Hatun Tuğluk'un cenazesine saldıranların yargılandığı dava ertelendi

  • 15:00 5 Ocak 2018
  • Hukuk
ANKARA - Hatun Tuğluk'un cenazesine yönelik saldırıya ilişkin görülen davanın duruşmasında sanıklar ilk ifadelerinde söylediklerini inkar ederken, avukatların sanıklar hakkında yalan beyanda bulundukları için talep ettiği suç duyurusu da mahkemece reddedildi.  Bir sonraki duruşma 2 Mart tarihine ertelendi. 
 
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un cenazesine yönelik saldırı davasının dördüncü duruşması Gölbaşı 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. TOMA ve çevik kuvvet polisleriyle yoğun güvenlik önlemleri alındığı Gölbaşı Adliyesi'nde görülen davayı izlemek için gelen HDP'liler, adliye binasına alınmazken, avukatlar duruma itiraz etti. Bunun üzerine, . 2 HDP'li duruşmayı izlemek için mahkeme salonuna alındı. Duruşmaya 19 tutuksuz sanık, avukatları ve mağdur avukatları katıldı.
  
Daha önce aksini iddia eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu, olaya dair, "İki grup arasında sözlü faşistler, komünistler, Ermeniler kendi topraklarınıza gidin cenazenizi oraya gömün diye bağrışmalar oldu" şeklindeki ifadesiyle yalanlayan polis memuru Cumali Çiğdem dinlendi.
 
'Hiç bir şey görmedim' iddiası
 
İlk ifadesinde olayları ayrıntılı şekilde anlatan Cumali, mahkemedeki ifadesinde hiçbir şey görmediğini duymadığını iddia etti. Sözlerine başlamadan hasta olduğunu konuşmakta zorlandığını ileri süren Cumali,  "Cenaze gelmeden mezarlıkta görev aldım. Cenaze konvoy eşliğinde geldi. Büyük bir kalabalıkla  geldi. Bu esnada meraklı bir kalabalık mezarlığa girmişse bizim bundan haberimiz yok. Kimse gelip cenazeye ve cenaze yakınlarına karışmadı, hiçbir şey demedi. Sonradan bölge halkından gelip protesto etmişler ben o esnada orda değildim. Kimse cenaze yakınlarına saldırmadı ben öyle bir olay görmedim. Orda çıkan olayları görmedim, ben ayrılana kadar orda bir olay yaşanmadı" diye konuştu. 
 
'Herkes olabilir'
 
Hakimin ısrarla "Orada her hangi bir sorun gördünüz mü?" sorusuna, bir dakika önce hiçbir şey görmediğini söyleyen Cumali, "İki tarafta birbirine karşılıklı bağırdı doğal olarak, benim olduğum yerden net olarak duyamayacağım kelimeler sarf edildi. Bir topluluk vardı bu topluluğun içerisinde cenaze yakınları da olabilir, herkes olabilir" diye yanıtladı. 
 
Mağdur avukatlarının sorularına yanıt veren Cumali, "Mezarlık duvarının üstüne çıkan da oldu, ama güvenlik güçleri müdahale etti. Ben ağırlıklı olarak anlaşılması güç bağrışmaları duydum" dedi.
 
Müşteki avukatı Kenan Maçoğlu'nun mezarlık ile saldırgan grup arasındaki mesafeyi sorması üzerine "Ben bu soruları ret ediyorum" diyen Cumali, daha sonra "Şahit olmadığım için cevap veremeyeceğim. Mezar ile saldırgan grup arasındaki mesafeyi ölçmedim" şeklinde konuştu.
 
Yalan beyana suç duyurusu talebi
  
Müşteki avukatı Alişan Şahin'de, tanık polis memuru Cumali'nin yalan beyanda bulunduğunu belirterek, "Kolluktaki ifadesinde ayrıntılı bir şekilde ifade veren, Cumali Çiğdem, burada ifadelerini yalanlamaktadır. Tanık hakkında yalan beyanda bulunmaktan suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz" dedi.
 
'Kalabalık 40-50 kişiyi buldu'  
 
Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü TEM Büro Amir Vekili İlyas Talu da, "Mezarlığa saat 15.30 sularında gittim. Daha sonra ilerleyen saatlerde kepçe geldi defin yerini kazdılar ve ayrıldılar. Daha sonra 19:30 sularında cenaze konvoy halinde geldi biz mezarlık içindeydik. Emniyet tedbirlerimizi aldık. Hava karanlıktı kimin söylediğini bilmiyorum ancak; 'Siz kimsiniz ne yapıyorsunuz niye bu cenazeyi buraya gömüyorsunuz?' diyenler oldu. Ancak kim olduklarını bilmiyorum. Biz emniyet tedbirimizi dışarıdan içeri kaydırdık. Dışarıda 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları atıldı. Dışarıda önce 20-30 kişiydi defin işlemi devam ederken kalabalık 40-50 kişiyi buldu" dedi. 
 
Avukat Kenan, İlyas'a "Polisler yalvarır şekilde, saldırganlara 'lütfen buradan ayrılın', 'lütfen burayı terk edin' 'Türk Polisine güvenmiyor musunuz?' sözleri söylendi mi?" sorusunu yöneltirken İlyas, "Türk polisi yalvarmaz ancak ikaz eder bu ithamları kabul etmiyorum" diye cevapladı. İlyas ayrıca cenazeye saldıran şahıslara "saldırgan" denilmesinden rahatsız olduğunu, o şahısların İncek köyünün sakinleri olduğunu söyledi.
 
Köy muhtarı tanıklıktan çekildi
 
Verilen aranın ardından konuşan İncek Köy Muhtarı Abdullah Teber, sanıklardan Selçuk Arslan'ın eşinin kardeşi olduğunu bu yüzden tanıklıktan çekilmek istediğini beyan etti. Mahkeme heyeti bu talebi kabul ederek Abdullah'ı dışarı çıkarttı.
 
Sanıklar ve sanık avukatları bu aşamada bir diyeceklerinin olmadığını duruşmalardan vareste tutulmak istediklerini beyan etti. Mağdur avukatı Kenan, tanık polis memuru Cumali'nin beyanlarındaki çelişkilerden kaynaklı mahkemeye yalan beyanda bulunmasından kaynaklı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiklerini beyan etti.
 
Suç duyurusu talebi reddedildi
 
Mahkeme tanık polis memuru Cumali hakkında suç duyurusunda bulunulması talebinin reddine, tanıkların beyanlarında etkili olacağı ve teşhis işlemi yaptırılabileceği gözetilerek sanıkların duruşmalardan vareste tutulması yönündeki taleplerinin reddine, bir sonraki duruşmada hazır edilmelerine karar verdi. 
 
Bir sonraki duruşma 2 Mart tarihine ertelendi.