
Af Örgütü Direktörü Milana: On binlerce kişi haklı talebinizi duyuyor
- 13:13 26 Ocak 2019
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin 722'nci haftasında konuşan Af Örgütü Türkiye Direktörü Milana Buyun, barışçıl toplanma hakkı için küresel bir kampanya yürüttüklerini söyleyerek, “Dünyanın birçok köşesinden size destek var. Bu dar sokakta sıkışıp kalmış olsanız da on binlerce kişi sizin haklı taleplerinizi duyuyor” dedi.
Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 722'inci haftasında da Galatasaray Meydanı'nda buluşmak üzere İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Eyleme, bu hafta Uluslararası Af Örgütü’nden temsilciler de katıldı. Ancak Cumartesi Anneleri’nin eylemi öncesi İHD’nin bulunduğu sokak polisler tarafından ablukaya alındı. Cumartesi Anneleri, üzerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyerek, kayıpların fotoğraflarını taşıdı. Eylemde bu hafta açıklamayı kayıp yakını İkbal Eren okudu.
‘Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz’
“Bizim herkes için hukuk güvenliği talebimizin kriminalize edilmesi Türkiye’nin bir hukuk devletine dönüşme ihtimalinin engellenme girişimi” diye açıklamaya başlayan İkbal, “Bizim hukuk ve adalet talebimizin görünmez, duyulmaz kılınmak istenmesi Türkiye’nin demokratikleşmesini engelleme girişimidir. Biz yalnız kayıplarımız için değil, demokratik bir Türkiye için de adalet talebimizde ısrar edeceğiz. Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.
‘Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur’
“722’nci haftada Ayşenur Şimşek için adalet istiyoruz” diyerek buluştuklarını kaydeden İkbal, Ayşegül’ün sağlık emekçilerinin sendikal çalışmalarının içinde yer aldığını ve Sağlık -Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı olduğunu söyledi. İkbal, “Çalışmalarını sürdürürken ailesini defalarca telefonla arayan kişiler ‘Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur’ diyerek tehditlerde bulundu. Hakkında yakalama kararı çıkartılan Ayşenur’un babası iki defa karakola çağırılarak’ kızın gelip teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmayacak’ diye tehdit edildi. Ailesi son olarak 24 Ocak 1995 tarihinde Ayşenur’la görüştü ve o tarihten sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Ayşenur’u tüm resmi kurumlarda arayan Şimşek ailesi, 12 Nisan 1995 tarihinde kızlarının bedenine Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı” ifadelerini kullandı.
Ayşenur için adalet istiyoruz
İkbal devamında şunları söyledi: “Otopsi raporuna göre 28 Ocak 1995 tarihinde öldürülen Ayşenur Şimşek’in bedeninde işkence izleri vardı. Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın mesafeden vurularak öldürülmüştü. Ayşenur Şimşek’i katledenler, bedenini kaybetmek isteyenlerin tespit edilerek cezalandırılmalarını mümkün kılacak etkinlikte bir soruşturma yürütülmedi. Ayşenur Şimşek’in katledilip bedeninin kaybedilmesinde sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmalarını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için savcıları göreve çağırıyoruz. Ayşenur Şimşek için adalet istiyoruz.”
‘Bir gün gerçekler ortaya çıkacaktır’
Ardından söz alan Ayşegül Şimşek’in kardeşi Ercan Şimşek, kardeşinin toplumda barış içinde adil bir yaşam istediği için onu bir engel olarak görenler tarafından katledildiğini dile getirdi. Ercan, “Ayşe’nin vicdanlı bir insana yakışır onurlu bir yaşamı oldu. Peki, onu katleden katiller nerede? O emirleri verenler nerede? Siz devleti yönetenler bu cinayetleri aydınlatacağız diyerek oy devşirenler, ne oldu da kayıplar için Eminönü meydanında gezerken mi kayboldular deme noktasına geldiniz? Ne oldu da kayıpların anılmasına bile tahammül edemez hale geldiniz? Unutmayın ki bir gün gerçekler ortaya çıkacaktır” dedi.
‘Sizler hak savunucularısınız’
Eylemde konuşan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü Milana Buyun, sözlerine BM Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Uluslararası Sözleşmeye göre ‘zorla kaybetme’ teriminin tanımını okuyarak başladı. Milana, zorla kaybetme olayının, birbirini tamamlayan üç ayırt edici unsurla tanımlandığını ifade etti. Milana, “Bu unsurlar şöyle: Kişinin iradesi dışında özgürlüğünden mahrum bırakılması, devlet yetkililerinin, göz yumma şeklinde bile olsa, alıkonulmaya dâhil olmaları ve kaybolan kişinin özgürlüğünden mahrum bırakıldığının reddedilmesi veya akıbeti ile ilgili bilginin gizlenmesi. Sizin BM’nin uluslararası sözleşmesinde tanımlanan bir şekilde zorla kaybedilen yakınlarınızın akıbeti sormaya, onların aranızdan ansızın alınıp, bir daha onlardan hiçbir haber alınamamasının nedenlerini sorgulamaya, devletin bu sorulara cevap vermesini talep etmeye hakkınız var. Bu hak savunuculuğudur. Hak savunucuları devletin koruma yükümlülüğü olan, sadece kendi hakları için değil, başkalarının da ihlallere maruz kalmış haklarını koruyan insanlardır, sizlersiniz” sözlerini kullandı.
‘On binlerce kişi sizin haklı taleplerinizi duyuyor’
Milana konuşmasını şöyle tamamladı: “Af Örgütü olarak 25 Ağustos’tan beri sizin savunuculuk haklarınız, barışçıl toplanma hakkınız için küresel bir kampanya yürütüyoruz. Dünyanın birçok köşesinden size destek var. Bu dar sokakta sıkışıp kalmış olsanız da on binlerce kişi sizin haklı taleplerinizi duyuyor. Burada olmasalar da yanınızdalar. Biz de onlar da yanınızda olmaya devam edeceğiz.”
Konuşmaların ardından eylem sona erdi.