Marie Curie: Bilime adanmış bir yaşam

  • 09:01 7 Kasım 2018
  • Portre
Sibel Özalp
 
İSTANBUL- Ömrünü bilimsel çalışmalara adayan Marie Curie’nin doğum günü. Marie, Nobel ödülü kazanan ilk kadın olarak tarih sayfalarında yer alan, aynı zamanda genç kadınlara X ışını teknolojisini öğreten ilk kadın olmayı da başardı. Bu esnada ise yüksek dozda radyoaktif ışına maruz kalan Marie, 1914 senesinin Temmuz ayında kendi deneylerinden zehirlenerek yaşamını yitirdi. 
 
Bilim dünyasının öncü kadınlarından olan Marie Salomea Sklodowska’nın doğum günü. Marie, Polonya’nın Varşova kentinde 7 Kasım 1867 tarihinde dünyaya gözlerini açtı. Ailenin 5 çocuğundan biri olan Marie, Rusya denetimi altındaki Polonya'da eğitime çok önem verilen bir dönemde dünyaya geldi. Bu da ona büyük olanaklar tanıdı. Babası Wladislaw Sklodowska, Varşova Lisesi’nde fizik ve matematik öğretmeni iken annesi Bronislawa Sklodowska, yatılı kız yurdu müdürüydü. Marie’nin ailesi, annesinin müdürlük yaptığı yurtta kalıyordu. Marie’nin Sofia, Hela ve Bronya isimlerinde kız kardeşleri ve Joseph isminde bir erkek kardeşi vardı.
 
1875 senesinde ablaları Sofia ve Bronya tifüs hastalığına yakalandı. Sofia 1876'da yaşamını yitirirken, Bronya iyileşti. 2 sene sonra da Marie’nin annesi verem sebebiyle yaşamını yitirdi. Annesini küçük yaşta kaybeden Marie’nin Lehçe öğretmenliği yapan babası ise, o dönem Lehçe öğretmek suç olduğu için tutuklandı. Gençlik yıllarında yaşadığı Varşova, o sırada Rus yönetimi altında, Rus Çarı II. Aleksandr tarafından yönetiliyordu.
 
Zorlu bir eğitim süreci geçirdi 
 
Ülkedeki eğitim sistemi nedeniyle kadınların üniversiteye gitmesi veya teknik eğitim görmeleri için yurt dışına çıkmaları gerekiyordu. Okumak için çalışmak durumunda kalan Marie, eğitimini çok zor şartlar altında sürdürmeye devam ederken, aynı zamanda kardeşi Bronya ile çalışıp para biriktirdi. 1885'de Bronya, Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde tıp eğitimi almaya başladı. Marie, Varşova'da Endüstri ve Tarım Müzesi adı altında gizlice eğitim veren Polonya okulunda eğitim aldıktan sonra kardeşi Bronya'nın yanına Paris'e gitti.
 
Pierre Curie ile tanıştı
 
3 Kasım 1894 senesinde başladığı eğitimde bir buçuk sene sonunda sınıf birincisi olarak fizik derecesi aldı. Sonraki senelerde Sorbonne Üniversitesi'nde okumaya başladı. 1894 senesinde Polonyalı bir bilim insanı olan Pierre Curie ile tanıştı. 35 yaşındaki Pierre, Endüstriyel Fizik ve Kimya Okulu laboratuvarının başkanıydı. Pierre Curie ile tanışan Marie, Pierre ile ortak bir laboratuvar kurdu. Ardından ise Pierre ile Marie evlendi. Marie bu tarihten itibaren Maria Salomea Sklodowska yerine Marie Curie adını aldı.
 
Elemente Polonyum adı verildi
 
1897’de ilk kızı Irene doğana kadar çalışmalarını aralıksız sürdüren Marie, kızının doğumundan sonra kısa bir süreliğine çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı. 1898 yılında ise ışın üzerine yapmış olduğu çalışmalara hız verdi ve ona bu çalışmalar esnasında eşi de yardım etmeye başladı. Aynı sene Temmuz ayında ise Uranyumun radyoaktif bozulması sonrasında ortaya çıkan Polonyum elementini buldular. Elemente Polonyum adının verilmesinin sebebi ise Marie Curie’nin vatanının Polonya olmasıydı.
 
