Bizimle olacaksın Duygu Asena…

  • 09:04 30 Temmuz 2020
  • Portre
İSTANBUL - Feminist yazının önemli isimlerinden, yazmaya başladığı 70’li yıllardan itibaren yazılarıyla kadınlara feminist bakış açısını sunan hak savunucusu, yazar, gazeteci Duygu Asena 14 yıl önce aramızdan ayrıldı. Hep bizimle olacaksın Duygu Asena…
 
Kadınlara dayatılan rolün ötesini sorgulayan ve yaşayan, “özgür kadın” kimliği arayışını yaşamı boyunca sürdüren bir hak savunucusu, bir gazetecidir Duygu Asena. Duygu, 14 yıl önce tam bugün, 30 Temmuz 2006’da aramızdan ayrıldı. 
 
Duygu, 19 Nisan 1946’da İstanbul’da dünyaya gelir. Kadıköy Özel Kız Koleji ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Pedagoji Bölümü’nü bitiren Duygu, okulu bitirdikten sonra Haseki Hastanesi Çocuk Kliniği ve İÜ Çocuklar Evi’nde çalışır.  1972 yılında ilk yazısı Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde yayınlanan Duygu, daha sonra çeşitli gazetelerde yazar ve muhabir olarak görev yapar. 70’lerin sonunda “Kadınca”, “Onyedi”, “Ev Kadını”, “Bella Bayan”, “First” gibi pek çok kadın dergisini yönetirken, aynı zamanda birçok gazetede köşe yazarlığı da yapar.
 
Kadınca’yla birlikte feminist söylem
 
Cinsellik, şiddet, bedeni tanımak, kürtaj ve daha birçok konu ilk kez kadın adına Kadınca dergisi sayfalarında peşi sıra yer aldıkça kadınlar da sorgulamaya, tartışmaya başlar. Duygu, bir söyleşisinde o günleri şöyle anlatır: "Ortada feminist bir söylem yoktu. Kadınca'yla birlikte feminist söylem öne çıktı. Yoktu dememin nedeni şu; vardı da duyulmuyordu. Çünkü basın yer vermiyordu. Ne Türkiye'deki ne dünyadakine. Kadınca dergisi çıkıp da bu kadar ilgi görene kadar hiçbir yayın ilgi göstermiyordu. Kadınca'nın çıkıp satışların artmasıyla yavaş yavaş bu konular gündeme gelmeye başladı. Onun için bugün feminizm denince akla ben gelirim. Halbuki Şirin Tekeli'ler vardı. Onun yanında nefis bir akademisyen ekip vardı. Ama duyuramıyorlardı seslerini, ben duyurduğum için ben akılda kaldım. Hâlbuki onlar benden çok daha bilgili bu konuda."
 
Onun işi zordur. Erkekler bu sesten o kadar da hoşlanmaz(!) çünkü. Duygu, haklılığından aldığı cesaretle, "kadın olma" bilincinin kapılarını açar.
 
Kadının adı yok!
 
Duygu’nun yayımlanan ilk kitabı "Kadının Adı Yok". 1987’de yayımlanan kitap, hala da her okurun başucu kitapları arasında bulunuyor. Kadınlara biçilen rolleri sorgulayan kitapta Duygu, bu sorgulamayı kendi ailesinden, babasından başlatıyor. "Kadının Adı Yok" çok baskı yaptı, çok satıldı, çok tartışıldı. Hatta kitap, 1988'de Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından “zararlı” bulunarak yasaklanır. Üç yıl süren yargılama Duygu Asena ve “Kadının Adı Yok”un aklanmasıyla sonuçlandı, kitap yeniden raflarda yerini aldı, ardından da Atıf Yılmaz tarafından filme uyarlanır.
 
Üç filmde rol aldı
 
Duygu daha sonra "Aslında Aşk da Yok-1989", "Kahramanlar Hep Erkek-1992", "Değişen Bir Şey Yok-1994", "Aynada Aşk Vardı-1997", "Aslında Özgürsün-2001",  " Aşk Gidiyorum Demez-2003" ve "Paramparça-2004" kitaplarını kaleme alır ve yayımlanır. Duygunun hala ellerden düşmeyen kitapları, yayımlandıkları dönem de baskı üstüne baskı yapar, satış rekorları kırar.
 
Göktepe, barış, İnsan hakları
 
Aynı zamanda bir insan hakları savunucusudur Duygu. Öyle olduğu için de gazeteci Metin Göktepe’nin katledilmesi, Cumartesi Anneleri, Manisalı Çocuklar onun için hep haberdi. Sadece haber değil, insan hakları savunucusu olarak onun için mücadele edilmesi, dayanışma gösterilmesi gereken alanlardır.
 
Çalıştığı gazeteler kimi haberleri görmezden gelirken, Duygu bu “gözden kaçırılanlara” köşesinde dikkat çeker.
 
Özlemle…
 
Ülke ve dünyada kadınları söyledikleriyle düşündüren, sorgulatan öncü kadınlardan Duygu, 14 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Duygu Asena, beyin tümörü nedeniyle tedavi görmekte olduğu hastanede 30 Temmuz 2006 günü hayatını kaybetti. Naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Hep bizimle olacaksın Duygu Asena…