Cinsel istismar faillerinde sayı 10 bine ulaştı: Suçu affetmek de suçtur

  • 09:01 29 Ocak 2019
  • Güncel
ANKARA - İstismarın önemli bir boyutu olan çocuk yaşta evlendirilmeye ilişkin getirilmek istenen "af tasarısı"na tepki gösteren TKDF Başkanı Canan Güllü, 2016'da 286 kişiden bahsedilirken bugün 10 bin gibi bir sayıdan bahsedildiğini belirterek, "Bunun araştırmasını kim yaptı? 286 kişiden 10 bine gelmek demek, tecavüz önergesinin gündeme gelmesinden itibaren affedileceğini düşünerek, insanların bu yolda adım atmasını sağlamış olmak demektir” dedi. 
 
2016 yılında çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarında, mağdurun fail ile evlenmesi halinde, cezanın ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını öngören “af tasarısı” kadınların itirazları ile rafa kaldırılmıştı. Yerel seçim öncesi iktidar söz konusu tasarıyı tekrar gündemine aldı. İktidara yakınlığı bilinen medya kuruluşları tasarıyı “Parçalanmış binlerce aile kurtulacak. Evlilik affı geliyor” şekliyle manşetten duyururken, kadın örgütleri de tekrar gündeme gelen tasarıya tepkilerini yaptıkları eylem ve etkinliklere gösteriyor. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ise cinsel istismar faillerine yönelik getirilmek istenen “affın” içeriğine ve çocukların mağduriyetine ilişkin konuştu. 
 
‘İki yıl önce tekrar önümüze çıkaracaklarını biliyorduk’
 
Tasarının ilk olarak 2016 yılında, “286 mağdur var” denilerek Meclis’e bir “gece operasyonu” ile gelen “tecavüz önergesi” ile başladığını hatırlatan Canan, “Bu tecavüz önergesinin içeriğinde erken yaşta evlilik yapmış ve kamuya yansımış davaların sonuçlarında kadınların göz ardı edildiği ve hapiste olan erkeklerin affına yönelik bir çalışma gündeme getirildi. O zaman Türkiye’deki ideolojisi ve siyasi görüşü ne olursa olsun bütün kadın örgütleri ile toplumdan çok güzel bir geri dönüşüm almıştı. Yasa da raflara çekildi ama biz ‘bir gün mutlaka önümüze gelecek’ diye düşünüyorduk. Aradan iki yıl geçtikten sonra 2018’in Aralık ayında muhalefet üyesi olan bir arkadaş basın toplantısı yaptığında erken yaşta evlenmiş bir kadını göstererek ‘bunlar resmi evli hapishanenin pembe odalarını da kullanıyorlar. Dolayısıyla hapishanedeki erkeklere af getirmek ve bu affı genelleştirmek istiyoruz’ diyerek 8 bin 600 kişi gibi bir rakam telaffuz etmişti. Tabi arka planında hemen kadın örgütleri tepki koydu” dedi. 
 
‘2016’da 286 dedi sayı birden 10 bine yükseldi’
 
Aradan çok az bir süre geçtikten sonra 10 bin kişinin bir kereliğe mahsus olmak üzere affedileceğinin  gündeme getirildiğine işaret eden Canan,  devamında  şöyle konuştu: “Aslında bu birkaç açıdan değerlendirilebilir. Bu bir seçim yatırımı olabilir. Bu yerel seçime gitme süreci içinde taraflara hoş görünme amacında olabilir. Erken yaşta evlendirilen ve sürecin içinde mağdur olan kadınlar için mağduriyet giderme gibi bir dertleri olsa biz de destekleriz. Ama o açıdan bakılmadığını gördük. Önce itiraz ettik tüm kadın örgütleri olarak. Ancak hiçbir tepki gelmedi iktidar cephesinden. Bizi asıl düşündüren nokta şu ki başta 286 kişi dediler.  2016’ının sonundan itibaren rakam birden bire çığ gibi büyüyerek 10 bine geldi. Peki, bunun araştırmasını kim yaptı. Nerede yapıldı? Nasıl oldu bu araştırmalar ve bu araştırmalar doğruysa bu rakamların bir anda bu kadar büyümesini hesaba katmaları lazım. 286 kişiden 10 bin gelmek demek, tecavüz önergesinin gündeme gelmesinden itibaren affedileceğini düşünerek, insanların bu yolda adım atmasını sağlamış olmak demektir.” 
 
‘Yapılması gereken suçlu olanın affedilmesi değildir’
 
Sahada gezerken çocuk yaşta evliliklerde yaşın 10’a kadar düştüklerini gördüklerini kaydeden Canan, “Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaş altı evlilikler sakıncalı ve yasaktır. Ama bizim Medeni Kanun ve Ceza Yasası’nda 16 ve 17 yaşta ebeveyn ve hâkim izni var. Dolayısıyla 18 yaş altı evlilikler hiçbir şekilde yasal değildir. Bunlara nikâh yapılamaz. Bunların yapılması bize göre çocuk istismarıdır. Çocuk tecavüzüdür. Çünkü burada çocuğa yönelik her türlü davranış çocuğun rızası dışında yapılmıştır. Burada yapılması gerekeninin suçlu olanın affedilmesi değildir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Çocuğa ‘şikayetçi misin’ diye soruyorlar!’
 
