Kürtlerin 'Daye Xanim'i sözünü tuttu

  • 09:59 28 Şubat 2018
  • Portre
HABER MERKEZİ - 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı yapan Kürt kadınının özgürlük mücadelesinde sembol isimlerinden biri olan Mina Qazi'nin ölümünün üzerinden 20 yıl geçti. Mahabad  Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluşunda öncü bir rol alan Mina, öncülük ettiği zaferi sahiplendi, erkeğin ardında yürümeyi asla kabul etmedi ve sahip olduğu cins bilinciyle bir sürece öncülük etti. Baskıcı İran Rejimine karşı  mücadele eden Mina, doğduğu toraklarda ölme yemini yerine getirdi.
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü karşılamaya hazırlanan kadınlar, devraldıkları mirası elden ele taşıyor. Clara Zetkin’den Roza Luxemburg’a, Zarife’den Bese’ye,  Behice’den Sara’ya, Sêvê’den Delal’e, Avesta’ya özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesini büyüten kadınlar, tarihe not düşerken, kuşkusuz Kürt kadınları da erkeği beş bin yıllık iktidarına karşı yürütülen mücadele tarihinde önemli bir yere sahip. İşte bu kadınlardan biri olan Mina Qazi de, 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı yapan Kürt kadınının özgürlük mücadelesinde sembol isimlerinden biri.  
 
Mahabad  Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluşunda öncü bir rol alan Mina, öncülük ettiği zaferi sahiplendi, erkeğin ardında yürümeyi asla kabul etmedi ve sahip olduğu cins bilinciyle bir sürece öncülük etti. 1908 yılında Mahabad’ta doğan Mina, genç yaşında tanıştığı mücadeleye sıkı sıkıya sarıldı,  doğduğu toprakların baskıcı güçlerden arınması için çetin bir mücadele verdi. Eşi Qazi Mıhemmed ile birlikte Mahabat halkı için yıllarca mücadele veren Mina,   1946 yılında ilan edilen Mahabad Cumhuriyetinin kuruluşunda aktif rol aldı. Qazi’yle beraber Kürtlerin cumhuriyeti için birçok ilklere imza atan Mina,  “Cumhurbaşkanı Qasi Mihemmed”in eşi olarak kimlikleşmeyi reddetti. Mahabadlı kadınların da kadın cins bilinci mücadelesi vermesi için birçok girişimde bulundu. 
 
Kürt Kadın Birliği'ni kurdu
 
Mahalle mahalle, ev ev tüm kadınlara ulaşan Mina, kadını mücadeleye sevk ederek büyük bir emeğin de sahibi oldu. Erkek egemen sistemin kadın üzerinde iddia ettiği hakkı reddetti ve cumhuriyet ilan edilmesinin hemen ardından 14 Mart 1946’da “Yekiti Afretani Jinen Kürdistan “(Kürt Kadın Birliği) kurarak, bu oluşuma başkanlık etti. Kadınların ideolojik olarak eğitim alamamalarının mücadele anlayışının en büyük eksikliği olarak gören Mina, ayrıca kadınların okuma yazma öğrenebilecekleri eğitim merkezleri açtı. Eğitimlerin yanı sıra Mina,  her bölgede düzenli kadın toplantıları yaparak, kadın sorunlarını konuşarak, çözüm arayışları başlatır ve kayıt altına aldığı kadın sorunlarını parti yetkilileriyle beraber partinin kadın sorunlarına karşı sorumluluk sahibi olmasını sağladı. 
 
Mahabad'ın kadınları Mina'dan etkilendi
 
Mahabad’ı tıpkı çocuğu gibi sarıp sarmalayan yapısından dolayı Kürt halkının “Dayê Xanim”ı Mina, Mahabad’ın önemli kurucu kadrolarından olma görevini en güzel şeklinde yerine getirir ve halkıyla iç içe bir yaşam sürdürür. Şefkatli ve anacıl tavrıyla Mahabadlı halkına hiçbir zaman sözde lider tavrını takınmayan Mina, aynı yurtsever anlayışı çocuklarına da aşılar. İsmet, Elif, İffet, Münir, Fevziye, Süheyla, Pervin ve Meryem adında sekiz çocuğa sahip olan Mina, çetin mücadeleyle kazandıkları Mahabad’ın değerini çocuklarına her zaman anlatır. Eşi Qazi Mihemmed’in bir gün Fransa tarihini anlatırken, “Biliyor musun Mina, Fransız krallığının tarihinde kıtlık yaşanır. Ülke halkı neredeyse açlıktan ölecek dereceye gelir. Bunun üzerine dönemin kraliçesi halkının bir gün daha yaşaması için yüzüğünü satar” demesi üzerine Mina, kasasındaki tüm altın ve paraları Qazi Mihemmed’e verir ve Mahabad gelir kasasına bağışlar. Bunun üzerine mücadele anlayışıyla yeşeren Mahabad’ın kadınları da Mina’dan etkilenerek altınlarını ülke bankasına bağışlar.
 
