
'Nafaka düzenlemesi boşanma kararına bir müdahaledir'
- 09:06 5 Mayıs 2018
- Hukuk
DİYARBAKIR - Avukat Elif Tirenç İpek Ulaş, nafaka düzenlemesinin kadının şiddet ortamından çıkmak için verdiği boşanma sürecine algısal bir müdahale olduğunu belirterek, “Hükümetin kadınların yaşamına, bilincine ve kararına ciddi bir müdahaledir” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Adalet Bakanlığı arasında bir müzakere sonucu ortaya çıkan süresiz nafakanın kaldırılmasına dönük bir düzenleme gündemde. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı "Boşanılan eş hiçbir zaman SGK gibi görülmemeli" değerlendirmesinde bulunurken, kadın örgütleri ise "Bu düzenleme kadını evliliğe mahkûm ediyor. Bu dayatmayı kabul etmeyeceğiz" diyerek tepki gösterdi. Nafaka düzenlemesini Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Elif Tirenç İpek Ulaş değerlendirdi.
Düzenlemenin boşanmış ve ömür boyu nafaka ödeyen bir grup erkek tarafından sosyal medyada dillendirmesiyle başladığını hatırlatan Elif, TBMM'ye sürekli şikâyet dilekçesi gönderilerek bir baskı oluşturulduğunu söyledi. Bunun üzerine Meclis’in "Biz şikâyetleri aldık buna dair Adalet Bakanlığı'ndan görüş istiyoruz" diyerek süreci başlattığını kaydeden Elif, "Adalet Bakanlığı verdiği yanıtta daha önce Anayasa Mahkemesi'nin bu hükmün kaldırılması hakkındaki kararı da gerekçe göstererek, 'yapılması gerekir' diye de görüş bildirdi ve bir rapor hazırlayarak Meclis’e sundu. Bakanlık bir yandan yasal düzenlemeleri açıklıyor ama bir yandan da kendi zihniyetini ortaya koyan, süresiz nafakanın değişmesi gerektiğini bildiren değerlendirme ve taleple bir rapor sunuyor. Bu şekilde süreç başlıyor" ifadelerini kullandı.
'Nafaka düzenlemesi kadın lehine değil'
Belirlenen tasarıyla nafaka düzenlemesinin içeriğinde yalnızca “süresiz” ifadesinin kaldırılacağını belirten Elif, bu ibarenin değişmesinin yanında nafakaya dönük belli ağır şartlar getirilecekmiş gibi gösterildiğini ancak o şartların zaten mevcut yasada bulunduğunu aktardı. Elif, "Mevcut kanunda belli şartları taşıyan kadın ya da erkek eğer boşanmadan sonra yoksulluğa düşecekse hakkında nafakaya hükmedilir ve orada 'süresiz' diye bir ibare vardır. Ancak nafaka hükmedildikten sonra eğer bu şartlar ortadan kalkarsa mahkemenin kararı üzerinden nafaka kaldırılabiliyor. Yani nafaka hiçbir şarta bağlı olmaksızın süresiz direkt kadına verilen bir şey değil. Her başvuran kadın ya da her boşanma talebiyle dava açan kadın nafaka alır diye bir şey yok" diye konuştu.
Elif, kadınların yasal haklarının elinden alınmasından günlük yaşamlarına müdahale edilmesine kadar hükümetin mevcut zihniyetini ortaya çıkaran birçok pratiğin bulunduğunu vurguladı. Elif, "Nafaka düzenlemesine de baktığımızda kadın lehine bir bakışla ortaya çıkmadığını görüyoruz. Kadınlara şu mesaj veriliyor; 'Siz boşanmayı düşünürseniz biz sizin güvenceniz olan nafakayla ilgili böyle bir karar vereceğiz. Buna göre tekrar oturun düşünün.' Aldığımız başvurulardan da biliyoruz kadınlar boşanma kararı alırken en çok düşündükleri mesele ekonomik durumları. 'Eğer boşanırsak benim ekonomik geçimim nasıl olacak? Ekonomik anlamda hayatımı nasıl idame ettireceğim?' diye çok ciddi bir kaygı taşıyorlar" dedi.
'Düzenleme kadınlara algısal bir müdahaledir'
Nafaka meselesinin boşanma kararı alırken en önemli etkenlerden biri olduğunu dile getiren Elif, kadınların sırf nafaka alamayacağı için boşanma kararından vazgeçtiklerini söyledi. Yapılan yüzlerce başvuruda kadınların yaşamsal, ekonomik kaygılarla evlilikleri içerisindeki şiddet ortamında yaşamaya devam ettiklerini belirten Elif, şöyle dedi: "Bu düzenleme, kadının o şiddet ortamından çıkmak için karar verdiği boşanma sürecine direkt algısal bir müdahaledir. Hakkını bilen, bilinçli, politik kadın belki bunu çok iyi çözümleyebilir ancak kadınların birçoğunun da bu konuya ilişkin bilgisinin olmadığını söylemek aslında çok haksız bir tespit olmaz. Bu anlamda bu düzenlemeyi hükümetin algısal olarak kadınların yaşamına, bilincine, kararına ciddi bir müdahalesi olarak değerlendiriyorum."