Özyönetim direnişlerinin ardından, Kürdistan il ve ilçelerinde görev yapan eşbaşkanlar dahil bir çok yurttaş, ‘gizli tanık’ ifadeleri yüzünden tutuklandı. Gizli tanıkların büyük bir bölümü ise ilk duruşmada ifadelerini geri çekti. Birçok gizli tanık, kendilerine ait olduğu iddia edilen beyanların işkence zoru ile söyletildiğini açıkladı. 

 

Nusaybin’de özyönetim direnişleri sonrası gözaltına alınan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan A. ve T. isimli iki tutuklu, davanın ilk duruşmasında,  “İlk ifadelerimiz işkence zoru ile alındı. Bu ifadeleri kabul etmiyoruz” dedi. Tutsakların bu beyanına Yargıtay’dan, “İlk ifadeleri ne diyorsa o dikkate alınacak” şeklinde geri dönüş yapıldı. 

 

Cezanın temyizi ve beraat talebine karşı, mahkeme heyetinin verdiği ret kararında ise şu ifadeler yer aldı: “Dosya kapsamına göre başka dosya sanığı olup, dosyada tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulan tanıklar A. ve T.’nin dosyada ki yargılama sırasında verdikleri ilk beyanlarından dönmelerine karşın bu hususta makul bir açıklama getirmemelerine ve her iki tanığın da yargılandıkları dosyada hukuka uygun olarak alınan ilk beyanlarında sanığın YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiğini, PKK terör örgütü mensupları ile birlikte hendek kazdığını, barikat yaptığını bildirmiş olmalarına göre tanıkların ilk beyanlarına itibar edilmesinin gerektiğini gözlenmiştir.”

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gidecekler!

 

Mahkeme heyetinin de Yargıtay’ın da, tutsakların verdikleri ilk ifadenin her zaman doğru sayılacağı ve değiştirilmeyeceği şeklinde karar kılmasının ardından avukatlar harekete geçti. Özellikle Nusaybin’de gözaltına alınan ve yargılanmaları devam eden 47 kişi için çok kritik olan bu karara itiraz etmeye hazırlanan avukatlar, konuyu Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşıyacak. İşkence altına alınan ifadelerin kabul edilip edilmeyeceğine yönelik nihai kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu verecek.