Görünmeyen yüzleri belgeledi: Vivian Maier

  • 09:04 3 Haziran 2021
  • Portre
 
Marta Sömek
 
HABER MERKEZİ - Dönemin gündelik hayatına yeni bir pencere açan, kentin görünmeyen yüzleriyle beraber kadın otoportrelerini belgeleyen Vivian Maier’ı tanıyoruz.
 
ABD’nin Chicago kentinde, 1950’li yıllardan 90’lı yıllara kadar dadılık yapan ve içine kapanık bir kadın olan Vivian Maier’ın yaşarken böylesine bir tutkuyla fotoğraf çektiğini bilen kimse yoktu. Çektiği fotoğrafları yanında kaldığı aileler dahil kimseyle paylaşmayan Vivian’ın fotoğrafları, yaşamını yitirdikten sonra eşyalarını sakladığı deponun borçları nedeniyle açık artırmaya çıkarmasıyla ortaya çıkıyor.
 
Gün yüzüne çıkan dev arşiv
 
2007 yılında yazdığı kitap için Chicago’nun eski fotoğraflarını arayan John Maloof, bir gün evinin karşısındaki müzayede salonunda bir sandık dolusu eski film negatiflerinin satılacağını öğrenmesiyle açık artırmaya katılıp film negatiflerini alıyor. Karşılaştığı fotoğrafların olağanüstülüğü üzerine harekete geçen John, Vivian’ın yüz bine yakın fotoğrafını gün yüzüne çıkarıyor.
 
Müzayede salonunun fotoğrafçının adının Vivian Maier olduğunu söylemesiyle Vivian’ın fotoğraflarıyla bir blog açıp fotoğrafları paylaşan John, olağanüstü tepkiler alıyor ve kutulardan birinde bulduğu adresle Vivian’ın hayat hikâyesinin peşine düşüyor. Araştırmaları sonucunda Vivian’ın dadı ve bakıcılık yaptığı ailelere ulaşarak yaşam hikâyesini dinlemeye başlayan John, fotoğrafçının Fransa’da doğduğunu, kimsesinin olmadığını, hiç evlenmediğini ve erkeklere karşı bir öfke beslediğini öğreniyor.
 
Chicago sokaklarını arşınlayan fotoğrafçı
 
Yaşamı boyunca yalnızlığı benimseyen fakat bir o kadar da fotoğraflarında insanların ve özellikle kadınların gündelik yaşamlarına yakın mercekten dokunan fotoğrafçı, New York galerisinde açılan Maier sergisi ve ‘Vivian Maier: Sokak Fotoğrafçısı’ isimli kitapla beraber dünya çapında tanınan kült fotoğrafçılardan biri oluyor. Rolleflex marka fotoğraf makinesiyle Chicago sokaklarını arşınlayan Vivian’ın kareleri aynı zamanda dönemin gündelik hayatına da yeni bir pencere açıyor.
 
Ölümünün ardından tesadüf eseri ortaya çıkan fotoğrafçı
 
Hiç fotoğrafçılık eğitimi almayan, ölümünün ardından bir tesadüf eseri ortaya çıkan ve Birleşik Devletler’in görünmeyen yüzlerini fotoğraflarıyla belgeleyen Vivan’ın, resmi kayıtlarda 1 Şubat 1926 New York’ta doğduğu biliniyor. 4 yaşındayken annesiyle birlikte New York’a yerleşen ve fotoğrafa ilgisinin bu dönemde başladığı bilinen Vivian,  çift lensli Rolleiflex fotoğraf makinesi ile kırk bini renkli olmak üzere yüz elli binden fazla fotoğraf çekiyor.
 
1960 yılında, bir yıldan uzun süren bir seyahatle hemen hemen tüm Güney Amerika’yı kamerasıyla gezen Vivian, binlerce fotoğraf çekiyor. “Karanlık ve güneş görmeyen bir atölyede çalışırken güneşi hissedip, dışarıda neler olup bittiğini görecek bir şeyler yapmalıyım” diyen Vivian’ın dadılık yapmasının sebebi ise bununla ilişkilendiriliyor.
 
Hayatından kalan boşluklar
 
Vivian Maier’ın neden dadılık yaptığı tam olarak bilinmezken, bu kadar negatif filmi neden hiç bastırmadığı, fotoğrafçılık kariyerini neden hiç düşünmediği, kendisini neden bu denli gizlediği, kimsesinin olmaması ve bu kareleri neden kimseyle paylaşmadığı gibi hayatından kalan çok fazla boşluk, bilgi eksikliği ve soru işaretleri mevcut.
 
Feminist perspektif
 
Birçok feminist kadın fotoğrafçı gibi kadın otoportreleri üzerine çalışan Vivian, kadın katliamları ve kız çocuklarının taciz haberlerini özellikle dosyalıyor, imkanı olduğunda da olay yerine gidip inceliyor. Fotoğraflarında ağlayan kız çocuklarının hayli fazla olduğu fotoğrafçının, erkekler için “onların tek derdi kadınları kirletmektir” dediği biliniyor.
 
'Hiçbir şey sonsuza dek sürmez'
 
“Hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Diğer insanlar için yer açmalıyız. Bu bir döngü. Binersin ve sonuna kadar gidersin. Yerini bir başkası doldurur. Şimdi ben üzerime düşeni yapmak için bunu kapatıp, hızla bir sonraki kapıya koşacağım” diyen Vivian, kimseyle paylaşmadığı fotoğraflarının yanı sıra kendi sesini de kaydederek dev bir arşiv oluşturuyor.
 
Yaşamının son yıllarında, son işi olan ve uzun süre dadılığını yaptığı çocukların ailesi Vivian’ı ayrı bir eve yerleştirip, masraflarını karşılıyor fakat bu durum yoksulluğa engel olamadığı için ömrünün son yıllarını çevresindeki insanların destekleriyle ve atıklar toplayarak geçiriyor.
 
Artık yaşlanan Vivian, bir gün her zaman oturduğu parktaki banka doğru giderken ayağının kaymasıyla kafasını çarpıyor. Hastaneye kaldırılsa da iyileşemeyen Vivian, 21 Nisan 2009 tarihinde Chicago’da yaşamını yitiriyor.