Ameliyat olan Sara Aktaş tedavisi tamamlanmadan cezaevine gönderildi

  • 09:42 2 Ekim 2017
  • Hukuk

Safiye Alagaş

DİYARBAKIR – Siyasi soykırım operasyonları kapsamında haziran ayında gözaltına alınıp tutuklanan TJA Aktivisti Sara Aktaş, geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle yaklaşık 2 hafta önce anju oldu. Anjunun ardından Sara elleri kelepçeli olarak yoğun bakıma alınıp tedavi edildi. Sara tedavisi tamamlanmadan cezaevine tekrar gönderildiği için aynı gün yeniden fenalaşıp acile kaldırıldı.
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 14 Haziran’da birçok ilde TJA, DTK, DBP, HDP ve HDK üye ve yöneticilerine yönelik başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınıp sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanan TJA  Aktivisti Sara Aktaş, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuluyor. Sara tutuklanmadan önce ciddi kalp kapak hastalığı nedeniyle tedavi görüyordu. Sara’nın belli aralıklarla düzenli olarak ekokardiyografi işlemlerini tekrarlaması gerekiyor. Sara’nın Avukatı Keziban Yılmaz, müvekkilinin sağlık durumuyla ilgili bilgi verirken, tutuklu olarak bulunduğu cezaevinde tedavi olamaması ve cezaevinin sağlıksız koşuları nedeniyle sürekli nefes darlığı ve kalp ritim bozukluğu yaşadığını söyledi.
 
‘Yoğun bakımda kelepçeli tutuldu’
 
Sara’nın 12 gün önce fenalaştığının altını çizen Keziban, “Fenalaşıp bayılması nedeniyle hastaneye kaldırılmış. Hastanede hemen kendisine anju yapıldı. Anju olduktan sonra yoğun bakıma alınıyor. Yoğun bakımda dahi müvekkilin elleri kelepçelenmiştir. Yoğun bakımda kısa bir süre tutulduktan sonra gözetim süresi dolmadan hastaneden çıkarılarak tekrar cezaevinin kötü koşullarına geri götürülmüştür. Cezaevinin sağlıksız koşulları ve yeterli bir tedavinin yapılmaması nedeniyle tekrar fenalaşıp baygınlık geçiriyor. Bu nedenle yeniden acil olarak hastaneye kaldırıp tedavi altına alınıp aynı gün yeniden cezaevine getiriliyor” dedi.
 
‘Tedavi olamasa kalp krizi geçirebilir’
 
Hastalığın gerekli kontroller ve tedavisi yapılmaması halinde hasta için büyük ölçüde hayati tehlike oluşturduğunun altını çizen Keziban, müvvekilinin tutuklanmasıyla birlikte tedavisinin yarım kaldığına dikkat çekti. Sara’nın tedavi olmaması halinde ağır kalp krizi riski grubunda yer alacağını dile getiren Kezban, Sara’nın açık kalp ameliyatı olma durumuyla karşı karşıya kalabileceğini vurguladı.
 
‘Mükerrer bir yargımadır’
 
Sara’nın Kasım 2016 tarihinde İstanbul’da asparagas haberlerle gözaltına alındığını hatırlatan Keziban, şöyle konuştu: “İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde benzer isnatlar, deliller ve suçlamalarla zaten yargılanmaktadır. Yargılanması devam etmektedir. O dosya kapsamında üç-dört ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Tahliyesinden yaklaşık bir ay sonra benzer isnatlar, deliller ve gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Sara ile ilgili olarak altı doldurulmamış olan saçma sapan hukuk isnatlarla şuan cezaevinde keyfi bir şekilde tutulmaktadır. Defalarca mükerrer bir yargılama olduğunu yapılan isnatların aynı şekilde İstanbul dosyasıyla benzer nitelikte olduğu belirtilmesine rağmen hukuk bir şekilde tutulmaktadır.”
 
‘Yaşam hakkı ciddi anlamda tehdit altındadır’
 
Müvekkili Sara’nın yargılanmasına yönelik kadın aktivist olarak sosyal medya hesaplarında yapmış olduğu paylaşımlarda yaptığı kendi fikirleri ve baskıya verilmek üzere cezaevinde bulundurduğu şiir kitabının suç delili olarak kendisine sorulduğunun hatırlatan Keziban, Sara’nın yaşam hakkının ciddi anlamda tehdit altında olduğunu vurguladı.  Keziban, “Devlet gücüyle veya farklı kesimlerce mağdur edilen kadınların yanında bulunursanız onlar için mücadele ederseniz yine Kürt halkının hakları için mücadele ederseniz cezaevinde olursunuz mesajı veriliyor. Devlet 'hastalığınız ne olursa olsun ne kadar ciddi boyutta olursa olsun yaşam hakkınız beni ilgilendirmemektir' diyor. Devletin Sara Aktaş üzerinden verdiği mesaj budur. Cezaevindeki durumu siz kendi başınıza kaldırırsınız demek istiyor” diye konuştu.