamen tahakkümü altına alıp kaç çocuk doğuracağına karar verme cüretine sahip" dedi.  
 
‘Sığınma evlerindeki kadınlardan hiçbir bilgi alamadık’
 
Kadın kurumları öncülüğünde açılan sığınma evlerine değinen Zelal, "Kadın sığınma evlerine can güvenliği olmayan kadınlar yerleştirilir, hukuksal destek sunulurdu" diye belirtti. Zelal, kadın kurumlarının kapatılmasının ardından sığınma evlerine yerleştirilen kadınların son durumunun ne olduğuna dair hiçbir bilgi alamadıklarına dikkat çekerek, "Kadınlar başvurularında, 'Karakola gittiğimizde komiser bize 'kocandır, sever de döver de' diyordu' diyorlardı. Biz buna karşı da bir bilinç kazandırmaya çalışıyorduk, şiddetin haklılığı ve meşruluğu olmadığını anlatıyorduk. Haliyle kadın kurumlarımızın kapatılması, yükselen kadın mücadelesine bir ket vurma, bilinçli kadın görmek istememe, itaatkar ve bir erkek egemen zihniyetinin çatısı altında köle gibi çalışan kadınların varlığını çoğaltmak amaçlı bir saldırıdır. Yalnız şunun da bilinmesi gerekiyor. En zor şartlarda dahi kadın mücadelesinin önünde engel olamamışlardır, bundan sonra da olamayacakları konusunda tüm kadın kurumları çalışanları olarak hemfikiriz. Alternatifler var, yoksa yaratırız ve bu direnişi her şekilde yükseltiriz" diye vurguladı. 
 
'Kadın kurumlarının kazanımları gasp edildi'
 
Kayyımların bir gasp aracı olarak kullanıldığının altını çizen Zelal, "Kayyımlardan önce belediyeler ile ortak çalışmalar yürütüyor, kadınlar için projelerimiz oluyordu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin Mor Market projesi vardı ve tüm bunlar durduruldu. Bunlar kadın kurumu çalışanı olan kadınların baskısıyla yapılmış projelerdi. Bu nedenle kayyımların ilk yaptıkları şey kadın kurumlarının kazanımlarını gasp etmekti. Diyarbakır gibi bir şehirde kadın belediye şoförlerini görür olmuştuk. Cinsiyet ayrımı ortadan kalkmıştı. Belediyeler toplumsal cinsiyet eşitliğinde kadın politikalarını çok doğru ele alan bir noktadaydı. Şuan ise kadını özel alana hapseden cinsiyetçi bir bakış açısı var. Afiş asarken bile kadını özne olarak kullanıyorlar" dedi.