
Kobanê Davası’nda Abdullah Öcalan’ın sözü hatırlatıldı
- 18:02 18 Haziran 2021
- Hukuk
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda savunma yapan HDP PM üyesi Pervin Oduncu, “Sayın Abdullah Öcalan ‘40 yıl da geçse bu sorunu barışla çözeceğiz. Bunun başka yolu yok’ demişti. Ben de bugün bunu söylüyorum. Kürt sorunu kangrenleşmiş bir sorun ve ancak barışla çözülebilir” dedi.
Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de bulunduğu 24’ü tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 3’üncü duruşmasının 5’inci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
‘Katliam faili SADAT tarafından eğitildi’
Duruşmada söz alan HDP önceki dönem Parti Meclisi (PM) üyesi Pervin Oduncu, katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz’ın çalışma arkadaşı olduğunu belirterek, başsağlığı diledi. Pervin, “Aileyi çok yakından tanıyorum ve gördüğüm, tanıdığım en temiz aileydi. Bu katliam SADAT tarafından eğitilen birinin eliyle gerçekleşti” sözlerine yer verdi.
‘Şahsımızda yargılanmak istenen çözüm sürecidir’
Mahkeme heyetinin yargılama sürecindeki tutumunu eleştiren Pervin, “İddianame, siyasi iktidarın ihtiyacı doğrultusunda önünüze konuldu ve bizler 3 bin küsur sayfalık iddianamenin bir yerlerine sıkıştırıldık. Şahsımızda yargılanmak istenen çözüm sürecidir. HDP çift taraflı yürütülen çözüm sürecinin yürütücüsü oldu” dedi.
‘Kürt ve feminist kimliğimi taşıdım’
Hak ve adalet arayışının asla bitmediğine dikkat çeken Pervin, herkesin bu arayışa ihtiyacı olduğunu vurguladı. Pervin, kendini tanıtıp ve yaşamından bahsederek, “Urfa’dan İzmir’e göç etmek zorunda kaldık. Yoksul, emekçi bir aileden geliyorum. Hakkımız olmayana asla tenezzül etmedik. Eşitlik, özgürlük ve emek arayışlarından asla vazgeçmedik. Kültür farklılığından dolayı çok zorlandık. Bize de ‘pis Kürtler’ denildi. Ona rağmen Kürt olarak yaşamaya devam ettik. Ben Kürt ve feminist kimliğimi taşıdım ve hep onur duydum” ifadelerini kullandı.
‘Partiler araç siyaset amaçtır’
Siyasetin günlük sorunlara çözüm bulma sanatı olduğunun altını çizen Pervin, “Siyasi partiler yerinde kararlar alabilir ve bunu uygulayabilirse çözüm bulunur. Partiler araç siyaset amaçtır. Türkiye siyasetinin en kritik sürecinde HDP, demokratik siyaseti kendine şiar edinmiştir. HDP siyasi faaliyetlerinin yanı sıra çözüm sürecinin de yürütücüsü oldu. Ülkemizin birikmiş ve çözülmeyen sorunlarına çözüm bulacağına inandığım için HDP’de yer aldım. Kadın özgürlük çalışmalarında yer aldım. HDP’li olmaktan hep gurur duydum hala da gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.
İddianameyi eleştiren Pervin, iddianamenin DAİŞ yokmuş gibi hazırlandığını ifade etti. Pervin, “Biz varız ama IŞİD yokmuş gibi flu bir iddianame hazırlandı. IŞİD yokmuş da insanlar durup dururken sokaklara çıkmış gibi bir izlenim yaratılmış” dedi.
Abdullah Öcalan’ın sözü hatırlatıldı
“Bizler neden buradayız? Neden 38 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor” diye soran Pervin, şunları kaydetti: “Araştırma önergeleri neden kabul edilmedi? O dönemin araştırılmasını isteyen biziz ama bugün illegal ‘terörist’ olarak yargılanan yine bizler oluyoruz, neden? Tutalım ki HDP siyasi iktidarın ihtiyacı doğrultusunda dayanak yapıldı ve kapatıldı. HDP kapatıldığında her şey çözülecek mi? Bu ülkede HDP olmayınca bütün sorunlar çözülecek mi? Ya da bizler ceza aldığımızda, HDP yok sayıldığında bu sorunlar çözülecek mi? Yıllardır askeri yöntemlerle üzerine gidilen Kürt sorunu çözülecek mi? Sayın Abdullah Öcalan ‘40 yıl da geçse bu sorunu barışla çözeceğiz. Bunun başka yolu yok’ demişti. Ben de bugün bunu söylüyorum. Kürt sorunu kangrenleşmiş bir sorun ve ancak barışla çözülebilir.”
