Sur'dan çıkarılan 11 çocuğun davası yeniden görüldü

  • 13:08 9 Ocak 2018
  • Hukuk
DİYARBAKIR - Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı nedeniyle ilçede 103 gün mahsur kalan ve ardından açılan koridordan tahliye edilen 11 çocuk tutuklanarak, haklarında 36 yıl 8 ay hapis cezası verilmişti. İstinaf Mahkemesinin kararı bozmasının ardından çocuklar yeniden yargılanmaya başlandı.
 
Sur’da ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından 103 gün boyunca süren çatışmalar nedeniyle ilçede mahsur kalan 11 çocuk 3 Mart 2016 tarihinde oluşturulan “Yaşam koridoru” ile tahliye edilmişti. 3’ü tutuklu 11 çocuk hakkında “örgüt üyesi” oldukları iddiasıyla açılan davada verilen 36 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına avukatları itiraz ederek İstinaf Mahkemesine göndermişti.  Kararı bozan mahkeme,  bozma gerekçesinde, çocukların eylemlere katıldığı yönünde dosyada delil olmadığı, yasal ve yeterli olmayan bir gerekçeyle karar verildiği için kararın bozulduğu açıkladı. İstinaf Mahkemesi çocukların başka suçları olup olmadığının araştırılması varsa dosya ile birleştirilmesini isteyerek bozdu. Dosyanın bozulmasının ardından davanın ilk duruşması Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
 
Duruşmaya tutuklu bulunan Ö.S., M.Ç. hazır edilirken, F.Y., R.A, ise SEGBİS üzerinden hazır edildi. Tutuksuz yargılanan M.F.D., Ş.A, A.A., R.H., F.B., M.S.K., S.K.  ve avukatları katıldı. Çocuklar önceki savunmalarını tekrarladıklarını söyledi.  Avukatlar savunmalarında İstinaf Mahkemesinin bozma gerekçesinde belirtildiği gibi TCK'nın 302 (Müebbet hapis) kapsamında değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Müvekkillerinin mağdur olduğunu dile getiren avukatlar, herhangi bir eylemi ve somut delilin olmadığını, istinafın bozma kararında 302 yönünden araştırma yapılmasının talep edilmesi yönünü kabul etmediklerini vurguladı.
 
2 çocuğa dair belge HPG’li bir kişinin üzerinde çıkmış! 
 
Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararın nedeniyle çocukların herhangi bir eyleminin olup olmadığının araştırılması için TEM’e yazdığı yazılara gelen cevapları okudu. TEM Şube Müdürlüğü’nün verdiği cevapta çocuklardan M.Ç., Ö.S.ve F.Y'nin 2016 yılında Bingöl'de yapılan operasyon sırasında Nevzat Gündüz (Azad Farqin) isimli HPG’linin üzerinde ele geçirilen dijital dokümanlardan yapılan inceleme sonucunda bu çocukların örgüte katıldıklarına ilişkin belgenin ele geçirildiğini iddia edildi. Belgenin çocuklara ilişkin olan kısmının mahkemeye gönderildiği öne sürüldü.
 
F.Y., 2015 yılında başka bir dosyada örgüte katıldığını beyan ettiğini, örgütün kendisinden isim aldığını, ele geçirilen dokümanın bu olabileceğini belirterek, Azad Farqin diye birini tanımadığını vurguladı. Kürtçe savunma yapmak isteyen Ö.S’nin savunması tercüman olmadığı gerekçesiyle alınmadı. M.Ç. ise hakkındaki iddiaları kabul etmedi.
 
Ardından ara veren mahkeme, tutuklu bulunan Ö.S.'nin söz konusu dokümanların ele geçirilmesinden sonra bundan dolayı herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının Bingöl ve Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına, TEM Bürolarından sorulmasına ve diğer eksik hususların giderilmesine karar verdi.
 
Mahkeme tutuklu bulunan çocukların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı Şubat ayına erteledi.
 
Ne olmuştu?
 
Diyarbakır Sur İlçesi’nde 28 Kasım 2015 tarihinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. 103 gün boyunca süren yasak nedeniyle 11 çocuk ilçede mahsur kalmıştı. 3 Mart 2016 tarihinde HDP’li Milletvekillerinin girişimleri sonucu oluşturulan “yaşam koridoru” ile tahliye edilen 11 çocuk gözaltına alınmıştı. Mahkemeye çıkarılmasının ardından serbest bırakılmıştı.
 
Daha sonra Çocuklar hakkında hazırlanan iddianame Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. “Örgüt üyesi olmak” ile suçlanan çocuklara 10’şar yıl hapis cezası istendi.11 çocuk hakkında hazırlanan iddianamede, “Teslim oldukları” ve “SSÇ” (Suça sürüklenen çocuk) ifadeleri kullanıldı. Emniyette, çocuklara yaptırılan fotoğraflı teşhis tutanaklarının delil olarak gösterildiği iddianamede, çocukların yiyecek bulmak ve sığınmak amacıyla terk edilen evlere girmesinin “hırsızlık amaçlı” olduğu savunuldu.
 
103 mahsur kaldılar
 
Çocukların Sur’da YPS’lilere, “Bulaşık yıkadığı, odun kırdığı, ateş yakma, getir ve götür işlerinde çalıştıkları” ileri sürüldüğü iddianamede, bazı çocukların ise operasyona katılan asker ve polislere karşı “silah kullandığı” ve “nöbet tuttuğu” iddia edildi. İddianamede, çocukların elbiselerinden ve üzerinden alınan swaplarında yapılan incelemede, ateşli silah ve patlayıcı artıklarına rastlanıldığı belirtildi. Sur’da yaralı olarak çıkarılan ve ameliyat edildikten sonra tutuklanan 16 yaşındaki F.Y.’nin vücudundan çıkarılan 5 adet metal (şarapnel) parçasında yapılan incelemelerde “Güçlü patlayıcı maddeler olan HMX, RDX ve TNT kalıntılarının” tespit edildiğine yer verildi. Çocukların iddianamede yer alan ifadelerinde, üzerine atılı suçlamaları kabul etmezken, gezmek, akrabalarını ziyaret etmek ve çalışmak için gittikleri Sur’da, çatışmalar nedeniyle mahsur kaldıkları ve çıkamadıklarını ifade etti.
 
İddianamenin “Hukuki değerlendirme” bölümünde çocuklar için “Örgüt üyesi” ifadesi kullanılırken, çocukların Sur operasyonun bitmesi aşamasında “teslim oldukları” iddia edildi. İddianamenin devamında çocuklar için “SSÇ’lerin kendi istekleriyle silahlı örgütün amaçları doğrultusunda hareket etmek ve silahlı örgütün amacına hizmet maksadıyla örgütün hiyerarşik yapısına dâhil oldukları, örgüt yöneticilerinden emir ve talimat aldıkları, bu doğrultuda güvenlik güçlerine karşı yapılan silahlı eylem ve direnişlere diğer örgüt üyeleri ve yöneticileriyle katıldıkları, uzmanlık raporları, teşhis tutanakları, SSÇ’lerin savunmaları ve tüm dosya kapsamında anlaşılmakla” iddialarında bulunuldu.
 
Yargılamayı yapan Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, 5 çocuğu ‘örgüte üye olmak’ suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.  Çocukların 12-15 yaşlarında olmasını ve iyi halini indirim nedeni kabul eden mahkeme, cezaları 2,5 yıla indirdi. Mahkeme, cezanın ertelenmesine hükmetti.