'Kolay bir süreç değildi ancak kararlılığımızı bozmadı'

  • 09:06 25 Ekim 2018
  • Hukuk
Hikmet Tunç
 
VAN - Korucu Tekin Gülaçtı tarafından zihinsel engelli 2'si çocuk 3 kardeşin cinsel istismara maruz bırakılması davasında sanığa verilen 40 yıl 10 ay hapis cezasının diğer istismar davaları için emsal niteliğinde olduğunu söyleyen aktivist Songül Özünver, davanın kadın dayanışması ile sonuçlandığını söyledi. 
 
Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı bir köyde 15 Aralık 2016 tarihinde zihinsel engelli 2'si çocuk 3 kardeşe cinsel istismarda bulunan korucu Tekin Gülaçtı'nın tutuklu yargılandığı dava, geçtiğimiz günlerde mahkeme heyetinin 40 yıl 10 ay hapis cezası kararıyla sonuçlandı. 2 yılı aşkın bir süredir devam eden dava sürecini değerlendiren bağımsız aktivist Songül Özünver, kararın diğer tüm istismar davaları içinde emsal teşkil ettiğini belirtti.
 
‘Süreç kararlılığımızı hiç bozmadı’
 
Her duruşmaya büyük bir buruklukla takip ettiğini kaydeden Songül, “Kamu davası olduğu halde aile maddi ve manevi çok yalnız bırakılmıştı. Bunu defalarca röportajlarla yansıtmama ve sosyal medya hesaplarımda paylaşmama rağmen duruşma günü ben, gazeteci arkadaşlarım ve baba kalıyorduk. Bu uzun ve belirsiz süreç kararlılığımızı hiç bozmadı. Sonuna kadarda mücadele ettik” dedi. 
 
Büyük çabalar sonucu dayanışmayı büyüttüklerini ama kendilerini en çok üzen şeyin kamuya mal olmuş bir davada aile ve çocukların yalnız bırakılması olduğunu vurgulayan Songül, "Neden hiçbir akrabası destek vermedi? Suçlu sanki onlarmış gibi davranıldı. Karşı taraf hep daha güçlüydü. Suçlu taraf daha güçlüydü. Kendilerine büyük bir özgüvenleri vardı. Sanki beraat edecek. Sanki ceza almayacak gibi davranıyorlardı. Aslında sanki 'bunlar mağdur, yoksul, kimsesiz gibi ve suçlu değillermiş' gibi davranıyorlardı. Bu bizim için büyük bir baskı oluşturuyordu. Kendimizden o kadar emin olmamıza rağmen bir taraftan da yargının işleyiş şeklini göz önüne alırken 'umarız iyi hal indirimi almaz' temennisiyle bir sonraki duruşmaya katılıyorduk" diye konuştu.   
 
‘Kolay bir süreç değildi’
 
Kolay bir süreç olmadığını dile getiren Songül, şöyle dedi: "Hele de aile ve çocuklar için oldukça ağır bir süreçti. Özellikle bu coğrafyada 'namus' dayatması denilince erkekler için akan sular durur. Ailenin hiçbir akrabasını yanında göremedim. Aile, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinden Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı köye yerleşmişti. Bu köyde de maruz bırakıldığı istismar karşısında Van merkeze bağlı mahalleye göç etti. Hiç alışkın olmadığı hayatı yaşamak zorunda bırakıldı. Aile maddi ve manevi birçok zorlukla karşılaştı. Hala da yaşıyor. Zaten istismar öncesinde de çobanlık yapan baba için maddi olarak aileyi geçindirmek çok zor oluyordu. Bazen sofraya koyacak bir ekmek dahi bulamasalar dahi. Baba davayı sonuna kadar sürdürdü. Ceza alındığında ise bana 'yeniden doğmuş gibiyim' demişti. Babanın bu mutluluğu karşısında bende çok mutlu olmuştum." 
 
2 yıl boyunca ailenin çok ağır koşullarda yaşamını sürdürdüğünü kaydeden Songül, hatta babanın bu süreç içerisinde kendisine "Artık dayanamıyorum. Çocuklarımı öldüreceğim. Sonra intihar edeceğim" dediğini aktardı. Bu sözler üzerine arkadaşını alıp aileyi ziyaret ettiğini belirten Songül, babaya "Sabırlı ol bu süreç uzun sürebilir. Ama mutlaka atlatacaksınız. Haklı olan sizsiniz. Tabi ki böyle sürmeyecek" sözleriyle teselli ettiklerini, diğer yandan da maddi ve manevi olarak nasıl destek olabileceklerini düşündüklerini söyledi. Songül, "Kendi aramızda desteği nasıl güçlü yapa biliriz diye konuşuyorduk. Bu eksende telefonda da olsa sürekli konuşuyordum. Evlerine gidip gelmeyi sürdürdüm.  Bir taraftan da barodan avukatlarla konuşup bu aileye destek olmaları gerektiğini söylüyordum. Öyle konuşa konuşa 2-3 kişilik destek ağını 30-40 kadın desteğiyle davayı sonuçlandırdık" ifadelerini kullandı. 
 
'Süreç bitmedi Yargıtay'dan gelecek kararın takipçisiyiz'
 
Dava sürecinin henüz bitmediğine dikkat çeken Songül, "Bu karar emsaldi, diğer istismar sanıkları için caydırıcı bir ceza mahiyetindedir. Umarız ki bu karar bozulmaz. Bu süreç devam ediyor. Biz ailenin yanında olmaya devam edeceğiz. Yargıtay'dan gelecek kararı takip edeceğiz. Umarız böylesi davalar son bulur" dedi.  
 
‘Karşılıksız büyük bir emekti dayanışmamız’
 
2 yıllık bir sürecin ardından dayanışmayla emsal bir kararın alınmasının önemini vurgulayan Songül son olarak, "Dayanışmanın bir büyük önemi de, 2 yıldır o suçlu olduğu halde 'Nasıl olsa beraat edecek. Biz haklıyız' tavırları içinde olan Tekin Ailesi’ne karşı kadın grubu büyük bir psikolojik üstünlük sağladı. Hatta ben şöyle dediklerini düşünüyorum 'ha demek bunlar haklılarda ondan kaynaklı bu kadar kadın duruşmaya katıldı' gibi bir tavır içerisindeydiler. Dayanışma beni çok mutlu etti. Dayanışma haklı olduğunu gösteriyor. Karar üzerinde de etkisi var. 2-3 kişiyle olacak iş değil. Mağdurların babası gördüğü kalabalık karşısında 'sanki yeniden doğmuş gibiyim' dedi. Karşılıksız büyük bir emekti bizim dayanışmamız" diye konuştu.