‘Bize ceza verin ve sorunu çözün’
“Tüm bunlar çözülecekse bize ceza verin ve sorunu çözün” diyen Pervin, yaklaşık 2 yıl boyunca sosyal medya hesaplarını ele geçiren “Ay Yıldız Timi” isimli grup tarafından tehdit edildiğini kaydetti. Gizli tanığın beyanlarının asılsız olduğuna vurgu yapan Pervin, gizli tanığın kendisi, Emine Ayna ve Ayhan Bilgen hakkında aynı ifadeyi verdiğini belirtti.
‘İnsanlık tarihi mücadele verenlerin eliyle şekilleniyor’
Pervin’in savunmasının ardından avukatı Zeynep Sedef Özdoğan söz alarak, “HDP’liler AKP’lileri eleştirdikleri için mi binlerce kez ceza ile karşı karşıyalar? Bu davanın hiçbir hukuksal değeri yok. İnsanlık tarihi zorbacılar, talancılar eliyle değil, özgürlük mücadelesi verenlerin eliyle şekilleniyor. HDP’nin çalışma amacı da herkes için eşitlik ve özgürlüğü yaşama geçirmektir” diye belirtti.
‘49’lar davası MİT’in eliyle dosyalaştı’
Pervin’in bir diğer avukatı Yezdan Aydın da Hitler dönemindeki hukuku anlattı. 49’lar Davası’na değinen Yezdan, “Davada idam sayısı 50’ye düşürülür. Davada 3 çeşit karar verilir. 49’lar Davası, derin devlet ve MİT'in eliyle dosyalaştı ve Yassıada Davası’yla zamanaşımı olur. Burada söylediğiniz sözler, verdiğiniz her karar arşiv olarak kalacak ve insanlar yıllar sonra da olsa buna ulaşabilecek. Hukuki dayanağı olmayan bir dosyada esasa ilişkin savunma yapmam” şeklinde konuştu.
‘Polisi duruşma salonunda istemiyoruz’
Dün duruşmada yaşanan gerginliği anımsatan Yezdan, “Dün ben savunmamı yırtıp atacaktım. Heyetiniz, ‘HDP binalarına neden saldırılmadı?’ diye sordu. Ardından duruşmaya ara verildi ve verilen arada polisler bize saldırdı. 12 Eylül yargılamalarında bile avukatlar adliye koridorlarında darp edilmedi. Ama evet akşam gidip kafalarına sıktılar. Biz ise dün burada polisler tarafından darp edildik. Gözlüğüm kırıldı. Önümüzde sadece duvar var. Önümüzde oturtulan jandarma, polis ve kolluk bizleri bu duvardan mı koruyor? Biz bunları istemiyoruz. Dünden sonra kolluk kuvvetlerinin benim cübbeme dahi değmesini istemiyorum. Bizler bunları bu duruşma salonunda istemiyoruz. Bu işe noktayı koyun ve bu söylediklerimi bir ihbar olarak alın” ifadelerini kullandı.
‘Avukatın dövüldüğü yerde müvekkillerimizin güvenliği mi olur?’
İstanbul 3’üncü Havalimanı inşaatında yakılarak öldürülen Kürt işçi Mehmet Aytaç’ı da hatırlatan Yezdan, “Kürt ve HDP’li diye. Seçim zamanında HDP’li bir emektar yakılarak öldürüldü. Bunlar sorulmasın, bizler ölülerimizi mi yarıştırıyoruz? Bizler barışı temin etmeliyiz. 21’inci yüzyılda dövülüyoruz, ötesi yok. Avukatın dövüldüğü yerde müvekkillerimizin güvenliği mi olur?” diye sordu.
Duruşmaya 21 Haziran’a kadar ara verildi
Ardından oturumda talep edilenlere ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, bir kısım siyasetçilerin aynı cezaevine alınmaları talebine yönelik daha önce yazı yazılması gerekçesiyle talebin reddine karar verdi. Heyet ayrıca, “Bir kısım sanık müdafilerinin duruşma salonu içerisindeki polislerin duruşma salonundan çıkarılması talebinin yargılama sırasında dışarıda protesto gösterilerinin olması, bu protestolar sırasında sanıkların can güvenliğinin olup olmadığı mahkeme heyetine sormaları nazara alınarak duruşma salonu ve salonda bulunanların güvenliğinin sağlanması noktasında zorunlu bulunduğundan talebin reddine” karar vererek duruşmaya 21 Haziran’a kadar ara verdi.