Eril siyasete meydan okuyan ilk Müslüman kadın başbakan: Benazir Butto

  • 09:08 27 Aralık 2018
  • Portre
Sibel Özalp
 
İSTANBUL - Benazir Butto, Pakistan'da iki kez başbakanlık yapan, eril siyasete meydan okuyan ve 1999-2007 yılları arasında yurtdışında sürgünde yaşayan kadın siyasetçi. Seçimlere katılmak üzere Pakistan'a geri dönen Benazir, 27 Aralık 2007'de babasının da idam edildiği Ravalpindi'de katıldığı seçim mitinginden ayrılırken uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi.
 
Müslüman bir ülkenin ilk kadın başbakanı Benazir Butto, 21 Haziran 1953 tarihinde Pakistan'ın güneyinde bulunan Sind eyaletinin merkezi kenti Karaçi'de eski devlet başbakanı Zülfikar Ali Butto ve İran Kürtlerinden Begüm Nusret Butto'nun kızı olarak dünyaya geldi. 1970'lerin başlarında Pakistan başbakanlığı yapan Zülfikar Ali, Pakistan'ın bağımsızlığının ilanından sonraki 30 yılın nadir sivil hükümetlerinden birini yönetti.
 
Bilim ve sanatla iç içe yetiştirilen Benazir, babasının devlet başkanı olduğu dönemde Harvard ve Oxford üniversitelerinde eğitim aldı. 1973 yılında Harvard Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamlayan Benazir, ardından Oxford Üniversitesi'nde Uluslararası Hukuk ve Diplomasi dallarında yüksek lisans eğitimi aldı. Benazir’in yaşamı ise, yenilikçi başbakan Zülfikar Ali'nin ordu tarafından devrildiği 1977 yılından sonra değişmeye başladı.
 
Babası idam edilen Benazir’e ev hapsi  
 
Oxford Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Pakistan'a dönen Benazir, cezaevine atılan babasını 2 yılda haftada yalnız bir kez görebildi. 1979 yılının 4 Nisan tarihinde ise annesi Begüm Nusret Butto ile birlikte cezaevine çağrıldı. Gardiyanlar eşliğinde cezaevi koridorlarında ilerleyen Benazir, babasıyla kucaklaşmalarına dahi izin verilmeden vedalaştı. Babası asılarak idam edilirken, Benazir'e de ev hapsi cezası verildi. 
 
Sonraki dönemde erkek değerlerin egemen olduğu bir toplumda erkekleri ve kadınları peşinden sürükleyerek tüm dünyayı şaşırtmaya başlayan Benazir' den sadece Ziya Ül Hak değil, aşırı dinci kesim de çekinmeye başladı. 1984 yılında yurtdışına çıkmasına izin verilen Benazir, soluğu Büyük Britanya'da aldı. 1987 yılında çimento fabrikatörü Asıf Ali Serdari ile evlenen Benazir'in Bilavel, Bahtiyar ve Asife adlarında üç çocukları oldu. 
 
Doğduğu topraklara döndüğünde güçlü bir liderdi
 
Büyük Britanya'da babasının kurduğu muhalefet partisi Pakistan Halk Partisi'nin başına geçen Benazir, böylece politik hayatına giriş yaptı, darbenin Butto ailesine ve halka neler yaşattığını dile getirdi. Batı dünyası baba Zülfikar Ali'ye haksızlık yapıldığını savunup Benazir'i destekledi. Benazir, bu sebeple halkın desteğini alarak ülkesine dönmek istedi ancak devletin başında babasını ölüme gönderen devlet başkanı Ziya Ül Hak vardı. Yükselmekte olan bu güçlü kadın, doğduğu ve büyük acılar yaşadığı Pakistan'a ancak Ziya Ül Hak'ın ölümüyle 1988'de dönebildi. Benazir döndüğünde ise artık güçlü bir liderdi.
 
Müslüman bir ülkede kadın başbakan 
 
Pakistan'da 1977 darbesinden sonra ilk kez 1988'de serbest seçimler yapıldı ve Benazir galibiyetle ayrıldı. Benazir, ilk kez Müslüman bir ülkenin kadın başbakanı oldu, 2 Aralık'ta başbakan olarak göreve başladı. Oysa Pakistan'da kadınlara seçme ve seçilme hakkı Benazir 3 yaşındayken verilmişti.  130 yıllık İngiliz sömürgesi, Müslüman bir ülke olan Pakistan'da, 1988'de ilk kez bir kadın başbakan seçildi. Benazir, sürgün dönüşü babasının yarım kalan şarkısını da başbakan olarak söylemeye başladı.
 
