Çocukları katleden zırhlı araç sürücüsü polis tahliye edildi

  • 17:07 17 Ekim 2017
  • Hukuk

ŞIRNAK - Silopi’de panzer tarafından ezilerek katledilen 2 kardeşin ölümüne sebebiyet veren tutuklu polis Ömer Yeğit’in yargılandığı davanın ilk duruşması görülüyor. Ömer Yeğit ehliyetinin olmamasına rağmen daha önce farklı yerlerde görevlendirildiğini belirterek, olaydan kendisini görevlendiren emniyet müdür ve yetkilileri sorumlu tuttu. 

Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka mahallesinde 3 Mayıs gecesi uykudaki Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında açılan davanın ilk duruşması Cizre 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Davanın görüldüğü adliye binası polis ve özel hareket timleri tarafından ablukaya alındı. Duruşmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Leyla Birlik, Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, Özgürlükçü Hukukçular Platformu’na (ÖHP) üye çok sayıda avukat ile panzer altında ezilen çocukların yakınları katıldı. Şırnak T Tipi Cezaevinde tutuklu olan polis memuru Ömer Yeğit ve onu görevlendiren polis Murat Maden de duruşma salonuna getirildi. 
 
‘Bilirkişi raporu yeniden hazırlanmalı’ 
 
Duruşmada ilk olarak savunma yapan Ömer, herhangi bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek,  "Kaza olmasını istemezdim. Durduğunda ayağım frene basılı halde idi. Hayatın olağan akışının aksine aracın freni tutmadı. Tek başıma kullandım. Aracı çalıştırıp kazayı engellemek için çok çabaladım ancak engel olamadım" dedi. Bilirkişi raporlarında yer alan bilgilerin aksine aracın durmamasının, sisteminden kaynaklandığını iddia eden Ömer, "Bilirkişiler ‘eğitimli personel olsa kaza engellenir’ diyor ancak öyle bir durum yok. Elimden gelen tüm müdahaleye rağmen araç fren sistemi devreye girmedi. Ayağım frene basılı haldeydi" diye konuştu.
 
‘Belgem yok’ 
 
Panzer kullanmak için belgesinin olmadığını dile getiren Ömer, "Önce AKP binasında görevliydim. Sonra TOKİ önünde görevlendirildim. MHP binası açılınca panzer aracına yine ben görevlendirildim. Emniyette 3 panzer aracı vardı ancak belgesi olan 2 polis vardı. 3'üncü panzere emniyet müdürünün sözlü talimatı ile ben görevlendirildim. Daha önce Doçka eğitimi de almadım ama kullanmak için görevlendirildim. Kursa yazılmıştım ama belge almadan kaza meydana geldi. Araçta en az 2 polis olmalıydı ancak ben tek başıma devriye attım" ifadelerini kullandı. 
 
'Kazadan emniyet yetkilileri sorumludur'  
 
Kurs almamasına rağmen kullandığı araçla yaptığı kazadan emniyet müdürü ve yetkililerin sorumlu olduğunu dile getiren Ömer, "Kullandığım araç hakkında herhangi bir kurs almadım. Kullandığım araç hakkında bir sertifikam olmamasına rağmen araç için günlük nöbet devriyesine ben görevlendirildim. Medyada yapılan asılsız haberler yüzünden de psikolojim bozuldu. Bu aracı kullanma sertifikam olmamasına rağmen görevlendirildiğim için bu kazadan emniyet müdürü ve yetkililer sorumludur" diye konuştu.  Ömer, son olarak kazadan sonra emniyetin panzer tipi araç kullanması için sertifikalı polisler aldığını ve bunun incelenmesi gerektiğini söyledi. 
 
Savunmadan sonra Aile avukat Rojhat Dilsiz, yazılı savunma sırasında sanığın söylediği isimlerin neden tutanakta yer almadığına dikkat çekti. Rojhat, "Sanık aracı kullanma noktasında eğitiminin olmadığını ve bunu bilen yetkilerin olduğunu ifade etti. Silopi ilçe emniyet müdürü bunu bilmesine rağmen neden iddianameye eklenmedi. Bu isimlerin yeniden tutanağa geçmesini istiyoruz. İddianamede neden sadece görevlendirmeyi yapan Murat Maden var?"  diye sordu. 
 
Avukatlar soruların ardından mahkeme heyetine olay yeri krokisinin yanlış ve taraflı çizildiğini belirterek, gerçek krokiyi mahkeme teslim etti. 
 
'Asıl görevlendirme ilçe emniyet müdürü tarafından verildi' 
 
Mahkeme Ömer'in savunmasından ve avukatın sorularının ardından bir diğer sanığı yani görevlendirme yapan amir Murat Maden'i dinledi. Murat da suçu kaymakama yükleyerek, "Burada bir sorumlu varsa o da bu görevlendirmeyi yapan Kaymakam Selçuk Erdoğan’dır" dedi.
 
Sözlü savunmaların ardından iki sanık da savunmalarını dilekçe olarak mahkemeye sundu. 
 
Katledilen çocukların annesi Nesime Yıldırım ise, "Ben eşimin yanındaydım. Daha sonra sesler gelmeye başladı. Ben odaya doğru koşmaya başladığım da biri bana 'Korkma bir şey yok' demeye başladı. Ben içeri girdiğimde de bir toz bulutu vardı. Komşuların yardımıyla çocukları çıkardık. Olayın sorumlularından şikayetçiyim" diyerek şikayetini yeniledi.
 
Sanıkların dinlenmesinin ardından, savcı Ömer Yeğit’in tutuklu yargılanma süresi göz önüne alınarak tutuksuz yargılanması talep edildi. Mahkemeye verilen aranın ardından devam edildi. 
 
Ömer Yeğitin avukatı, mahkeme heyetine müvekkilin az oranda görülen kusurunun gözden çıkarılmaması gerektiğini, sanığın bölgede vatani görevini yerine getirdiğini bunun mahkeme heyeti tarafından dikkate alınması gerektiğini kaydederek, müvekkilinin beraatini istedi. 
 
Mahkeme heyeti sanıklardan Ömer Yeğit’in tutuklu yargılanma süresi göz önüne alarak, tahliyesine  karar verdi.
 
Ne olmuştu?
 
Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka mahallesinde 3 Mayıs gecesi MHP İlçe binasını korumak ile görevli 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka araç, bir eve girmiş ve uykuda olan Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olmuştu.  Olayın hemen ardından araç sürücüsü Polis Memuru Ömer Yeğit gözaltına alınıp tutuklanarak Şırnak Cezaevi’ne gönderilmişti. Olaya ilişkin Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş, kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü tutuklu polis Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile ceza istenmişti. 
 
İddianamede yer alan Trafik Bilirkişice hazırlanan raporda ise, zırhlı araç sürücüsü Ömer’in, “Motorlu araç sürücü sertifikasının” bulunmadığı, bu nedenle sürücünün araç ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması sonucunda olayın meydana geldiği vurgulanmıştı. Ayrıca, idarenin ve araç sürücüsünün eşit ve aynı derecede kusurlu olduğu yönündeki tespite yer verilmişti.  Öte yandan iddianamede, şüpheli polis Murat’ın, zırhlı personel taşıyıcı eğitim ve kursu bulunmayan Ömer’i görevlendirmek suretiyle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak” suçunu işlediği belirtilmişti.