Fatma Kurtulan: Kimse korkmuyor, sinmiyor, kenara çekilmiyor

  • 09:06 8 Mart 2021
  • Siyaset
Habibe Eren
 
ANKARA - Hakkında fezleke hazırlanan isimlerden HDP’li Fatma Kurtulan, yargının vahim ve acınacak bir durumda olduğuna dikkat çekerek, “Bu yöntemlerin olmadığını çok gördük, ama denenip sonuca kavuştuğunu görmedik. Nasıl bir sonuca evrileceklerini bilmiyoruz ama biz şunda netiz; bu yöntem yöntem değil ”dedi.
 
Meclis’e dokunulmazlıkların kaldırılması talebiyle geçtiğimiz haftalarda 33 fezleke sunuldu. Bu fezlekelerin 28’i Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) 20 milletvekili hakkında hazırlandı. Meclis’e gönderilen fezlekeler arasında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile milletvekilleri Garo Paylan, Sezai Temelli, Serpil Kemalbay, Meral Danış Beştaş, Saruhan Oluç, Pero Dündar, Hüda Kaya ve Fatma Kurtulan hakkında Kobanê soruşturması kapsamında hazırlanan fezlekeler de yer alıyor. Söz konusu 9 fezleke, Meclis Adalet ve Anayasa Komisyonu'ndan oluşan Karma Komisyon'a sunuldu.
 
Öte yandan Meclis’e dokunulmazlığın kaldırılması talebiyle 10 fezleke daha geldi. Söz konusu fezlekelerden 6’sı HDP’li milletvekillerine ait. HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan hakkında 2018 yılından bu yana dokunulmazlığın kaldırılması talebiyle 8 fezleke hazırlandı. Fatma'nın hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan son fezlekede ise “örgüt propagandası yapma”, “suçu ve suçluyu övme” ve “halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği” gerekçesiyle yasama dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.  
 
Fatma hakkında hazırlanan fezlekede 5 Eylül 2019 tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı’nın görevden alınarak yerine kayyım atamasına karşı yapılan basın açıklamasında yaptığı konuşma da yer aldı. 
 
Fatma’nın yaptığı konuşma şu şekilde:
 
“Değerli arkadaşlar 48 gündür ne Anayasaya ne yasaya ne vicdanlara, ne ahlaka uymayan bu haksız duruma, kayyum zulmüne karşı dimdik ayakta duran sizleri saygı ile selamlıyorum. Bu 48 gündür 3 ilimiz şahsında birçok yerde hem direnen halklarımız, aynı zamanda yol arkadaşlarımız halkının dostları birçok sivil toplum temsilcisi kurumları ziyaretler gerçekleştirdiler.  Onlara da bu dayanışmalarından dolayı ta Avrupa’dan buraya gelen dostlara, teşekkürler, saygılar hürmetler sunmak isteriz. Değerli arkadaşlar Kürt sorunun demokratik çözümü imkân dahilinde iken akılla, mantıkla oturup tartışıp bir masa etrafında çözmek mümkün iken hala sınır ötesi operasyonlardan medet bekleyen hem içeride hem dışarıda daha çok savaşı pekiştirerek ayakta durmaya çalışan iktidarların koltukları için savaş konsepti ile sıkıştırmaya çalışan bir hükümet aklı ile karşı karşıyayız.”
 
‘Kendilerince ne uyduruyorlarsa fezlekelere dönüştürüyorlar’
 
Hakkında hazırlana fezlekeleri değerlendiren Fatma Kurtulan uzun bir süredir katıldıkları her etkinlik ve eylemin suç olarak görüldüğünü ve bu kapsamda iddianameler hazırlandığını belirterek, “Benim de diğer arkadaşların da kayyumu, AKP’nin politikalarını eleştirmesi ve süreci değerlendirmemiz suç olarak fezlekelerde yer alıyor. Fezlekede suç olan konuşmamın bir bölümünde bu duruma karşı mücadelemizi büyüteceğimizi belirtmişim. Geçmişten bugüne fezlekelerin konusu böyle. Kendilerince neye uyduruyorlarsa, düzenleyip fezlekeye dönüştürüyorlar” dedi.
 
