Kader’in mücadelesi, Kuzey ve Doğu Suriye için sürüyor…

  • 09:16 6 Kasım 2019
  • Portre
HABER MERKEZİ - Kobanê ile dayanışmak için gittiği Suruç sınırında katledilen Kader Ortakaya’nın yaşamını yitirmesinin üzerinden 5 yıl geçti. Henüz çocukken yaşam mücadelesine başlayan Kader, sosyalist mücadeleyle de kısa zamanda tanıştı. Kader’in, DAİŞ’in saldırılarına karşı dayanışma gösterdiği Kobanê’deki direniş, şimdi ise onun yol arkadaşları tarafından Türkiye ve ona bağlı grupların saldırıları karşısında sürüyor.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırılarının yoğunlaştığı 2014 Eylül ayında Kobanê için verilen ve tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen direniş, bugün de Türkiye ve ona bağlı grupların saldırılarına karşı sürüyor. 2014'te binlerce insanın Kobanê sınırına akın ettiği dönemde Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Kader Ortakaya da, Kobanê’de yaşanan vahşete daha fazla sessiz kalamayarak sınırdaki insan zincirinde yerini aldı. Sınır hattında aylarca devam eden nöbette bulunan 28 yaşındaki Kader, 6 Kasım 2014 tarihinde Kobanê’ye geçmek istediği sırada askerlerin açtığı ateş sonucu katledildi.
 
Mücadele dolu bir yaşam
 
Henüz ortaokulu bitirmeden tekstil işçiliğine başlayan Kader, ortaokulu ve liseyi açık öğretimden bitirerek kendi çabalarıyla üniversiteyi kazandı. Verdiği bu zorlu yaşam mücadelesi aynı zamanda onun erkek egemenliğine karşı verdiği mücadelenin de resmi. Bu nedenledir ki erkek egemen sistemin en vahşi yüzünü Ortadoğu’dan tüm dünyaya yaymaya çalışan DAİŞ, Kader’in öfkesini biledi. Yaşamı boyunca yok sayılan, ötekileştirilen ve katledilmek istenenlerin yanında direnen Kader, 28 yıla sığdırılan bir mücadeleyi geride bıraktı.
 
Bir yıl sonra ‘görevsizlik’ kararı
 
Kader’in katledilmesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından savcılığa gönderilen yazıda, o gün sınırda görevli askerlerin silah değil, biber gazı kullandığı ve bir “kobra” aracının bulunduğu iddia edildi. Ayrıca Kader’in DAİŞ ile PYD arasındaki çatışmada seken şarapnelle yaşamını yitirmiş olabileceği öne sürüldü. Ancak Kader’in katledildiği sırada yanında bulunanlar, sınırın Türkiye tarafında bir askeri araçtan inen askerlerin ateş açtığını ve Kader’in bu sırada vurulduğunu ifade etti. Suruç’tan Kobanê’ye geçerken sınırda açılan ateşle hayatını kaybeden Kader’in ölümüne ilişkin dosya, tam bir yıl sonra yani 2015’te “görevsizlik” kararı verilerek, Diyarbakır 7’nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderildi. Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı, ölümün askeri savcılığın görev alanında meydana geldiğini ve soruşturma yapma görevinin bu makama ait olduğunu savundu. 
 
6 kişilik asker grubu gazla müdahale etmiş!
 
Kader’in katledilişinden sonra  “PYD/YPG ile DAİŞ arasındaki çatışmalarda başına şarapnel parçası çarpması sonucu öldüğü” iddiası üzerinden soruşturma başlatıldığı anlaşıldı. Dosyaya göre Suruç’ta bulunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3’üncü Hudut Alayı 3’üncü Hudut Tabur Komutanlığından 16 Aralık 2014’te Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğüne gönderilen yazıda, Kader’in katledildiği 6 Ekim günü topluluğa 6 kişilik askeri bir grubun müdahale ettiği belirtildi. Yazıda, Suriye’den taşların atıldığı savunularak “Gruba gazla müdahale edilerek, grup güneye doğru dağıtılmıştır. Bunun üzerine Türkiye tarafındaki gösterici grup slogan atarak, taşlamaya başlamıştır. Kendilerine hudut hattını terk etmeleri için verilen süre dolduğundan bu grup sadece gaz kullanılarak, Yumurtalık köyüne doğru dağıtılmışlardır. Bu sırada bölgeye jandarma timleri ulaşmış ve timler bölgeyi kontrol altına almışlardır” denildi.
 
Aradan 5 yıl geçmesine rağmen ne Kader’i katledenler açığa çıkarıldı ne de dosyada bir arpa yol alındı.
 
‘Kadınlar için özgürlük sembolüdür’
 
Kader, verdiği bir röportajda Kobanê direnişine ilişkin şunları söylemişti: “Yaklaşık 15 gündür Kobanê sınırında yaşanan direnişe destek vermek amacıyla bulunuyorum. Bugün Kobanê’de verilen direniş sadece Kürt halkının değil tüm insanlık için verilen bir mücadeledir. O yüzden Kobanê’de verilen direnişe herkesin destek vermesi gerekiyor. Biz kadınlar için Kobanê direnişi başka bir anlam ifade ediyor. Özellikle Ortadoğu’daki kadınlar ve Kürt kadınlar için Kobanê direnişi özgürlük sembolüdür. Çünkü şuanda Ortadoğu’da kadına layık görülen tek şey kölelik ya da ölümdür. Bu savaşlarda da en büyük zararı biz kadınlar görüyoruz. Arin Mirxan’ın bu doğrultuda kendisini feda etmesi de biz kadınları dışında tutmuyor. Bu nedenle Kobanê direnişine en fazla biz kadınların sahip çıkması gerekiyor. Bugün bu yüzden buradayız. Kobanê direnişine destek olmak için, orada direnenlere moral vermek için sınırda direnişe destek olmaya devam ediyoruz. Türkiye devletinin DAİŞ’e desteğini engellemek için buradayız. Bu nedenle insanlık adına tüm kadınları ve tüm kesimleri Kobanê direnişini sahiplenmeye çağırıyorum. Ancak böylesi bir mücadele ile insanlık kazanabilir ve şundan da eminiz ki bu mücadele nasıl olursa olsun kazanacaktır. Kobanê düşmeyecektir.”
 
Kobanê direnişinin eninde sonunda zafere ulaşacağına olan inancını yitirmeyen Kader, çevresindekileri de bu direnişe davet etmeyi sürdürdü. 
 
Kadın öncülüğünde Kuzey ve Doğu Suriye’de verilen mücadelenin ardından Kobanê özgürleştirildi. 2014’te DAİŞ’e karşı verilen mücadele, bugün Türkiye ve ona bağlı grupların saldırısına karşı veriliyor. Girê Spî ve Serêkaniyê’ye dönük Türkiye ve bağlı grupların saldırısı sonucunda çok sayıda insan yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı, yüzbinlerce insan ise topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Kader ve onun gibi direnerek yaşamını yitirenlerin mücadelesi, bugün de saldırılara karşı devam ediyor.