Çocuk evlendirildiği zaman cezai sistem başlatıldığını ancak çocuğa “Şikayetçi misin” diye sorulduğunu aktaran Canan, “Düşünebiliyor musunuz bir çocuğun bu konudaki kararının nasıl doğru olabileceğini. Çocuk da bir çok nedenden dolayı ‘hayır şikayetçi değilim’ diyor. Dolayısıyla burada bir kamu davası başlıyor. Başlayan bu kamu davası ile ilgili süreç çok uzun ilerliyor.  8 yıl süren davalar var ve mahkeme erkeğe ‘sen suçlusun sana beş yıl hapis’ diyor. O zaman aradan geçen bu 8 yılda çocuk yaşını tamamladığı için bir resmi nikâh yapılıyor.  Bu süreç içinde gebe kalıyor. Parlamento bu bakış açısıyla olayın bu kısmına bakıyor. ‘Biz erkeği affedelim bu cezayı çekmesin’ diyor. Bir kere bu anayasaya aykırı bir durum. Siz suçu affedemezsiniz, bu bir suçtur” dedi. 
 
‘Türkiye çocuk istismarı ülkesi olmasın’
 
Bu süreç içerisinde af yerine çocukların uzayan mahkeme süreçlerinin kısaltılması gerektiğinin altını çizen Canan, “Sosyal politikayı gerçekleştirmeden cezayı affetmek akıl, mantık işi bir olay değil” diye vurguladı. Parlamentoya “Gelin birlikte bu erken yaşta evlilikler sonucu süren yargılamaları daha kısa süreye alalım” diye seslenen Canan, şunları dile getirdi: “Yargılama bir ya da altı ay içerisinde bitsin ki bu süreç içinde çocuk da olmasın. Böylece çocukların hayatlarını kurtarmış olalım. Bunu KEFEK Başkanı’na da anlattık. Daha sonra parlamentodaki arkadaşlara anlatıyoruz. Burada çocukların ikincil mağduriyeti var. ‘Senin yüzünden oğlum hapishaneye düştü’ denilerek çocuklar aile baskılarına maruz kalıyor. Bizi arayan hatta benim direkt cep telefonumu arayan kadınlara anket yapar gibi söyledim. Biz sizin derdinizi anlıyoruz. Her şeyin altındaki bedeli yine dışarıdaki kadın ödüyorsa biz buna yardım etmeye çalışırız. Sosyal politikada iş bulmaya çalışırız. Hükümetle anlaşabilir bu politikaların gerçekleşmesini sağlayabiliriz. Derdimiz kadını kurtarmak ve artı olarak da bu afla yeni mağduriyetlerin önüne geçmektir. Amacımız Türkiye bir çocuk istismarlar ülkesi olmasın. Çünkü biz bu açından baktığımızda bunun bir istismar olduğunu ve bu talebin çocuk tarafından gelmediğini biliyoruz.” 
 
‘Severek evlendiler’ cümlesini lügattan çıkarın’
 
İktidar kanadından bazı kesimlerin “Severek evlenmişler” sözlerine tepki gösteren Canan, “Bir kere bu cümleyi lügattan çıkarın. O yaşta bir çocuk bunun kararını veremez.  Bu süreç içerisinde bu kararı veren bir aile vardır. Bu ailenin bu konudaki hükmü başkalarına örnek olmamalıdır” dedi. 
 
‘İftira atarak enerjimizi eksiltemezler’ 
 
Canan, iktidara yakın medya kuruluşlarının kendisine yönelik hedef gösterme ve tehditlerine ilişkin ise şöyle konuştu: “Ne savunduğumuz amaçtan vazgeçeriz ne de var olan bu düzeni eleştirmekten. Ben 29 yıldır bu işlerle mücadele ediyorum. Bu konuyla ilgili sürecin içerisinde neresi yanlış biliyorum. Ben Türkiye’nin tamamını yedi kez gezmiş bir kadınım. Ve bir yerde ‘10 yaşında bir çocuk evlendiriliyor’ diyorsam orada bir tanıklığım vardır. 10 yaşındaki çocuğun mağduriyet yaşamaması için devletin engel olması gerekiyor. Bu yolda iftira atarak gündemi hayal dünyasından yazan medya taraflarını muhatap bile kabul etmiyoruz. Bu durum bizim enerjimizi eksiltmez. Doğru bildiğimiz yol bu çocukların mağdur olmaması ve erken yaşta evliliklerin yaşanmaması.” 
 
‘Tüm dertleri kazanımlarımızı kaybettirmek’
 
Türkiye’de istismara karşı birçok kazanım ve başta İstanbul Sözleşmesi gibi çok sayıda hukuki dayanak olduğunu dile getiren Canan,  “Tüm dertleri kadının güçlü olmasının önüne engeller getirerek kazanımlarını kaybettirmek. Bizim mücadelemiz hukuki mücadeleyle, sahadan tespitlerle yanıt vermek olacaktır” dedi.