‘Yargı gerçekten acınacak durumda’
 
Fezlekelerin tümünün ‘absürt’ olduğunu dile getiren Fatma, “Eşbaşkanımız açıklama yaparken onu dinliyor olmamız,  ben açıklama yaparken diğer arkadaşların ‘müdahale etmemesi’ fezleke konusu olabilmiş. Kobanê fezlekesine baktım; yine aynı şekilde, ele avuca sığan kayda değer bir şey yok. Havadan sudan gerekçelerle, fezleke hazırlıyorlar.  Son fezlekelerde bir kez daha gördük, gerçekten yargı çok vahim ve acınacak bir durumda. Kopyala yapıştır yöntemlerle iddianameler hazırlanıyor. Yargının artık bir itibarı kalmamıştır. Yargıyı ne yazık ki bu hale getirdiler” ifadelerini kullandı.
 
‘Bu mücadele bizler olsak da olmasak da devam edecektir’
 
Saldırı dalgasının yeni olmadığını geçmişten bugüne sürdürülen bir politika olduğunu vurgulayan Fatma, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki geçmişten günümüze bir saldırı dalgası var, bu durum yeni değil. Özellikle Kobanê ve sonrasında gelen fezlekeleri yeni bir saldırı dalgasına dönüştürürler mi elbette ki buna yargı değil, hükümet karar veriyor. Fakat şunu her zaman söyledik: Çok denenmiş bir yöntem,  bu mücadele bitmedi bitmeyecektir. Demokratik bir Türkiye yaratılmayana kadar bu sorunlar bu şekilde çözülemez. Olmadığını çok gördük, ama denenip sonuca kavuştuğunu görmedik. Nasıl bir sonuca evrileceklerini bilmiyoruz ama biz şunda netiz; bu yöntem, yöntem değil. Demokrasiden daha fazla kaçamazsınız. Bu mücadele bizler olsak da, olmasak da devam edecek. Geçmişten bugüne devam etti. Kürt sorunun demokratik çözümü bu ülkenin gündemine oturup yerleşene kadar, mücadelemiz sürecektir.”
 
‘Kimse sinmiyor, korkmuyor, yorulmuyor kenara çekilmiyor’
 
Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına da değinen Fatma, bu saldırı dalgasından da bir sonuç çıkmayacağını kaydetti.“Çıkmadığı görüldü, kim kaybetti? Türkiye kaybetti” diyen Fatma, “ 1994’te aynı süreç işetildi. DEP’li arkadaşlarımız 10 yıl cezaevinde yattılar, çıktılarında kaldıkları yerlerden mücadelelerine de devam ettiler. Şimdi de içeride olan eşbaşkanlarımız, vekillerimiz, parti çalışanlarımız hala orada bu mücadeleyi güçlendirmeye çalışmaktadırlar. Bu mücadele bitmedi. Hiç kimse de korkmuyor, sinmiyor, yorulmuyor, kenara çekilmiyor” diye ekledi.
 
‘Tek çözüm diyalog, müzakere ve Kürt sorunun demokratik çözümüdür’
 
Fezlekelerle birlikte dokunulmazlıkların kaldırılacağı tartışmalarının yürütüldüğünü anımsatan Fatma, “Bir arkadaşımızın cezası Yargıtay’da onaylandı,  yine birçoğumuzun Yargıtay’da İstinaf’ta bekleyen cezaları var. Ve hala fezleke üzerine fezleke geliyor. Anayasal bir hakkı icra ettiğimiz için birçok suçla yargılanıyoruz. Yargı AKP’nin sopası haline geldi. Tümüyle Saray’dan talimatla çalışan bir yargı sistemi bize sürekli fezleke hazırlama, tweetlerimizi kontrol etme, denetleme halinde. Bir tweeti beğenmek bile fezlekelere konulmuş vaziyette. Türkiye yargısı şu an bu vaziyette. Biz bunu göğüsleriz ama şu an yerlerde sürüklenen bir adalet ve yargı mekanizması var. Savaş politikaları, baskı, toplumu kriminalize etme, yok sayma, kapatmalarla, tutuklamalarla ve tehdit etme girişimlerinin sonuç vermediğini söylediğimiz için fezlekelerimiz var. Bir kez daha söylüyoruz: Tek çözüm diyalogdur, müzakeredir, Kürt sorunun demokratik çözümü için; oturup,  konuşulup tartışılarak sorunun halledilmesidir. Bu yolun başka çıkar yolu yok” diye konuştu.