‘Devletin IŞİD’e gösterdiği müsamaha yargı eliyle devam ettiriliyor’

  • 09:01 27 Nisan 2019
  • Hukuk
ANKARA - 10 Ekim Gar Katliamı dosyasında İstihbarat Daire Başkanlığı’nın istedikleri bilgileri vermediğini ve dosyanın bilinçli bir şekilde eksik bırakıldığını belirten Avukat İlke Işık, “Devletin her kademesi IŞİD’e müsemma gösterdi. Yargı da hala bu pratiği sergiliyor” ifadelerini kullandı.    
 
Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenmek istenen “Emek, Barış, Demokrasi Mitingi”ne yönelik DAİŞ tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucu 103 kişi yaşamını yitirdi, 500’den fazla insan ağır yaralandı. Saldırı sonrası polisin gaz bombalarıyla yaptığı saldırı görüntülere yansırken, yaralıların kurtarılmasına dahi izin verilmediği ortaya çıktı. Yargı aşamasında ise aileleri rahatlatan bir karara varılmadı. Birçok DAİŞ’li 3 yılın ardından ceza alırken, 16 firari sanığın duruşması hala devam ediyor. Firari sanıkların yargılandığı ikinci duruşmada, dosyadaki eksiklikler ve verilmeyen bilgiler ailelerin bir kez daha tepkisine neden oldu. 
 
‘Hülya Balı IŞİD’liler hakkında bilgi sahibi’
 
Dava avukatlarından İlke Işık, mahkeme başkanının tanık Hülya Balı için sergilediği tavrın hukuksuz olduğunu belirterek, Hülya Balı’nın dosyanın seyrini değiştirecek birçok şeyi bildiğini vurguladı. İlke, “Aslında Hülya Balı ve IŞİD üyelerinden Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi duruşmada hazır olmadıkları için soruları yöneltemedik ama yine aynı akıbet olacaktı. Dosyada bunları istememizin sebeplerinden biri dosyadaki önemli kişiler. Bunlar eşleri ile birlikte Suriye’ye gidip savaşmışlar. Sıradan kadınlardan söz etmiyoruz, bizim dosyalarımızın tanıklarını bilen bir sürü firari sanık hakkında bilgi sahibi olan insanlar bunlar. Bizim eşi ile ilgili özel olarak merak ettiğimiz bir şey yok. Dosyanın toplamına dair sorular soracaktık. Diğer sanıklara ve Ankara Katliamı’na dair sorular soracaktık. Kilis’te kimse onlara bunlara dair sorular sormamış. Yakalandığına dair tutanaklarda geldi, dosyada kimsenin bir şey sormadığı açığa çıktı. Mahkeme heyeti buna engel oldu” dedi. 
 
‘Mavi bültenle aranan Ayşenur İnci canlı bomba olarak eğitildi’
 
DAİŞ’li kadınların ısrarla Türkiye’ye iade edilmek istendiğini kaydeden İlke, “Suçsuzlar da eşlerinin peşinden gitmişler gibi bir algı yaratılıyor. Bunların birkaç tanesi bizim dosyalarımıza da yansıdı. Ayşenur İnci, Aralık’ta Türkiye’de mavi bültenle aranıyor olmasına rağmen Adıyaman mahkemesi ve savcılığı tarafından serbest bırakılmış, kamuoyu tepkisinden kaynaklı yeniden tutuklanmış bir IŞİD’li. Önemi bizim dosyamız açısından şuradan başlıyor. Firari ve tüm sanıklar ile ilgili toplam bir bilgi istemiştik. Yazımıza Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen cevap bazı sanıklar için ki Ayşenur İnci’nin ifadesi üzerinde bir değerlendirme yapılmış. Sanıkları tanıyor, nerede olduklarını biliyor ve hangi pozisyonda olduklarına dair çok ayrıntılı açıklamalar yapmış.  Hülya Balı, Şengül Büyükçelebi gibi Demet Şener ve Ayşenur İnci’nin de dinlenilmesini istedik. Çünkü Demet Şener ve Ayşenur İnci canlı bomba olarak eğitilmiş” diye belirtti.  
 
