Özgürlüğü hakikat ile buluşturan haykırış: Hozan Mizgîn

  • 09:04 10 Mayıs 2019
  • Portre
Zeynep Durgut 
 
BİTLİS - Devrimci sanatın önemli temsilcilerinden olan Hozan Mizgîn, ismi gibi kadınlara “mizgîn (müjde)” olduğu Tatvan’da erkek şiddetine karşı bir uyanışı gerçekleştirdi. Mecbure Kaplan ve Fatma Sezer, “Mizgîn bizi cesaretlendirdi ve güç verdi. Kadınların kurtarıcısı ve karanlığın parçalayan güç oldu” dedi. 
 
Gurbet Aydın bilinen adıyla Hozan Mizgîn, temsil ettiği devrimci sanat çizgisiyle önemli bir geleneğin temsilcisi. 1962 yılında Batman'ın Bileyder köyünde dünyaya gelen Hozan Mizgîn’in yaşamını yitirişinin 27. yılı. 1980 darbesinden kısa bir süre önce özgürlük mücadelesine katıldı. Batman, petrolü ve rafinerisinden dolayı civar kentlerden göç alıyor ve sosyalist bir devrimin provası için alt yapı oluşturuluyordu. Mizgîn de, bir grup genç ile birlikte Batman'dan PKK’ye katıldı. 1980'lerin ortasında Avrupa’ya gönderildi ve kültür sanat çalışmalarına öncülük etti.  
 
“Çemê Hêzil” ve “Gundino Hawar” şarkılarıyla bütün halka hitap etmeye başladı. Şarkıları yasaklı kasetlerde dinlenmeye başlandı. En zor ve çetin süreçte yüzünü Tatvan'a çeviren Mizgîn, duruşu ve mücadelesiyle başta kadınlar olmak üzere bütün halkı etkilemeye başladı. Mizgîn ile birlikte Tatvan halkı kimlik arayışına çıktı. Örgütlenmesini en iyi şekilde yapan Mizgîn, yeri geldiğinde siyah bir çarşaf giyerek Tatvan kadınlarına ulaşmanın yollarını buldu. Tatvan'da ismini duyuran Mizgîn, 11 Mayıs 1992 tarihinde kaldığı bir evde yaşanan çatışma sırasında yaşamını yitirdi. Ancak ondan sonra kadınlar için yeni bir dönem başladı. 
 
‘Her zaman bir alternatifi vardı’ 
 
Hozan Mizgîn’in mücadelesine tanıklık edenlerden biri olan Mecbure Kaplan, Mizgîn'in Tatvan'a gelişiyle beraber kadın mücadelesinin başladığını belirterek şunları söyledi: "Mizgîn’i yaşamını yitirişinin 27. yılında saygı ile anıyorum. Mizgîn, çok çalışkan ve bilge bir kadındı. İnsanın onun duruşundan ve cesaretinden etkilenmemesi mümkün değildi. Mizgîn’de en çok etkilendiğim şey duruşuydu. Özgürlüğü toplumsallaştırma uğruna canını verebilecek bir insandı. Onun Tatvan’a geldiği yıllar çok zor ve bir o kadar da kötü bir süreçti. Bu zorluklar onu hiçbir zaman korkutmadı. Çünkü zorluklar karşısında her zaman bir alternatifi vardı. Çok disiplinli ve çalışkan bir kadındı. Tatvan’da onu tanımayan kimse yoktu. Herkes onun bu çabası ve verdiği mücadele karşısında hayret ediyordu. Mizgîn, sadece Tatvan’ da değil bir bütün Serhat’ta bir değişim gerçekleştirdi. Tatvan’dan, Muş’a kadar her kadın ondan etkileniyordu.”
 
‘Çocuklara onun ismi verildi’ 
 
Mizgîn’in halka hakikati gösterdiğini ve bir uyanışı beraberinde getirdiğini ifade eden Mecbure, ondan sonra kız çocuklarına adının verildiğini dile getirdi. Mizgîn’in mücadeleye karşı bağlı ve samimi olduğunu belirten Mecbure, onun büyüleyici sesini de şöyle anlattı: “Ne zaman kadınları kötü görse hemen bir şarkı söylemeye başlardı ve kötü atmosferi o büyüleyici sesiyle dağıtırdı. Hiçbir zaman şikayet etmez, sitem etmezdi. Onun için her bir avuç toprak onun ülkesiydi. Mücadelesine sesiyle moral verirdi. Değişik yöntemleri vardı. Kadınları örgütlemek için çarşaf giyer ve onlara böyle ulaşırdı. Herkes onun bu çabası karşısında büyüleniyordu. Mizgîn ile beraber Tatvan’da yeni bir dönem başladı. Mizgîn, kendisiyle beraber eşitliği ve özgürlüğü getirdi.” 
 
‘Hep bizimle yaşayacak’
 
Mecbure, Mizgîn’in yaşamını yitirdiği güne değinerek, o günü ise şu şekilde anlattı: “Mizgîn sadece bir devrimci değil, aynı zamanda bir sanatçıydı. Ne zaman ondan bize bir klam söylemesini istesek bizi geri çevirmez ve o anda söylerdi hemen. Mizgîn’in insanları örgütlemesi için konuşmasına gerek yoktu, çünkü insanlar onun duruşundan ve oturuşundan etkilenirlerdi hemen. Mizgîn korkusuz bir kadındı. Mizgîn, teslim olmayı kabul etmedi. Üzerinde ne varsa hepsini yaktı ve yok etti. Saatlerce direndi ve en sonunda fedai eylem yaparak yaşamına son verdi. Yaşamını yitirdiği gün Tatvan ‘Şehid namirin’ sloganıyla inledi. Onun vasiyeti üzerine binlerce insanın katılımıyla Tatvan’da defnedildi. Mezarlık ablukaya alınmıştı. Herkes Mizgîn’in o direnişinden çok etkilenmişti. Hala kadınlar Mizgîn’in mezarına gitmeyi ihmal etmezler. Mizgîn hep bizimle beraber yaşıyor.” 
 
‘Kadınlara ismi gibi ‘mizgîn’ oldu’
 
Fatma Sezer de, Mizgîn’in verdiği mücadeleden etkilenen kadınlardan. Fatma, Mizgîn Tatvan’a gelmeden önce kadınların üzerinde ciddi bir erkek şiddeti olduğunu belirterek, “Ama Mizgîn’in gelişi ile beraber kadınlarda bir uyanış oldu. Mizgîn, kadınlara ismi gibi ‘mizgîn’ oldu. Mizgîn bizi cesaretlendirdi ve güç verdi. Öyle bir örgütleme yapmış ki kimsenin ruhu bile duymamış. Mizgîn kadınların kurtarıcısı ve karanlığın parçalayan güç oldu. Şuanda binlerce Mizgîn var ve bu uğurda mücadele ediyor. Mizgîn destan oldu, kahraman oldu. Mizgîn sesiyle duruşuyla ve mücadelesi ile her zaman bizimle yaşayacak” diye konuştu.