Tarihte Nobel ödülünü alan ilk kadın 
 
Marie, kurdukları laboratuvarda çeşitli keşiflerde bulunarak dönemin bilim çevrelerini etkilemeye başladı. Bu sırada doktora çalışmalarını da sürdüren Marie, ardından yaptıkları çalışmalar sonucu Pierre ile radyumu buldular. Radyumu bulmaları 1903 senesinde Fizik alanında onlara Nobel Ödülü'nü kazandırdı. Marie, radyoaktivite konusunda yapmış olduğu çalışmaları nedeniyle Pierre Curie ve Henri Becquerel ile Fizik dalında Nobel ödülünü paylaşırken, Marie tarihte bu ödülü alan ilk kadın oldu.
 
 İlk kadın profesör 
 
Marie, çalışmalarını sürdürmeye devam etti ve tek başına Fizik alanında Nobel Ödülü kazandı. Tek başına aldığı ödülün sebebi ise radyasyonun canlıları öldürdüğü keşfiydi. Bu keşfiyle, kanser hücrelerinin yok edilmesinde kullanmak üzere deneyler yaptı. Bu esnada Marie ve Pierre, radyasyondan ötürü rahatsızlanmaya başladılar. 1906 yılının Nisan ayında Pierre’e at arabası çarptı ve hayatını kaybetti. Bu aşamada ise Marie, eşi Pierre’nin Sorbonne’deki görevini sürdürmeye devam etti ve 1908 yılında burada ilk kadın profesör oldu.
 
Genç kadınlara X ışını teknolojisini öğretti
 
Özel hayatı ile alakalı yaşamış olduğu sıkıntılar onun depresyona girmesine neden oldu. 1914 yılında Paris Üniversitesi’nde Radyum Enstitüsü’nün kurulmasının ardından buranın ilk müdürü oldu. Hayatı boyunca radyumun tıptaki önemine dikkat çeken Marie, Birinci Dünya Savaşı sırasında taşınabilir röntgen cihazları yaptı. Kızı Irene ile beraber, genç kadınlara X ışını teknolojisini öğreten Marie, fizik tedavi uzmanlarına savaş ortamında radyoloji ekipmanını nasıl kullanacaklarını gösterdi. Bu esnada ise yüksek dozda radyoaktif ışına maruz kaldı. Birinci Dünya Savaşı boyunca X ışınları üzerine çalışan Marie, 1914 senesinin Temmuz ayında kendi deneylerinden zehirlenerek hayatını kaybetti.
 
Yaşamını bilime adadı
 
Radyasyon zehirlenmesinden yaşamını yitiren ilk insan da Marie oldu. Yaptığı buluşlar ve keşiflerle yüz binlerce insanın hayatını kurtaran Marie, yaşamını bilime adadı ve bu yolda noktalayarak bilim için ölen kadın oldu. Ölümünün ardından bilim kadınının yıllarca radyum ışınlarının etkisinde kalan iç organlarının nerdeyse tümüyle yıkım içinde olduğu görüldü. Keşfettiği radyum bir bakıma ondan öcünü almıştı. 
 
Radyoaktif birimine ‘Curie’ denmektedir
 
Radyoaktivite çalışmalarından ötürü, radyoaktivite birimine “Curie” denilmektedir. Marie, ölümünün ardından Sceaux'taki aile mezarlığına defnedildi ancak 20 Nisan 1995'te Marie Curie'nin ve eşi Pierre Curie'nin mezarları Fransa'nın ulusal anıt mezarı olan Panthêon'a taşındı. Marie, günümüze nükleer fizik temellerini atan keşiflerinden, Radyoloji bilimine kadar birçok miras bırakmıştır. Bir de çalışmalarını içeren defterlerini… Defterleri halen o kadar yüksek radyoaktiviteye sahiptir ki kurşun kaplı bölmelerde saklanmaktadır ve korumasız incelenememektedir. Bu defterlerin 3511 yılına kadar radyoaktif olacağı tahmin edilmektedir.