Ayşe Gökkan ve Gül Kızıltaş’ın ilk duruşması görüldü

  • 14:24 4 Ekim 2017
  • Hukuk
DİYARBAKIR - Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Haziran ayında gözaltına alınıp tutuklanan DKY ve TJA Aktivisti Ayşe Gökkan ile TJA Aktivisiti Gül Kızıltaş'ın ilk duruşması görüldü. Adli kontrol şartıyla Gül'ü tahliye eden mahkeme Ayşe'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 14 Haziran’da birçok ilde TJA, DTK, DBP, HDP ve HDK üye ve yöneticilerine yönelik başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınıp sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanan TJA ve Dünya Kadın Yürüyüşü Aktivisti Ayşe Gökkan ile TJA Aktivisti Gül Kızılbaş'ın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. 
 
Diyarbakır 9’ncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu bulunan Gül ve Ayşe hazır edildi. Avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada kimlik tespitinin ardından savunmalar yapıldı.
 
‘DTK resmi bir kuruluştur’ 
 
Kürtçe savunma yapan Ayşe, yaptığı bütün çalışmaların resmi çerçevede ve kamuoyuna açık olduğunu dile getirdi. Ortada bir suç olmadığını dile getiren Ayşe, DTK'nin doğal delegesi olduğunu, DTK'nin resmi bir kuruluş olduğunu bununla birlikte birçok derneğe ayrıca üye olduğunu ifade etti. 
 
Farklı tarihte yaptığı konuşmalara değinen Ayşe, "Ben tecrit insanlık dışıdır dediğim de bu zaten uluslar arası sözleşmelerde de geçiyor" dedi. Daha önceki konuşmalarında PKK’nin bir Kürt partisi olduğunu ifade eden Ayşe’ye bu yorumu soruldu. Ayşe PKK’ye ilişkin değerlendirmelerinin sosyolojik tespitler olduğunu ifade etti. 
 
Gizli tanığın asparagas beyanları
 
Ayşe'nin ardından savunma yapan Gül savunmasını Kürtçe yazılı olarak okudu. DTK delegesi olmadığının altını çizen Gül, ancak DTK'nin sivil toplum kuruluşu olduğuna dikkat çekti. Gül, geçmişte DÖKH üyesi olduğunu ve bütün çalışmalarının kadın hakları çerçevesinde olduğunu söyleyerek, illegal bir faaliyete bulunmadığın söyledi.
 
Uzay adlı gizli tanığın hakkında; “Daha önce cezaevindeydi, cezaevinden çıktıktan sonra dağa gitti ve burada örgütün eğitimine katıldı. 2009-2012 yılları arasında KJA sözcüsü oldu” şeklindeki beyanına değinen Gül, “Ben hiç cezaevine girmedim ki çıkayım. Kayıtlara bakıldığında da görülecektir. Belirttiği tarihlerde KJA kurulmamıştı. Doğal olarak sözcülüğünü yapmam mümkün değil" dedi.
 
Ardından savunmaya geçen Gül’ün avukatı Keziban Yılmaz ise, DTK ve DÖKH'ün legal yapılanmalar olduğunu belirterek, suç örgütüymüş gibi yansıtılmaya çalışıldığını vurguladı. Müvekkilinin tahliyesini isteyen Keziban, gizli tanıkların huzurda dinlenmesini talep etti.
 
Ardından Ayşe'nin Avukatı Muharrem Şahin, müvekkilinin DTK'de kadınlara ilişkin çalışmalar yürüttüğünü altını çizerek, DTK'ye iktidar partisi dahil illegal olmayan bir çok örgütün katıldığını vurguladı. Gizli tanıkların huzurda dinlenmesini ve tape kayıtlarının bilirkişi tarafından çözülmesini isteyen Muharrem, müvekkili Ayşe'nin tahliyesini istedi.
 
Savunmaların ardından ara veren mahkeme, Ayşe'nin tutukluluk halinin devamına karar verirken, Gül için adli kontrol şartıyla serbest bırakılması kararını verdi.  
 
Sanıklara ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının İl Emniyet Müdürlüğünden istenmesine, ses kayıtlarının gelmesinin ardından sanıklardan alınacak ses örneği ile konuşmaların sanıklara ait olup olmadığını tespit edilmesi için bilirkişi heyetine gönderilmesine karar vererek davayı 27 Kasım tarihine erteledi.