Şirin annenin birlik mücadelesi ardıllarına kaldı

  • 15:47 12 Haziran 2020
  • Portre
ŞIRNAK -  Barış, özgürlük ve birlik için mücadele eden Barış Annesi Şirin Demir’in son sözleri, “Ben öldükten sonra arkamdan ağlamayın. Çocuklarımın faillerini bulamadım, barış, özgürlük ve birliği göremedim. Muradıma eremedim” oldu.
 
Barış Annesi Şirin Demir, dün akşam saatlerinde kaldığı hastanede yaşamını yitirdi. Geçirdiği felç nedeniyle 3 aydır Batman’da bulunan bir hastanede tedavi gören Şirin, çocuklarına kavuşamadan yaşamını yitiren onlarca anneden biri…
 
Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu (Xendukê) köyünde dünyaya gelen Şirin, henüz çok küçük yaşlarda tanımadığı biriyle  evlendirilir. 8 çocuk sahibi olan Şirin , 1985 yılında Kürt mücadelesinin verdiği ruh ile çalışmalar yürütür. Özellikle 12 Eylül darbesinin ardından Kürt halkına yönelik ağırlaşan saldırılar, köylerde derinden hissedilir. Köylere yapılan baskınlar, köy yakmaları, faili meçhuller, tutuklamalar… Tüm bunlara yakından tanık olan Şirin, Kürt olma bilinciyle yetiştirir çocuklarını. Şirin, ilk çocuğunu 1991 yılında, yani faili meçhul cinayetlerin en çok yaşandığı yıllarda kaybeder. Oğlu İbrahim ise , gece eve yapılan baskınla  zorla gözaltına alınır. İbrahim’den haber almak için günlerce bekleyişini sürdüren Şirin, günler sonra oğlunun cenazesini bir mağarada bulur.
 
3 çocuğunu kaybetti, yas tutmadı, faillerini aradı
 
Şirin’in bir diğer oğlu Nihat, 1993 yılında Bagok Dağı’nda çıkan bir çatışmada yaşamını yitirir. 1993 yılında köyleri olan Çukurlu’nun (Xendukê) yakılması sonucu  zorla göç etmek zorunda kalan Şirin ve ailesi, İdil ilçesine  yerleşir. Şirin, uzun süre  buradaki yaşamına  alışamaz ve köyüne dönmenin umudunu yüreğinde taşır. Şirin’in, iki oğluna ve köyüne olan özlemi her gün katlanırken, . 3’üncü oğlu Giyaseddin'i de 1996 yılında faili meçhul cinayette kaybeder. Şirin 3 evladının arkasından yas tutmadan, faillerinin peşine düşer ve tüm resmi makamlara başvurur. Yıllarca çocuklarının hesabını sormak için direnir. Çocuklarının faillerini ararken, barış mücadelesinden de geri durmayarak Barış Anneleri ile beraber çalışmalarda yer alır.
 
Geriye verdiği mücadele kaldı
 
Çocuklarını katledenleri yargılamayan hükümete karşı her gün öfkesi büyüyen Şirin, bir süre sonra siyasi parti çalışmalarına da dahil olur ve mahalle çalışmalarına katılır.  2005 yılından sonra ise mücadelesini onun gibi çocuklarını kaybeden ailelerle dayanışmak için verir. Şirin, Barış Anneleri Meclisi ile Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği’nde (MEYA-DER) mücadelesini sürdürür. Yaklaşık 4 yıl önce rahatsızlıkları artan Şirin, felç geçirir. 3 ay önce ise rahatsızlanması üzerine Batman’da bir hastaneye yatırılarak, tedavi altına alınır. Şirin, dün akşam saatlerinde yaşamı yitirirken, ardında ise çocuklarına olan özlemi ve bitmeyen mücadelesi kaldı.  
 
‘Sınırda günlerce nöbet tuttu’
 
Şirin’in kızı Hamdiye Demir, annesinin mücadelesini şu satırlara sığdırıyor: “Annem felç geçirdiği güne kadar bile çalışmalarda yer aldı ve kendisi gibi olan tüm annelerin yanında oldu. Tüm eylemlere, açıklamalar katılırdı. Onun için mücadele çok değerliydi.”  Annesinin fedakar ve çalışkan yönünden söz eden Hamdiye, “Annem kim nereye çağırsa oraya giderdi, asla rahatsız olmuyordu ve şikayet etmiyordu. Şikayet etmeyi kendine yakıştırmıyordu. Çalışmalara katılmak onu mutlu ediyordu. Omzuna düşen her yükü omuzluyordu. Kobanê sürecinde yaşanan çatışmalarda, yapılan eylemlerde hep sokakta oldu. Gençlerin yanında durdu, önlerinde durdu. Diğer annelerle beraber sınıra gidip günlerce nöbet tuttular. O zamanlar da rahatsızlıkları çok fazlaydı ama evde kalmayı kendine yakıştırmıyordu. Hastalıklarına rağmen gidiyordu” sözlerine yer veriyor.
 
‘Annem yüreği buruk göçtü bu dünyadan’
 
Annesinin geçirdiği hastalıktan sonra felç geçirdiğini ve bu durumun annesi açısından çok zor geçtiğini anlatan Hamdiye,“Annem barış ve özgürlük hasretiyle yatıp kalkıyordu” diyerek annesinin barışa dönük sözlerini de şu şekilde ifade ediyor: “Annemin son sözü de ‘ben öldükten sonra arkamdan ağlamayın. Çocuklarımın faillerini bulamadım, barış, özgürlük ve birliği göremedim. Muradıma eremedim’ oldu. Annem yüreği buruk göçtü bu dünyadan. Ama biz annemin izinde olacağız. Onun mücadelesini devam ettireceğiz. Tüm annelerin mücadelesinin zafere ulaşmasını istiyoruz.”