Afro-Küba kültürünün ilk belgecisi: Lydia Cabrera

  • 09:10 20 Mayıs 2020
  • Portre
HABER MERKEZİ - Lydia Cabrera, Afro-Küba kültürünü, inançlarını, ritüellerini, şarkılarını, hikayelerini ve dilini belgeledi ve ardında 23 eser bıraktı.
 
Küba’da Havana’nın üst sınıfından bir ailenin 8 çocuğundan biri olan Lydia, 20 Mayıs 1899’da doğuyor. Yazar, avukat ve Küba’nın bağımsızlığını savunan Raimundo Cabrera Bosch’un ve ev işçisi Elisa Marcaida Casanova’nın kızı Lydia, köleleştirilerek Küba'ya getiren Afrikalı hizmetçi ve bakıcılar tarafından büyütülür. Bu nedenle Afrika hikayeleri, gelenekleri, inançlarını çok yakından tanır Lydia ve güvenlerini kazanır. Lydia, Afro-Kübalılara ilişkin ilk ve nitelikli eserler veren ilk kişi.
 
Toplumsal cinsiyet rolleri eğitiminin önüne geçemedi
 
Dönemin bütün üst sınıf çocukları gibi evine gelen özel eğitmenler tarafından eğitilen Lydia, kısa bir süre Maria Luisa Dolz özel okuluna gider. Kadınların lise diploması almasının kabul görmediği bu dönemde Lydia orta öğrenimini evde tamamlamak zorunda kalır.
 
Afro-Küba kültürüne ilgisi 1927'de Asya din ve sanatını incelemek için Paris'e gittiğinde başlayan Lydia, Paris'te Rus Yapısalcı Hareketi’nin önderlerinden sürgün tiyatrocu Alexandra Exter’den çizim ve resim eğitimi alır. 11 yıl Paris'te yaşayan Lydia, 1938'de Küba’ya Afro-Kübalılara yönelik çalışmalar yürütmek üzere döner ve sürgün edileceği 1960 yılına kadar Küba’da yaşar.
 
Afro-Kübalılara dair kayıtlara başladı
 
1936'da Paris'teyken ilk kitabı "Cuentos Negros" (Siyahi Masalları) yayınlanır Lydia’nın. Afro-Küba kültürünün korunması yönündeki fikirsel gelişiminde Avrupa'da okurken tanıştığı Venezuelalı sosyalist roman yazarı Teresa de la Parra'nın önemli bir etkisi olur. Beraber 1930’da Küba’ya döndüklerinde araştırmalarını yoğunlaştırmak için Barrio Pogolotti'nin hemen dışındaki Havana, Marianao banliyösünde bulunan La Quinta San Jose'ye taşınır. 1937-1948 yılları arasında Por Que'nin kısa öykülerini içeren ikinci kitabını yazmak için Afro-Kübalıların dini ritüellerini ve geleneklerini kaydeder.
 
Her yerde karşısına çıkarılan cinsiyet kimliğini aşmayı başardı
 
Lydia 1950’lerin sonlarında Afro-Küba toplumlarından biri olan Abakuas kültürüne odaklanan birkaç kitap yayınlar. Abakuas halkı hem içe kapalı bir toplumdur hem de kadınların ritüellerine katılmalarına izin vermeyeni ataerkil bir yapıdadır. Ancak Lydia bütün bu zorluklarla mücadele eder ve yayınladığı röportajların kadın kimliği ile yayınlanmasına müsaade eder.  Lydia yazdıkları ile Abakuas toplumunun sakladığı kültürünü bir şekilde deşifre etmiştir. Abakuasların kökenlerine, Sikaneke mitine ve toplumsal hiyerarşisine ışık tutan Lydia gizli tutulan “kutsal davulları” fotoğraflamayı dahi başarır.
 
Afro-Kübalı kadınların bitkilere dair bilgilerini deşifre etti
 
Eserlerinde kurgusallığa da yönelen Lydia, yok sayılan ve eşyalaştırılan Afro-Kübalılara “saygın bir kimlik” kazandırmayı hedefler. Görüntü ve hikaye anlatımları ile onlara ait kültürel değerleri belgeler. En ünlü kitabı 1954 basımı "El Monte" (Orman), Karayipler'deki eski Afrikalı köleler arasında evrimleşen Katolik öğretileri ve yerli Afrika dinlerinin bir karışımı olan Santeria'yı uygulayan Santeros için adeta bir başucu kitabı olur.
 
1959’da gerçekleşen Küba devriminden kısa bir süre sonra 1960 yılında ülkeyi terk eder ve asla geri dönmez. Küba’dan tekrar ayrılmasının gerçek nedeni bilinmese de Lydia’nın sürgün edildiği sanılıyor. Bu konudaki spekülasyonlardan biri de Abakuaların gizli inançlarını ve kültürel değerlerini ifşa etmiş olması nedeniyle hedef alındığı. Lydia önce Madrid'e, daha sonra Miami'ye yerleşiyor.
 
Afro-Kübalılara dair 23 eser bıraktı
 
Lydia hayatını İspanyol işgalinden sonra Küba’da oluşan İspanyol kültürü ile köleleştirilerek getirilen Afrikalıların etkileşimlerini araştırmaya adar. Küba'da geçirdiği 30 yılı aşkın sürelik araştırmalarına dair notları düzenlemek ve yayınlamak için çalışır.
 
Lydia, 19 Eylül 1991'de Miami'de hayata gözlerini yumduğunda geride Afro-Kübalılara ilişkin 23 eser bırakır.