‘Sur Davası’nda adil yargılama yok, mahkeme heyeti taraflı yaklaşıyor’

  • 09:06 2 Aralık 2018
  • Hukuk
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - Sivillerin yargılandığı Sur Davası’nda adil bir yargılamanın yapılmadığının altını çizen Avukat Cemile Turhallı Balsak, mahkeme heyetinin dosyaya taraflı yaklaştığını vurguladı. 
 
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından onlarca kişi gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Çatışmaların olmasından kaynaklı evlerinden çıkamayan ve 103 günlük yasak boyunca Sur’da mahsur kalan 50 sivilin yargılandığı Sur Davası’nda hiçbir ilerleme olmazken, sanıklar duruşmada mahkeme heyetinin baskısına maruz kaldı. Daha önce duruşmalarda darp edilen sanıklar, duruşmanın ardından farklı cezaevlerine sürgün edildi. Sürgün edilmelerinin ardından görülen iki duruşmaya da mahkemeye getirilmeyen sanıkların savunma hakkı da gasp edildi.
 
Avukat Cemile Turhallı Balsak, Sur Davası’nı ve yaşanan süreci değerlendirdi. 
 
‘28 Kasım 2015 tarihi milat oldu’
 
Sur için 28 Kasım 2015 tarihini milat olarak gördüklerini ifade eden Cemile, “Baro başkanımız tüm dünyanın gözü önünde katledildi. Hemen sonrasında da Sur’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sokağa çıkma yasaklarıyla beraber büyük hak ihlalleri yaşanmaya başlandı. Bizler de hem burada yaşayan hukukçular olarak hem de yurt dışından gelen heyetler, bu hak ihlallerini raporlaştırdık. Hak ihlallerinin sonlandırılmaması daha büyük hak ihlallerini getirdi. Sürekli başvurular yapsak da yargıdan yasağın kaldırılmasına ilişkin bir karar çıkmadı. Yasağın ilan edildiği yer Diyarbakır'ın en eski yerleşim yerlerinden biriydi ve siviller yaşıyordu. Her ne kadar sivillerin orayı terk ettiği söylense de bunun böyle olmadığını baroya yapılan başvurulardan biliyorduk” diye konuştu.  
 
‘Tedbir başvurumuz reddedildi’
 
İç hukuk yollarının etkisiz olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) doğrudan başvuruda bulunduklarını belirten Cemile, Anayasa Mahkemesi’nin tedbir amaçlı yaptıkları başvuruları reddettiğini anımsattı. Bir müvekkilinin Sur’da yaşadığını ve o süreçte çatışmalardan kaynaklı Sur’dan çıkamadığına değinen Cemile, “Beni aramış ve her an bir bombanın evine isabet edebileceğini söylemişti. Biz de bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne yeniden bir başvuruda bulunmuştuk. Telafi edilemeyecek zararların oluşabileceğine dair bir talepte bulunduk” dedi.  
 
‘Yasak fiilen sürüyor’
 
Cemile, sokağa çıkma yasaklarının Valilik tarafından kaldırıldığı açıklansa da fiilen devam ettiğinin altını çizerek, “Neredeyse 3 yıldır resmi bir yasak olmasa da bazı sokaklara girişler yasak ve polis kontrol noktaları var. Yasak kalkmadan ve kalktıktan sonra bir şekilde gözaltına alınmış ve tutuklanmış çok sayıda kişi var. Bu kişilerin gözaltına alındıktan sonra işkenceye maruz kaldıklarını gördük. Gözaltında çekilen fotoğraflarından da yaşadıkları işkenceyi görebiliyorduk” ifadelerini kullandı.  
 
‘Duruşmalar gergin geçiyor’
 
Sur Davası’nda 50’ye yakın sanığın yargılandığını hatırlatan Cemile, şöyle dedi: “İçlerinde henüz 14 yaşında olan da var, çocuğu olan da var, yaşlı olan da var. İlk duruşma itibari ile dikkat çekmeye çalıştığımız şey hepsine işkence yapıldığı ve aleyhe ifade vermeye zorlanmalarıydı. Heyet tarafından sanıklara karşı ciddi bir tahammülsüzlük vardı. Heyet duruşmalarda defalarca kez sanıkların sözünü kesti, ifadeleri dinlemedi ve ya da ciddiye almadı. Savunma veren sanıklar adil bir yargılama talebinde bulunduklarında da sert bir tepkiyle karşılaştılar” diyerek Sur duruşmalarında gergin bir ortamın oluştuğunu ifade etti. 
 
2’inci duruşmada yaşanan gerginlikten dolayı heyetin sanıkları susturduğunu ifade eden Cemile, şöyle dedi: “Daha sonra askerler sanıkları duruşma salonundan çıkararak darp ettiler, duruşma sanıklar olmadan devam etti. Biz avukatlar da bu durumu kabul etmediğimizi belirtip duruşmadan çıkmıştık. Daha sonra sanıkların tümü farklı cezaevlerine sürgün edildiler. Ardından görülen duruşmalara çoğu müvekkillerimiz getirilmedi. Mahkeme adil bir yargılama yapmıyor. Biz bunlara karşı reddi hakim talebinde bulunduk ama bu talebimiz de bir üst mahkeme tarafından reddedildi.” 
 
‘Kamuoyundan saklanamayacak bir davadır’
 
Son duruşmanın da önceki duruşmalar gibi gergin geçtiğini belirten Cemile, Sur Davası’nın kamuoyundan saklanamayacak bir dava olduğunu vurguladı. Cemile, “Kamuoyunun takip ettiği ve neler olduğunu öğrenmek istediği bir davadır. Sur’da yaşanan hak ihlallerini orada bulunanlar çok daha iyi biliyorlar ve onların ifadelerinden bağımsız bir süreç takip edilemez. Mahkemenin genel tavrı yüzünden avukatlar olarak birebir kişisel polemiklere girmek zorunda kaldık. Mahkemede adil bir yargılama olmayacağını ve buna inancımızı yitirdiğimizi de mahkeme heyetine belirttik” dedi. 
 
‘Dilekçelerimize olumlu yanıtlar almadık’
 
Cemile son olarak, “İlk duruşmadan son görülen duruşmaya kadar sürekli mahkeme heyetinin sanıklara müdahalesinden dolayı itirazlarımız oldu. Sanıkların özellikle öz yönetime ilişkin beyanları tepki gördü. Mahkeme heyetinin sanıkların sözünü kesmemesi gerekirken mahkeme heyeti taraflı bir müdahalede bulundu. Bunlar mahkemenin bu dosyaya tarafsız yaklaşmayacağını da gördük. Yalnızca mahkeme heyetinin değil, salonda bulunan askerlerin de sanıklara hem sözlü hem de fiziksel müdahalesi sık sık oldu. Askerlerin sanıkları darp etmesi hukuka aykırı bir durumken buna ilişkin yaptığımız başvuru reddedildi. Adil bir yargılama olduğuna dair şüphelerimizin olduğuna ve hukuk ihlali yapıldığına dair dilekçeler verdik fakat tabi bunlara da olumlu bir yanıt bulamadık” diye konuştu.