Yeterince mücadele etmediğini düşünüp kendisini suçladı
 
Kürtlerin yaşam hakkı da dahil olmak üzere tarihteki tüm kazanımlarına olduğu Mahabad da Cumhuriyetin ilanının ardından tekçi zihniyetin birçok baskıcı saldırılarına maruz kalır. İlanının ardından da dış güçlere kaşı savaşan Mahabad Cumhuriyeti, 1946’nın 17 Aralık tarihinde yıkılır.  Dönemin Irak rejimiyle mücadele eden Barzani aşiretinin Mahabad’a sığınması da bu yıkılışla kısa sürer. O dönem, tarih sayfalarında şöyle geçer: “Yenilgi sonrası Barzaniler Mahabad’tan çekilmek zorunda kalır. Qazi’nin idam edileceği her an biraz daha netleşirken Mina buna rağmen eşinin durumuna değil Barzani’lere ağlar. Mele Mustafa ve Barzani’lerin gittiği sırada havanın soğuk olduğu için günlerce ağlayan Mina,  gidiş sırasında kadın ve çocukların ağladıklarını ve  cehennem gününde, soğukta çoluk çocuğun yola çıkmasına gönlü razı olamamasına rağmen çaresiz sadece gidişlerini izlediği için yeterince mücadele etmediğini düşünerek kendini suçlar.
 
Mücadeleden hiç vazgeçmedi
 
Bu sırada İran rejimi Qazi Mihemmed için İran rejimi  idam fermanı çıkarır. İdam fermanıyla beraber Mahabad Cumhuriyeti de yıkılır. Mina ile Qazi’nin  idam kararının ardından aralarında geçen diyalog ise şöyle kalem alınır: “ Mina Xanım, Qazi’nin asılacağı günlerde hüzünlenip ağlar. Qazi Mıhemmed onu teselli ederken şöyle der, ‘sen neden ağlıyorsun… Kürt kadının ağlamaması lazım. Beni asacaklar bunu iyi biliyorum. Senin de  bilmen lazım. Ama ağlamak Kürt kadınına hiç yakışmaz, hele sana hiç uymaz’ Mina bu görüşme sonrası metanetli durur. Ailenin bütün bireyleri yakınları, akrabaları, İran rejiminin gizli açık hedefi olmasına rağmen Mina Mahabad’tan kaçmaz ve mücadelesine devam eder. Sürgündeki kızları İffet Qazi İsveç’te İran İslami Cumhuriyet’inin içinde olduğu bombalı bir saldırı sonucu 1988 de katledilir. İran rejimi İffet’in cenazesinin alınmasına dahi izin vermez.  
 
Qazi’nin idam edilişinin ardından mücadelesini daha da sıkı bir şekilde sürdüren Mina defalarca tutuklanır işkence görür ve serbest bırakıldıktan hemen sonra mücadelesine kaldığı yerden devam eder. Mina 85 yaşında dahi tutuklanır ve sayısız işkenceden geçirilir ancak hiçbir koşulda vazgeçmez.
 
Toprağa bağlılık 
 
Kızı Süheyla Mina’nın Mahabad’da bağlılığını verdiği bir röportajda şöyle dile getirir: “ Bizi ülkelerine götürmek için ABD’li yetkililer annemden izin istemişler. Yine İngiltere’den aynı talep gelmiş. Her türlü yardımı yapacaklarını vaat etmişler. Bizi halkımızdan ayırmak istiyorlardı. Elbette başka amaçları da vardı. Annem çocuklarının Kürt çocukları arasında büyümesi için buna izin vermemiş. Çünkü annem de halka çok bağlıydı. Kürt halkıyla gurur duyuyordu. Bu benim için bir şanstı. Çünkü Kürt çocukları arasında büyüdüm.” 
 
Mina sözünü tuttu
 
Kürdistan’ın kurtuluşu ve birliğinin her şeyden önde tutan Mina, her şeyden çok sevdiği Mahabad’ta 1998 yılında yaşamını yitirir. Baskıcı İran Rejimine karşı  mücadele eden Mina, doğduğu toraklarda ölme yemini yerine getirir.