Ölüme meydan okuyan Leyla Qasim: Benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak

  • 09:01 12 Mayıs 2024
  • Portre
Öznur Değer
 
MÊRDÎN - İdam edilişinin üzerinden 50 yıl geçen Leyla Qasım, idam sehpasında söylediği “Ey Reqip” marşı ve “Beni öldürün fakat şu gerçeği de bilin ki benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak” sözleriyle Kurdistan ve dünya hafızasında yer kazındı.
 
Toprağına, yurduna, bayrağına, diline, kültürüne sevdalı, aşkla bağlı bir Kürt devrimci olarak tarih sahnesinde yer aldı Leyla Qasim. Tarihin direniş sayfalarına adını not düşen Leyla Qasim, 50 yıl önce bugün götürüldüğü idam sehpasında “Beni öldürün fakat şu gerçeği de bilin ki benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak” sözleriyle Kürt direnişinin sembolü, dünya devrimci direnişinin de unutulmayan isimlerinden olur.   
 
Xanekin’de doğdu
 
Leyla Qasim, 1952 yılında  Diyala yakınındaki İran sınırında yer alan Xanekin’e bağlı Bamili köyünde 5 çocuklu bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra Leyla ailesiyle birlikte Güney Kurdistan’ın başkenti Hewlêr’e yerleşir.
 
‘Ne zaman Kürdistan Bayrağı’nı dalgalandıracağım?’
 
Çocukluğunu yurtsever bir ailede geçiren Leyla’nın ulusal bilinci çocuk yaşlarda gelişmeye başlar. Ablası Sabiha Qasim verdiği bir demeçte, Leyla’nın babasına, “Ben okulda Irak bayrağını göndere çekiyorum. Peki ne zaman Kürdistan Bayrağı’nı dalgalandıracağım” diye sorduğunu anlatır.     
 
Kürt sorunu, kadın hakları ve toplumsal eşitlik kavramlarına yoğunlaştı
 
Genç yaşta oluşan ulusal bilinci ve Kürtlük sevdası ile 1971 yılında Irak’ın en büyük üniversitesi olan Bağdat Üniversitesi’ne yerleşen Leyla, burada sosyoloji eğitimi görmeye başlar. Mücadele yaşamının en aktif yıllarını üniversitede yaşayan Leyla, kısa süre içerisinde Kürdistan Öğrenciler Birliği’ne (YXK) katılarak burada mücadele yürütmeye başlar. Henüz 20 yaşında olan Leyla, üniversite öğrencileri üzerinde büyük etki bırakmaya başlar. En büyük hayali Kurdistan’ın sömürüden kurtularak özgürleşmesi olan Leyla, Kürt sorunu, kadın hakları ve toplumsal eşitlik gibi temel sorunlar üzerine yoğunlaşır.
 
Özerklik anlaşmasına katliamla yanıt
 
Düşüncelerini eyleme dökebilmenin arayışında olan Leyla, peşmerge olmaya karar vererek I-KDP peşmergelerine katılır. 1970-74 yılları arasında Kürtlerle Irak hükümeti arasında diplomasi trafiği başlar. Diplomatik görüşmelerin ardından 11 Mart 1970’te Saddam Hüseyin ile Mustafa Barzani arasında özerklik anlaşması yapılır. Anlaşmaya göre Güney Kurdistan’ın 3 kenti olacak ve özerk yönetimin başkenti ise Hewlêr olacaktı. Hewlêr’de parlamento kurulmasına yönelik karar alınan anlaşmada, Irak Hükümeti’nin 5 bakan ve başbakan vekili Kürtlerden atanacaktı. Yine anlaşmaya göre Kürtçe ikinci resmi dil olarak kabul edilecekti. Ancak Saddam Hüseyin, anlaşmaya uymak ve gereklerini yapmak yerine, Kürtleri katletmeye başlar. 1974’ün baharında Baas rejimi Kürtlere karşı savaş açarak birçok Kürt’ü katletmeye başlar ve Kürt ailelerini Bağdat’tan çıkarır. Qeladizê kentini de bombalayan Baas rejimi, 3 sivili katleder.
 
Özgürlüğü haykıran Leyla idama gönderilir
 
Leyla, bağlı olduğu Kurdistan’ın ve halkının özgürlüğü için aralıksız çalışır ve dokunduğu insanları da örgütlemeye çalışırken Kürt halkının sesini sadece Orta Doğu’ya değil tüm dünyaya duyurmak için eşsiz cesareti ve kararlı duruşuyla en büyük eylemini gerçekleştirir. Leyla, aldığı görev kapsamında Bağdat Havaliamanı’ndan bir uçak kaçırır. Böylece Leyla, uçak kaçıran ilk kadın olarak da tarihe not düşer. Leyla, eylemin ardından 24 Nisan 1974’te Cevad Hemevendi, Neriman Fuad Mesti, Hesen Heme Reşid ve Azad Süleyman Miran isimli dört arkadaşıyla birlikte yakalanır. Göstermelik bir yargılamanın ardından Leyla ve dört arkadaşı hakkında idam kararı verilir. Leyla ve arkadaşları 12 Mayıs 1974 yılında sabah 07.00’de Saddam Hüseyin’in kararıyla idam edilir.   
 
‘Benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak’
 
İdam sehpasına doğru giderken mahkemedeki son sözleri hafızalara kazınan ve dünyada yankı uyandıran Leyla’nın son sözleri şunlar olur: “Beni öldürün fakat şu gerçeği de bilin ki benim öldürülmemle binlerce Kürt uyanacak. Ben Kürdistan’ın özgürlüğü yolunda canımı feda ettiğimden dolayı sevinç ve gurur duymaktayım.”
 
Ölüm sehpasında korkusuzluk
 
Ölümü direnişle karşılayan Leyla, idam sehpasında “Ey Reqib” marşını okur. Düşmanına adeta meydan okuyan Kürt kadın direnişinin sembolü Leyla, adını unutulmaz kılar. Leyla’nın idamının ardından Orta Doğu’da binlerce Leyla doğar. Adını çocuklara miras bırakan Leyla, direnişin cesur ismi olarak tarihe not düşer.  
 
‘Benim annemsen, gözünden bir damla yaş akmasın’
 
İdam edilmeden bir süre önce annesi ile görüşen Leyla annesine, “Bak eğer benim annemsen, gözünden bir damla yaş akmasın. Düşmanlar bizim zayıf olduğumuzu düşünmesin” der. Leyla, idam edilmeden önce annesine gönderdiği bir mesaj ile annesinden Kürt ulusal kıyafeti ve bir makas ister. İdam edildikten sonra yüzüğünü ablasına verilmek üzere bir arkadaşına verir. Saçlarından bir tutam keserek annesine gönderen Leyla, şu notu paylaşır: “Birkaç gün sonra bu Kurdî kıyafetler içerisinde idam edileceğim ve Kürdistan’a gelin olacağım.”
 
Leyla anısına heykeller dikilir
 
Mezarı Necef şehrindeki Şiilerce kutsal sayılan Vadi's-Selam Mezarlığı'nda bulunan Leyla için Suriyeli heykeltıraş Zoro Mettini 1975 yılında heykel yapar. Direnişiyle ölümsüz kılınan Leyla’nın anısına Güney Kurdistan’ın başkenti Hewlêr’de heykeli inşa edilir.  
 
Leyla, bugün hala stranlar başta olmak üzere direniş mekanlarında anılmaya devam ediliyor.