
Aladağ Davası: Çocuklar en mahrum köylerden getirilmiş!
- 16:39 24 Mayıs 2018
- Hukuk
ADANA - Aladağ faciası duruşmasında sanık avukatları TEDAŞ ve itfaiyeyi suçlarken, yurt müdürü Cuma Ali Genç, "Aladağ'ın en mahrum, en imkansız, en garip köylerini ben seçtim. Ben kendim köyleri dolaştım" diyerek öğrencileri yurda nasıl topladığını anlattı.
Adana'nın Aladağ ilçesinde bunan Süleymancılar Cemaati’ne ait Aladağ Öğrenci Yurdu’nda 11'i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı yangın faciasının 6’ncı duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Faciayla ilgili haklarında 15'er yıla kadar hapis cezası istenen 2'si tutuklu 14 sanığın yargılandığı davanın duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesi salonundaki yer sıkıntısı nedeniyle Kozan Ticaret Odasının toplantı salonunda görüldü.
Duruşmaya, tutuklu sanıklar Yurt Müdürü Cuma Ali Genç, yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile tutuksuz sanıklar olan Mahir Kılıç, Mahmut Deniz, Mustafa Öztaş, Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mehmet İpek, Zeki Yılmaz, Aladağ eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş, Davut Gökçeli, Ramazan Arı, Cihan Ünal ve Bayram Aydın ile müşteki aileleri, sanık yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Geçtiğimiz mahkeme istenen rapor hala gönderilmedi
Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Olayın iş kazası, çocukların da işçi gibi gösterildiği önceki bilirkişi raporuna yönelik itirazlar üzerine mahkeme heyeti, İstanbul Teknik Üniversitesi'nce oluşturulan teknik heyetin tekrar bilirkişi raporu düzenlemesine karar vermişti. Raporun henüz dosyaya gelmediği görüldü.
Söz verilen mağdur aileler, serbest bırakılan sanıkların tutuklanmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi. Yaşanan olayın bir iş kazası olmadığını vurgulayan aileler, İl Milli Eğitim Müdürü, muhtar ve diğer sorumlulardan şikayetçi olduklarını yineledi.
'Adalet suçlulara cezasını versin'
Ailelerden Teslime Aydoğdu, yargılanan 4 sanığın önceki duruşmada tahliye edilmesine tepki gösterdi. Aydoğdu, "Kendiliğinden olan bir kaza değil. Herkesin cezasını çekmesini istiyorum. Biz yavrularımızı zorunlu eğitim için teslim ettik. Kader diyorlar. Her saniye ciğerim yanıyor. Adalete sığınıyoruz. Herkes çocukların kaderini kendisi yazmış gibi konuşuyor. Adalet suçlulara cezasını versin" diye konuştu.
Sanıkların tutukluluk halinin devamı talep edildi
Müşteki avukatları da yaptıkları savunmalarında tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Avukatlardan Evren İşler, daha önce sanık avukatı olan bir kişinin bugün davayı izlemek için geldiğini belirterek, bunun cemaat yapısının kanıtlarından biri olduğunu belirtti.
Yine ailelere görülen duruşmalar sonrasında saldırılarda bulunulduğunu anımsatan Evren, İl Milli Eğitim Müdürü’nün kendisi ile görüşen ailelere "Beyaz kağıtta kara olsanız size inanmam. Çocuklarınız YİBO'da da olsa yanacaktı" şeklindeki sözler sarf edildiğini ifade etti.
'Dosyalar birleştirilsin'
Ardından ara verilen duruşma müşteki avukatlarının savunmaları ile devam etti. Müşteki avukatları Aladağ yurt faciasında "gözetim ve denetim görevini ihmal etmek suretiyle görevi kötüye kullanma" iddiasıyla FETÖ’den ihraç edilen ve Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Aladağ eski Kaymakamı Ahmet Ziya Filizer dava dosyasının Aladağ dava dosyasıyla birleştirilmesini istedi.