Hakkındaki suçlamalar kesinleşmedi 
 
Ancak yoğun yolsuzluk suçlamaları altında kalan hükümet, 20 ay sonra askeri güçlerin desteğindeki devlet başkanı Gulam İshak Han tarafından yeni seçimlere gidileceği gerekçesiyle devrildi. Benazir aleyhindeki suçlamalar yargıya yansımazken, yeni hükümeti Navaz Şerif kurdu. 1993 yılında yapılan seçimlerde Benazir yeniden seçilse de 3 yıl sonra hükümet yine yolsuzluk suçlamaları altında devlet başkanı Faruk Leghari tarafından düşürüldü. Yüksek mahkeme de, devlet başkanının kararını onayladı ancak Benazir ve eşi Asıf Ali hakkındaki suçlamaların doğruluğu kesinleşmedi. Benazir'e yönelik eleştirilerin başlıca kaynağında ise hakkındaki yolsuzluk iddiaları ve Benazir' in ulusal reformları sonucu politik güçlerini kaybetmeye başlayan Pencab bölgesindeki zengin toprak sahipleri ve bu bölgenin seçkinleri vardı. Benazir, eski feodal yapıya karşı mücadele etti ve bu yapıyı Pakistan'ın stabilizasyonu önündeki engel olarak tanımladı.
 
Sürgün hayatı yeniden başladı
 
Eşi Asıf Ali Zerdari'ye 8 yıl hapis cezası verilirken, Benazir 1999'da Pervez Müşerref'in liderliğinde gerçekleşen askeri darbe sonrası Pakistan'ı terk etmek zorunda kaldı ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentine yerleşti. Benazir, artık tüm dünya için sürgündeki liderdi. Sürgün döneminde ise 2 kardeşini kaybetti. Ölen kardeşlerinden biri olan Murtaza'yı kendisine rakip olarak gördüğü için öldürdüğü suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. 2002'de Pervez Müşerref, pratikte Benazir' in tekrar başbakan seçilmesini önlemek amacıyla başbakanların en fazla iki dönem görev yapabilecekleri yolunda bir Anayasa değişikliği yaptı.
 
2007'de ise Pervez Müşerref, Benazir'le Pakistan'a geri dönmesine zemin hazırlamak üzere müzakerelere başladı. Böylece Benazir' in Ocak 2008'de yapılacak olan başbakanlık seçimlerine muhalefet lideri olarak katılma olasılığı doğmuş oldu. Çünkü Benazir hakkında açılan davaların o zamana dek sonuçlanması bekleniyordu. 
 
Pakistan'a yeniden dönüş ve ilk suikast girişimi
 
Benazir, El-Kaide örgütünün tehditlerine rağmen seçim çalışmalarına katılmak üzere Pakistan'a dönüş kararı aldı ve 18 Ekim 2007 gecesi 8 yıllık sürgün hayatından sonra Pakistan'a geri döndü. Halk tarafından sevgi gösterileriyle karşılaşan Benazir, aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef oldu. Benazir' in doğduğu Karaçi kenti yakınlarında gerçekleşen bu saldırıda 138 kişi yaşamını yitirdi, 248 kişi de yaralandı. Benazir ise bu suikast girişiminden yara almadan kurtuldu.
 
'Babamın öldüğü yaştayım'
 
Ekim ayında geldiği Pakistan'da söylediği söz ise hala akıllarda: "Babamın öldüğü yaştayım." İlginç bir yazgı çünkü demokrasi mücadelesinden ısrarla vazgeçmeyeceğini belirten Benazir, seçim çalışmalarına ve halktan aldığı destekle ilerlemeye devam ederken, 27 Aralık 2007 günü yıllar önce babasının da idam edildiği Ravalpindi'de düzenlenen seçim mitingi ardından gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybetti. Mitingin ardından, bir intihar saldırganı aracının açılır tavanından çıkıp halkı selamlamakta olan Benazir' in aracına yaklaşıp 3 el ateş etti. Yaptığı 3 atışı da isabet ettiremeyen saldırgan, ardından üzerindeki bombayı patlattı. Patlamanın şiddetiyle başının sağ tarafını aracının tavan penceresinin koluna çarpan Benazir, hastaneye ağır yaralı olarak kaldırıldı. Kafasında kırık oluşan Benazir, ameliyata alındı ancak kurtarılamadı. 
 
Ölümünün ardından İnsan Hakları Ödülü verildi
 
Saldırıyı El-Kaide üstlendi. Ancak birkaç gün aradan sonra Pakistan İçişleri Bakanlığı'nın iddiasının tersine, suçlanan El-Kaide liderlerinden Beytullah Mahsud suikastla ilgisinin olmadığını öne sürdü. Saldırıda en az 20 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Benazir' in ölümünden sonra devlet başkanı Pervez Müşerref, ülkede 3 günlük yas ilan ederken, 8 Ocak 2008'de yapılması planlanan Pakistan genel seçimleri öncesinde böyle bir suikastın gerçekleşmesi ülkedeki demokrasinin geleceği konusunda endişeler doğurdu. Ülkede alınan karar neticesinde ise, seçimler 18 Şubat 2009 tarihine ertelendi.
 
Benazir Butto'ya ölümünden bir yıl sonra Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 5 yılda bir verilen İnsan Hakları Ödülü 11 Aralık 2008 günü BM'de düzenlenen törenle oğlu Bilaval Butto Zerdari'ye verildi.