‘İstihbarat, Gar Katliamı’na ilişkin bilgi vermemekte direniyor’  
 
Türkiye’nin en büyük katliamı yaşanmasına rağmen dosyada birçok bilgi ve belgenin eksik olduğunun altını çizen İlke, “Hangi firari bu katliamın neresinde, hangisi örgütledi, hangisi planladı?  Antep sorumlusu kimdi? Bu katliamın gerçek emrini kim verdi” gibi soruların yanıtsız bırakıldığını kaydetti. İlke, “Bu sorulara ilişkin İstihbarat’a ‘elinizde ne belgeler var gönderin bize, göndermek zorundasınız’ demiştik. Mahkeme, geçen celsede talebimizi kabul etmişti. Ama istihbarat Daire Başkanlığı ‘delil olarak kullanmazsınız’ diyerek, son derece küstahça bir cevap vermişti. Delil olarak kullanıp kullanmama mahkemenin kararı. Bizim karşımızda yargı makamına bile işini öğreten bir pratik var. Bunun tek açıklaması da Ankara Katliamı’na ilişkin bilgi vermemekte direnmek. İstihbarat her şeye cevap veriyor, her şeye dair bir fikri var. Ama ülkenin en büyük katliamında ‘size bilgi veremeyiz’ diye direnen bir devlet kurumu var” ifadelerini kullandı.   
 
‘IŞİD’liler teker teker serbest bırakılmış’
 
Katliamdan önce firari sanıkların birçoğunun daha önce tutuklanıp daha sonra serbest bırakıldığına dikkat çeken İlke, konuşmasına şöyle devam etti: “Nerede oldukları bilinirken tutuklanmamışlar ve şuanda firariler. Emniyetten gelen yazı cevabında kısmen anlıyoruz ki, bir kısmı hala faaliyetlerini sürdürüyor. Canlı bomba olabilir, uyuyan hücre olabilir. İstihbarat’tan bunları da öğrenmek istiyoruz. ‘Faaliyetleri hakkında ne biliyorsunuz? Biliyorsanız neden haklarında yakalama kararı çıkarmadınız? Neden görevinizi yerine getirmediniz? Görevlerini yerine getirmeyenler kimlerdi?’ sorularını sormaya, bunların üzerinde durmaya devam edeceğiz. Savcılığın ve mahkemenin yapmadığını yapıyoruz. İnanılmaz rahat hareket etme durumları var.  Bunlar İstihbarat’tan gelecek belgelerle meydana çıkacak.”
 
‘Memleketin birçok şifresi bu katliamda’
 
Katliamın üzerinden geçen zamana rağmen hala dosyada eksikliklerin tamamlanmadığını ve bir an önce kapatılması peşinde olunduğunu aktaran İlke, “Kendiliğinden adalet verilmiyor. Önemli olan takip etmek. Bu öyle basit bir olay değil. 7 Haziran seçimleri ve 1 Kasım arasında çok kritik bir yerde duruyor. Aslında memleketin birçok şifresi bu katliamda. Uğraşmayacağız sanıyorlarsa öyle olmayacak. Bu öyle es geçilecek bir durum değildir, memleketin en kritik olaylarından biri. Devlet aklı bu dosyayı unutturmaya çalışıyor. Devletin sorumluluğunu es geçme pratiği var. Yargı, bütün kurumlar bunu yapıyor” dedi. 
 
‘Devletin her kademesi IŞİD’e müsamaha gösterdi’
 
Türkiye’deki devlet kurumlarının DAİŞ’e müsamaha gösterdiklerini belirten İlke, “İlhami Balı dosyada önemli biri ve onun hakkında bilgi alacağımıza rağmen mahkemenin ısrarla geri çekmesi aslında IŞİD’e yönelik müsamaha. Onları ‘öfkeli çocuklar’ olarak nitelendirenler, aradan geçen 4 yıla rağmen  devletin pratiği ve bakışının yansıması. Annenin feryadına dayanamayıp mahkemeye ara veriliyor. Mahkemenin annenin feryadından sonra duruşmaya ara vermesi aslında IŞİD’e olan müsamahayı gösteriyor. Devletin her kademesi IŞİD’e müsemma gösterdi. Yargı da hala bu pratiği sergiliyor” ifadelerini kullandı.