Sanık avukatları itfiaiyeyi suçladı
Sanık avukatları itfaiyenin sorumluluğu üzerinde durarak talimatla ifade veren itfaiye erlerinin mahkeme huzurunda dinlenmesi ve soru sorma haklarının gerçekleşmesini istedi. Ayrıca yetersiz itfaiye ekibi görevlendirilmesi ile ilgili sorumluların tespit edilerek dava açılması için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasını istedi. Ayrıca sanık avukatları itfaiye ekipleriyle ilgili hazırlanan iddianamenin eksik olduğunu ve geri gönderilmesini talep etti. İddia makamı verdiği mütalaada; Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Aladağ eski Kaymakamı Ahmet Ziya Filizer dava dosyasının Aladağ dava dosyasıyla birleştirilmesinin talebinin reddine, itfaiye ekiplerinin savunmalarının duruşma huzurunda ifade alınmasının reddine ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Yurt müdürü: En Mahrum, en gariban köylerini seçtim
Yurt için Aladağ'ın imkanı olmayan köylerinden öğrenci seçtiğini söyleyen yurt müdürü Cuma Ali Genç, İlçe Milli Eğitimin yönlendirilmesiyle öğrenci toplamadığını savundu. Genç, ailelerle yaptığı görüşmeler sonucunda öğrencileri yurda aldığını belirterek, "Aladağ'ın en mahrum, en imkansız, en garip köylerini ben seçtim. Ben kendim köyleri dolaştım. Muhtarlar köylerine yardımcı olmak hususunda yardımcı olmuş olabilir. Bunları bugüne kadar söylemememin nedeni ailelerin acılardır. Ben 'Yurt müdüründen şikayetçi değilim' demelerini isterdim. Yurdu bilmiyorlar iftira atıyorlar" dedi. Yangın anıyla ilgili konuşan Cuma, "Yangın benim yurdumda çıktı. Kapıları kısaydı deniyor. Duman bütün binayı sarmıştı. Maske ya da korunacak bir şey yok. Kurtarma imkanım olsaydı neden müdahale etmeyeyim" diyerek kendisini savundu.
“Hiç bir aile yurda gelmemiştir. Yurdu görmemiştir. Sadece bir aile gelip görmüştür” diyen Cuma, ailelerden kendisi hakkında şikayetçi olmamasını beklediğini söyledi. Yangının elektrik ana panosundan çıktığını söyleyen Cuma, TEDAŞ'ı suçladı. Kendisine iftira atıldığını öne süren Cuma, "Ben evi ve yurdu yanan bir insanım. Birinci katı kurtaran biziz. Bu işi yaşayan ve gören bilir. Benim yurdum yangın denetimine uygundur. Denetim raporları gerçeği yansıtmıyor" iddiasında bulundu. Cuma, beraat ve tahliyesini talep etti.
Yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneğinin Başkanı İsmail Uğur da, hasta olduğunu ve tahliye edilmesini talep etti.
Tutuklu sanıkların tahliyesi istendi
Sanık avukatları itfaiyenin sorumluluğu üzerinde durarak talimatla ifade veren itfaiye erlerinin mahkeme huzurunda dinlenmesi ve soru sorma haklarının gerçekleşmesini istedi. Ayrıca yetersiz itfaiye ekibi görevlendirilmesi ile ilgili sorumluların tespit edilerek dava açılması için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasını istedi. Yangının çıkış nedeni ile ilgili itirazda bulunan sanık avukatları, yangının girişteki panodan değil resepsiyon odasındaki kablodan çıktığının raporda yazdığını belirterek "Yine bilirkişiler raporundan ana panoda sayaç ve sigortanın olduğunu belirlemişlerdir" dedi. Yangının çıkış nedenine yoğunlaşan sanık avukatları TEDAŞ'ın çıkış nedeni olarak doğru bağlanmayan sayaç olduğunu ve itfaiyenin yeterli olup olmadığına dair belgelerin istenmesini istedi. Avukatlar, tutuklu sanıkların tahliyesini talep etti.
Adana Büyükşehir Belediyesi'nin müdahillik talebine ret
Bir saatlik aradan sonra mahkeme heyeti kararını açıkladı. Adana Büyükşehir Belediyesi'nin katılma talebi reddedildi. Raporlar arasındaki çelişkiler dikkate alınarak tüm sanıkların kusur yönünden değerlendirilmesi için İTÜ bünyesinde akademisyenlerden, yangın konusunda uzman ve dernekler mevzuatına hakim kişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi raporunun beklemesine karar verildi.
Duruşma ertelendi
İtfaiye erlerinin dinlenmesi talebi reddedildi. İsmail Uğur'un sağlık durumunun kötü olması gerekçesi ile Adana Şehir Hastanesinden rapor alınması talebi ATK raporuna göre cezaevi şartlarında hayatını idame için reddedildi.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 7 Eylül tarihine erteledi.