
İstismar faili aile için 'terörist' dedi, beraat etti
- 09:15 8 Şubat 2018
- Hukuk
DİYARBAKIR - Diyarbakır’da yaşayan 58 yaşındaki H.Ö. isimli erkek G.A. isimli bir çocuğu cinsel istismara maruz bıraktı. Mağdur çocuk tutuksuz yargılanan istismar faili aynı mahallede yaşamak zorunda bırakıldı. Mahkeme "delil yetersizliği" gerekçesiyle sanık hakkında beraat kararı verdi.
Diyarbakır'da yaşayan 58 yaşındaki H.Ö. isimli erkek, 28 Haziran 2016 günü aynı mahallede yaşayan komşularının çocuğu G.A'dan elindeki poşetleri evine götürmesini istedi. Bunun üzerine ağlamaya başlayan çocuk o sırada yanında bulunan annesine gitmek istemediğini söyledi. Annesinin ısrarı üzerine yaşadıklarını anlatan çocuk, H.Ö.'nün kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. Anne çocuğun söylediklerinin ardından polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında pedagog gözetiminde ifadesi alınan çocuk, şüphelinin evli olduğu kadının gönderdiği yemeğin kaplarını geri götürdüğü gün H.Ö.'nün kendisini cinsel istismara maruz bıraktığını ancak korktuğu için ailesine anlatamadığını söyledi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve ifadesinde suçlamaları reddeden H.Ö., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra yeniden mağdurun yaşadığı mahalleye döndü. Soruşturmanın tamamlanması üzerine tutuksuz sanık H.Ö. hakkında, “Çocuğun cinsel istismarı” ve "Cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 23 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
Sanığı görünce ağladı
Diyarbakır 6’cı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin ardından tutuksuz sanık H.Ö. yargılanmaya başlandı. Duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan sanık savunma yaptığı sırada, salonda bulunan mağdur çocuk ağlamaya başladı. Duruşmadaki pedagog, mağdurun sanığı görmek istemediğini, gördüğü zaman olumsuz etkilendiğini ifade ederek, çocuk ile sanığın karşı karşıya gelmemesini gerektiğini belirtti. Bunun üzerine, çocuğun salondan çıkarılmasına karar verildi. Mağdurun savunmasının alındığı sırada da sanığın SEGBİS ekranındaki görüntüsü kesildi.
Suçtan aklamak için ‘yeğeni tereröst’ dedi!
Sanık H.Ö. iftiraya uğradığını ileri sürerek, "Bu annesinin iftirasıdır. Amcamın 2 oğlu korucudur. Mağdurun annesi bu nedenle bana düşman oldu. Benim suçla hiçbir ilgim yok. Annesinin yeğeni teröristtir ve çatışmada ölmüştür. Ben kendisine, ‘Senin yeğenin teröristti. Asker polis şehit, o şehit değil, cennetlik değil’ dedim. Bunun üzerine iftira attı” sözleriyle suçtan aklanmaya çalıştı.
Avukatı suçladı
Karar duruşmasından önce mahkemeye başvuran sanık avukatı, olayın basına yansıması nedeniyle mağdur avukatı Muhammed Çalışkan hakkında, “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten” suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Davanın medyada haber olması nedeniyle mağdur avukatının savcıyı hedef gösterme ve mahkeme üzerinde baskı oluşturma çabasında olduğunu iddia eden sanık avukatı, "Mağdur avukatı basına bu haberi servis ederek, toplumumuzda hassas bir konu olan cinsel istismar meselesini kendi amaçlarına alet etmiş ve sanığın beraatını isteyen savcıyı hedef yapmıştır. Haberin servis edilmesi mahkeme heyeti üzerinde baskı kurma amaçlıdır. Mağdur avukatı ve haberi yapanlar ve yayınlayan medya organları görülmekte olan davayı etkilemeye çalışmışlardır. Bu nedenle suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz "dedi.
Davanın son celsesinde söz hakkı verilen savcı, sanığın iddia edilen suçlardan beraatına karar verilmesini istedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay ise, ailenin olayı öğrendiği anda yetkili makamlara başvurduğunu söyleyerek, sanık ile mağdur aile arasında iftira atmayı gerektirecek bir husumetin olmadığını ve sanığın cezalandırılmasını talep etti.
'Bu akdar ayrıntıyı bilmesi mümkün değil'
Mağdur avukatı Muhammed Çalışkan da, mağdur ve sanık taraflar arasında olay duyulmadan önce komşuluk ilişkisi olduğunu vurgulayarak, çocuğun cinsel istismar ile ilgili bu kadar ayrıntıyı bilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Bunun bile tek başına olayın gerçekleştiğini gösterdiğini dile getiren Muhammed, “Sanık sürekli husumet ve terör yandaşlığından bahsetmiştir. Bunlar da suçtan kurtulmaya yöneliktir. Sanığın her iki suçtan ayrı ayrı üst sınırdan cezalandırılmasını ve tutuklanmasını talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulundu.
Mahkeme somut bir delil elde edilemediği gerekçesiyle H.Ö. hakkında beraat kararı vererek, sanığa hazineden 4 bin 360 lira avukatlık ücreti ödenmesine de hükmetti.